(düzenlendi✔)
İnsanların düşünceleri önemli değildir ama bir yazar her zaman önemser.
Elimdeki büyük kol çantama hızla tabletimi sıkıştırdım ve arabadan inmeden küçük video kameramı elime aldım. Vlog çekmeyi seviyordum, bir günümü kısa videolar halinde takipçilerimle paylaşabilmek çok güzeldi.
Arabadan çıktım ve son günümü geçireceğim okuluma baktım. Bugünden sonra okulu dondurup, Amerika'ya gidecektim çünkü elime iyi bir iş fırsatı geçmişti; bütün dünyanın beni tanıyabilmesine olanak verecek bir fırsat. Birkaç aylığına 'One Direction' 'ın stilistliğini yapacağım ve bunun için ne kadar umutlu olduğumu bilemezsiniz.
Fötr şapkamı düzeltip, siyah gözlüklerimi taktım. Bir insan ellerini ne kadar çok şeyle doldurabilir sorusunun yanıtıyım resmen. Bir koluma geçirdiğim büyük çantam, diğer elimdeki kahvem ve yine kameram.. Nihayet kafeteryaya girdim ve gözlerimle arkadaşlarımı aramaya başladım. Aslında aradığım tek şey, onun mavileriydi.
Yanında oturan sarışın kız kulağına doğru eğildi ve dediği şeyle onu gülümsetmeyi başardı. Halbuki ki ne kadar çok istemiştim, o gülümsemelerinin sebebi olmak.Yüzümde ki buruk gülümsemeyle yanlarına ilerledim ve herkese selam verip eşyalarımı masanın üzerine bıraktım. Aslında ne ara onlarla bu kadar yakın olmuştum bilmiyorum ama hepsine içim ısınmıştı. Ali'nin alaylı bakışlarını üzerimde hissettim.
Son günlerde bu hep böyleydi, sevmediğinden mi yapıyordu bilmiyorum ama artık canımı acıtmıyordu, canımı koparıyordu benden.
Küçük kameramı alıp kayıta başladım.
"Herkese günaydın! Şimdi okula geldim birkaç işlemi halledip eve geri döneceğim. Bu arada Emre,Tuğçe,Savaş,Ali ve kim olduğunu bilmediğim bir kızla oturup kahve içeceğiz."
Ön konuşmayı yaptıktan sonra gözlüklerimi çıkardım ve videoma kendi espirileriyle devam eden Emre ve Tuğçe'ye gülümsedim. Savaş dikkatimi çekmek ister gibi elini gözümün önünde şıklattı."Yakında gidiyorsun öyle mi?" dedi gülerek.
"Ah,evet. O kadar heyecanlıyım ki bu hayatımın fırsatı."
"Youtube sonunda bir işe yaradı yani ha?"
"Aslında bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştim ya ama şimdi One Direction, stilist, dünyanın bir numaralı grubu, Amerika sözcükleri bir araya geldikçe sevinçten çıldırıyorum"
Sonunda Ali paşamızın dikkatini çekebilmiş olmalıydık ki bize döndü ve çatık kaşlarla;
"Öyle bir grupla senin ne alakan olabilir ki?" diye bir soru yöneltti.
Şaşkınlık halimden hızla kendimi toparladım.
"Stilistleri olarak çalışmamı istiyorlar, yani elbette baş stilist değil ama.."
Alayla güldü. Tanrım.. sanırım bundan başka mimik bilmiyordu.
"Daha çok eğlenecek birilerini arıyorlardır." dedi buz gibi sesiyle.
Öne doğru eğildim ve artık onun aşağılamalarına katlanamayacağımı fark ettiğim için konuşmaya başladım.
"Sürekli beni aşağılayıp duruyorsun lakin bunu yaparken içinin acıdığını görebiliyorum. Sen fark ettirmesen de herkes bana nasıl baktığını görüyor." dedim gözlerimizi ayırmadan.
Savaş çoktan ikimizin arasından kalkmıştı, Tuğçe ve Emre ise hala kayıtta olan kameramla birlikte yan masaya geçmişlerdi. Ali'nin yanındaki kız ise 'makyajını tazelemek' üzere yanımızdan ayrılmıştı.
Sözlerime karşın bir şey diyemiyor olması,acıyla gülümsememi sağladı.
"Sen ve senin aptal davranışların yüzünden bu haldeyiz, geri zekalı." dedi 1-2 saniye sonra.
Konuşmama fırsat vermeden, yanımıza geri dönen sarışın kızı kendine çekti ve dudaklarına bir öpücük bıraktı. Hızla eşyalarımı toplarken siyah güneş gözlüklerimi taktım ve mahvolduğumu görmesine izin vermedim. Emre ve Tuğçe'yle vedalaştıktan sonra geldiğim gibi arabama yürüdüm. Radyoyu açtığımda Amy Winehouse'un 'back to black' şarkısı çalmaya başladı.
he left no time to regret
( hiç vakit vermedi pişman olmaya)me and my head high and my tears dry
(Ben ve gururum, kurumuş gözyaşlarımla)get on without my guy
( devam edeceğim sevgilim olmadan)i died a hundred times
( öldüm yüzlerce kez)You go back to her and I go back to black
(Sen, geri dönüyorsun 'ona', bense düşüyorum umutsuzluklara)Şarkı bittiğinde direksiyondaki elimi sıkılaştırdım ve akan gözyaşlarımı sildim. Aylardır umutsuzluğa düşen bendim ve şimdi arkama bile bakmadan gittiğimde, sıra ona geçiyordu. Ve ne kadar kıvranırsa kıvransın aynı soğukkanlılığı bende ona sergileyecektim.
Herkese yeniden merhaba! Bu bölüm tam 550 kelimeden oluşuyor, biraz sıkıcı fakat bu geçiş bölümüydü, herşey şimdi başlıyor. Ay bu arada nasıl olmuş düşüncelerinizi yazın bana öpüldünüz xo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ali'ye, Sevgiler Selin 》AlSel
FanfictionSevgili Ali, bu mektupları yazıyorum çünkü günün birinde birlikte olduğumuz zaman, bu mektuplar seni ne kadar sevdiğimin kanıtı olacak.