"Hoşgeldiniz Fahriye Hanım."
Öksüz binaya girer girmez çalışanlar onu selamlamaya başlamıştı, hafif baş selamları ve gülümsemelerle karşılık veriyordu o da. Asansöre binip kendi katına çıkar çıkmaz sekreteri yanına geldi.
"Hoşgeldiniz Fahriye Hanım."
Öksüz mantosunu ve çantasını kadının eline vermişti.
"Hoşbuldum Meltem, neredeler?"
"Üst kattalar efendim, toplantı odasındalar."
"Yanlarında Fuat mı var?"
"Evet efendim."
Öksüz hemen asansöre binip üst kata çıktı. Toplantı odasından tarafa döndüğünde kenardaki sandalyelerde oturan sarışın bir kız gördü.
"Siz de kimsiniz?" dedi kaşlarını çatarak.
Kız ona döndüğünde ikisi de şaşkınlıkla kaldı bir süre. İlk kendine gelen Öksüz oldu.
"Deniz? Ne işin var senin burada?"
Deniz'in yüzü ağlamaktan kızarmıştı.
"Öksüz abla Mert. Geçen uğraştığı algoritmalardan birini çözdüğünde otomatik veri aktarımı oldu. Başı belada. Fahriye Hanım'ı tanıyor musun? Abla ne olur kurtar Mert'i. Hapse atacaklarmış öyle dedi içerdeki abi." Diye ağlayarak yalvarmaya başladı.
Öksüz Deniz'e sarıldı "Hşşt. Sakin ol. Öyle bir şey olmayacak, izin vermem ben."
"Abla Fahriye Hanım'la konuş ikna et. Çok sert biri dedi abi. Çok kızacak dedi."
Öksüz güldü, kollarında hala ağlıyordu Deniz.
"Deniz Fahriye benim. Hiçbir şey olmayacak, merak etme."
Deniz şaşkınlıkla kafasını kaldırdı "Nasıl Fahriye sensin?"
Öksüz güldü "Fahriye benim ilk adım."
Öksüz Deniz'i kenara bıraktı, kapıyı açarak içeri girdi. Mert kafasının masaya dayamış ellerini üzerine kapatmıştı. Fuat masanın diğer ucunda ellerini masaya dayamış, yüzü sinirden kızarmış bir biçimde hızlı nefesler alıp veriyordu.
"Mert." Dedi Öksüz şefkat dolu bir sesle.
Mert kafasını kaldırmış, karşısında Öksüz'ü görünce hızla kalkarak ona sarılmıştı.
"Öksüz Abla."
Mert bir kafa daha uzundu Öksüz'den. Öksüz onun hıçkırıklarını duydu, çok korkmuş olmalıydı.
Fuat 'ne oluyor?' der gibi şaşkınca ona bakıyordu. Öksüz gözlerini kapatarak 'olay bende' mesajı verdi. Fuat kafa sallayarak odadan çıktı. Onun çıkmasıyla Mert de Öksüz'den ayrılmıştı.
"Abla Fahriye diye biri varmış, tanıyor musun abla? Abla hapse atacaklarmış beni, ne olur valla bilerek yapmadım. Çözülmez sanıyordum. Lütfen yardım et."
Öksüz gülümsedi "Korkmana gerek yok Mert, Fahriye benim. Hapse falan gitmeyeceksin."
Mert de Deniz'in verdiği tepkiye benzer bir tepki vermişti.
"Nasıl Fahriye sensin?"
"Fahriye benim ilk adım."
Mert'in şaşkınlıkla açılan gözlerine Öksüz'ün tepkisi yine gülümsemekti.
"Ben olmasam ağlaya ağlaya rezil olacaktın ha? Boyumdan büyük delikanlı oldun ama-"
"Ben kendim için korkmadım Öksüz Abla. Deniz'i yalnız bırakmaktan korktum. Onun benden başka kimsesi yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öksüz
General Fictionİnsanlar sizi Nirvana olarak görürken onların arasına nasıl kaynaşabilirsiniz ki? Öksüz -ardından yetim- ülkenin en büyük sorumluluklarını omuzlarında taşırken, hayatının erkeği karşısına çıkınca ne tepki verecek? Bununla baş edebilecek mi?