Üç aylık bir aranın ardından yeniden beraberiz. Çok uzun, çok güzel bir bölüm oldu. Bir kaç kere tekrar okumam, düzeltmem gerekti. Word diyor ki 56 a4 sayfası yazmış 4747 dakika bu bölüm üzerine çalışmışım! Keyifli okumalar dostlarım...
-------
"Aradın mı Zehraları." Diye sordu büyük hanım Öksüz'e.
Öksüz başını salladı "Gidip alacağım birazdan."
"İyi."
Sofranın tadı yoktu, derin bir sessizlik hakimdi. Kızlar Öksüz'ün her an patlamasını bekliyorlardı. Buna rağmen Öksüz onları şaşırtacak kadar sakindi. Son kızarmış ekmeğinin lokmasıyla son peynir kırıntısını yedi, kahvesinin son yudumunu içti. Ardından ayağa kalktı.
"Benden bir isteğiniz var mı?"
Kızlar başlarını iki yana sallamışlardı.
Büyük Hanım "İstemez."
Öksüz başıyla onayladı. Bir şey demeden masadan ayrılmıştı. Portmantodan yeldirmesini aldı üzerine, anahtarlarını ve küçük çantasını alarak arabasına gitti. Arabasına binip hızla yola çıkmıştı. Sakin değildi, öfkeli ve tedirgindi. Selim'in bunu öğrenmesini istemiyordu. Hafif bir müzik açtı dinginleşmek için. Derin nefesler alıp verdi. Konağa çok yaklaşmıştı ki telefonu çaldı, Selim arıyordu.
"Başardık Öksüz, başardık canım!" diye şakıdı heyecanlı ve mutlu sesiyle.
"Evet, bu işi de kazasız belasız hallettik."
"Sen baktın mı tüm haberlere, ben daha yeni başladım bakmaya."
"Baktım baktım, kötü bir şey yazan yok."
"Oh, oh çok şükür."
Selim'in neşesi ona da bulaşmıştı.
"Şükür."
"Sen ne yapıyorsun?" diye sordu Selim.
"Aslında birkaç dakikaya konakta olacağım."
"Ne? Neden?"
"Anneni almaya geldim, işimiz var kızlarla."
"Hım.. Ne işiymiş bu?"
"Özel bir iş, kız kıza." Diye dalgayla söyledi Öksüz.
"Öyle olsun bakalım Öksüz Hanım. Buluşmayacak mıyız bugün?"
"İşimiz bitsin, öğleden sonra bakarız."
"Bunu söz olarak kabul ediyorum."
Öksüz kıkırdadı "Peki öyle olsun Selim Bey. Bu arada bir ara da iş konuşmamız lazım abinlerle. Sanırım bir çıkar yol buldum."
"Gerçekten mi! Buldun mu? Ne buldun?"
"Uzun biraz, hepinize birden anlatırım."
"Bugün ne muhteşem bir gün ya, ne güzel haberlerle başladım güne, en kötü günümüz böyle olsun."
Öksüz'ün gülümsemesi solmuştu "Daha iyileri olacak, aceleci davranma."
Selim bunu bir ima olarak algılamıştı "Mesela evlendiğimiz gün mü?"
Öksüz tebessüm etti "Evet, evlendiğimiz gün."
"Seni seviyorum."
"Bende seni, hadi aşağı in."
Telefon konuşmasını kapatmıştı, kapısını adamlardan biri açmıştı, aşağı indi.
"Götürmeyin çıkacağız şimdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öksüz
General Fictionİnsanlar sizi Nirvana olarak görürken onların arasına nasıl kaynaşabilirsiniz ki? Öksüz -ardından yetim- ülkenin en büyük sorumluluklarını omuzlarında taşırken, hayatının erkeği karşısına çıkınca ne tepki verecek? Bununla baş edebilecek mi?