Bölüm-11

81 4 35
                                    

"Anne? Siz niye geldiniz?" Ayşe şaşkınlık ve telaş içerisinde sormuştu bunu.

"Niyesi var mı kızım? Baban ben hastanede kalmam dedi biz de çıktık geldik işte."

"Haber verseydiniz keşke, hazırlık yapardık."

"Selim'i aradık ama açmadı, uyuyor mu?"

Ayşe'nin kaşları çatıldı. "Selim mi? Eve mi geldi o?"

"Evet öğlen uyusun diye gönderdik onu."

"Ben görmedim onu, geldiğini de haber vermediler."

"Ben sordum şimdi gelmiş."

Ayşe panik olmuştu "Ben görmedim valla."

"Dur ben uyandırayım şunu da gelsin."

Ayşe panik olmuştu, Öksüz Selim'in odasında yatıyordu. Selim geldiyse başka odaya geçmişti ama yine de Öksüz'ü görmesi sorun olurdu. Ben uyandırayım diyemezdi, ne diyecekti?

Zehra Teyze merdivenlere yönelince o da peşinden çıkmaya başladı.

"Anne yeni geldiyse bırakın uyusun biraz, gece de orada kaldılar yorgundur."

"Kalksın kalksın, uyku düzeni bozulur sonra gece uyuyamaz."

Ayşe'nin diyecek bir şeyi yoktu.

Zehra Teyze yukarı çıkınca durdu "Sen niye geliyorsun peşimden?"

"Ee.. Şey... Pusat'a bakacağım."

"Bak bakalım."

Zehra Teyze odaya yönelirken Ayşe de karşıdaki kendi odalarına girdi. Kapıyı açık bırakmıştı. Bir iki dakika sonra sert adım sesleri odasının kapısının önüne geldi, Ayşe olacağı bildiğinden yüzünü kapıya dönmüştü. Zehra Teyze sinirle odaya girip kapıyı kapattı. Ayşe başını önüne eğmişti. Zehra Teyze Ayşe'nin kolundan tutup sıkınca Ayşe'nin başı acıyla hafifçe kalktı.

"Öksüz'ün ne işi var burada Ayşe?" dişlerinin arasından sinirle soludumuştu.

"Yolda gelirken birkaç kere esnedi, bende siz akşama kadar gelmezsiniz diye kal dedim. O da bir iki saat uyuyayım ama uyandır dedi. Ben ihmal ettim, ikindiye uyandırırım-"

"Ah Ayşe ah! Ne işi var bekar kızın bizim evimizde! Hadi kaldı diyelim niye kızların odasında yatırmıyorsun, niye erkenden göndermiyorsun!"

"Sizin geleceğinizi düşünemedim anne, dinlensin dedim biraz kusuruma bakmayın."

Zehra Teyze kızın kolunu bıraktı, Ayşe acıyan kolunu ovaladı. Zehra Teyze geldiği hızla odadan çıkınca o da peşinden gitti. Gördüğüyle duraksamıştı.

Selim Öksüz'ün yanına yatmış, kolunu beline sarmıştı. Öksüz'ün dağılmış saçları Selim'in göğsündeydi. İkisinin de yüzü onlardan tarafa dönüktü. Bütün örtü Selim'in üzerinde toplanmıştı, Öksüz'ün dizlerinden aşağısında küçük bir parça kapalıydı sadece. Büyük gelen tişörtün etekleri göğüslerinin altına kadar toplanmış, kusursuz belini açıkta bırakmıştı. Ayşe gözlerini onlardan çekerek Zehra Teyze'ye baktığında ona baktığını fark etti. Utançla başını eğmişti Ayşe. Zehra Teyze sinirle elini dolaba vurarak sert bir ses çıkardı. İkisi de uyanmıştı, Selim'in kolu olmasa Öksüz yere düşecek kadar zıplamıştı. Göz bebekleri büyümüş, ela gözleri simsiyah olmuştu. Belinde hissettiği tenle arkasına döndü hızla, Selim'i görünce rahatlamıştı.

"Haydi kalkın!" diye hafifçe bağıran Zehra Teyze'yle onu fark etti.

Hızla yerinden doğruldu Öksüz. Selim hala kendine gelememişti. Zehra Teyze Öksüz'ün kolundan tuttu, Öksüz acıyla yeniden kendine gelmişti. Kapıya doğru itti.

ÖksüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin