15 gün sonra...
Asansörün sesiyle Deniz'le Mert kafalarını o yöne çevirdiler. Yakışıklı gülümsemesiyle Selim gelmişti. Bu 15 gün içerisinde 6. gelişiydi bu.
"Selam gençler."
Mert de gülümsemişti "Hoş geldin abi."
"Hoş bulduk. Öksüz nerede?"
Deniz güldü, selamın ardından Öksüz'ü sormuştu.
"Atölyesinde."
Selim gülümsemişti "Mabedinde yani."
Ardından sağ tarafa dönerek Öksüz'ün atölyesine girdi. Öksüz burayı ona ilk gün göstermemişti. Burası iki odanın birleşmesiyle oluşmuş bir bilim laboratuvarıydı. Birçok teknik cihaz, bir sürü kitap, boydan boya bir masa ve Öksüz'ün prototipleri. Güzel bir ses sistemi de vardı ama Öksüz Mertlerin rahatsız olmaması için kulaklıkla çalışıyordu ama. Selim'in geldiğini bu yüzden duymadı. Arkasından yaklaşarak gözlerini kapatınca da neredeyse tornavidayı eline saplıyordu.
"Mert bu hiç hoş bir şaka değil. Çek şu ellerini."
Selim sessizce gülerek ellerini yine sabit tuttu.
"Mert çek şu elini yoksa havyayı basarım."
Selim yine ellerini çekmeyince Öksüz el alışkanlığıyla havyayı kaptı, kahkaha atarak çekti ellerini Selim. Öksüz sinirle kaşları çatılmış bir şekilde arkasına dönerken kulaklıklarını çıkarmıştı. Gördüğü kişiyle çatılan kaşları şaşkınlıkla kalkmıştı.
"Selim?"
"Sen Mert'i istemiştin istersen onu çağırayım."
Öksüz gülümsedi "Saçmalama. Hoş geldin."
Ayağa kalkmıştı bu sırada. Selim de bir elini Öksüz'ün sırtına atarak yanaklarına öpücük kondurdu.
"Hoşbuldum."
"Salona geçelim." dedi Öksüz kapıyı göstererek. Selim'in arkasından salona çıktı. Deniz'le Mert masaya yayılmış ders çalışıyorlardı.
Öksüz "Rahatsız etmeyelim onları, odama gel."
"Aslında söyleyeceklerim onları da ilgilendiriyor."
Öksüz kaşlarını çatmıştı, onların geldiğini gören Denizler de kafalarını ona çevirmişlerdi.
"Hep birlikte Savur'a gidiyoruz bayramda."
Diğerleri hep birlikte "Ne?!"
Öksüz "Nereden çıktı bu Selim?"
Selim ellerini teslim olurmuş gibi iki yanına kaldırdı "Valla ben bilmem. Zehra Hanımım söyledi. Öksüz'ü de al gel dedi."
"Selim nasıl geleyim öyle pat diye geliniyor mu? Çocuklar bende kalıyor hem."
"Bu yüzden onlar da geliyor işte."
Öksüz ellerini olumsuz manasında salladı "Sen git. Ben gelemem. Arayıp konuşurum."
"Ben çok yalvardım. Öksüz gelemez işleri var dedim. O gelmezse sende gelme dedi. Valla Öksüz annem bir tek Kurban Bayramında kavurma yapar ve o kavurmanın tadı damağında kalır insanın. Bir sene daha bekleyemem kusura bakmayın gidiyoruz. Hazırlanın akşam gelip alacağım."
"Selim yapma böyle emrivaki çocukların dersleri var."
Deniz "Yoo, hocalar sınavlar yeni bitti diye vermedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öksüz
General Fictionİnsanlar sizi Nirvana olarak görürken onların arasına nasıl kaynaşabilirsiniz ki? Öksüz -ardından yetim- ülkenin en büyük sorumluluklarını omuzlarında taşırken, hayatının erkeği karşısına çıkınca ne tepki verecek? Bununla baş edebilecek mi?