15.Bölüm

100 7 11
                                    

Herkese merhabalar efenim.Yeni bir bölümle karşınızdayım :) Biliyorum yeni bölümün gelmesi için çok beklediniz ve sonunda yeni bölümü yazıyorum efenim :D

Umarım beğenirsiniz der ve iyi okumalar dilerim.

Not: Sanki bu bölüm pek iyi olmadı gibi :/ İlham mı gelmedi nedir ?

-----------------------------------------------------------------

Evvet Haru.Babana ilk defa yalan söyleyeceksin.Şimdi ağzından cümleleri doğru bir şekilde çıkar ve babacığının birşey anlamamasını,şüpheye düşmemesini sağla.

''Her zaman ki gibi işte babacığım.Okula gidip geliyorum.Dersler birazcık zor ama çalışarak üstesinden geliyorum.Arkadaşlarımla konuşuyorum öyle işte''

Babam biraz süzdükten sonra beni konuşmaya başladı.

''Haru senin saçların mı çoğalmış? Eski haline nazaran bayağı bir gürleşmiş.''

Eyvahlar olsun.Bu kadar fark edecek derecede mi belli? Kan ter içerisinde kaldım.Hemen bir yalan daha uydurmalıydım.Hemde hemen!!

''Babacığım yeni bir şampuan almıştım.Her yıkandığımda onu kullanıyorum.İşe yaramış mı ? Saçlarım öncekine nazaran daha mı çok ?''

''Tabi ki daha çok.Gürleşmiş saçların.Sen fark etmezsin ama babalar anlar.Bak saçın ne güzel olmuş.Şey aslında bende mi kullansam Haru.Bak babacığının saçları dökülmeye başladı bile''

Babam yalanıma inanmıştım.Derin bir nefes verdim ve babama baktım.

''Baba öyle şeyler deme.Bak saçın var işte.Yakışıklısın sen''

Babam gülümsedi ve bana sımsıkı sarıldı.

''Beni utandırıyorsun canım kızım.Bu arada şampuanın markası nedir?''

Gülümsedim ve cevap verdim.

''Hani reklamlarda Thor (Marvel'e gönderme olsun :D) karekteri var ya saçları ışıl ışıl olan.Sarı saçlı.İşte o reklamda ki şampuanı kullanıyorum.''

''Pekala''

Bu sırada babamın elindeki poşetlere baktım.

''Elindeki poşetlerde neler var babacığım''

Babam gözlerini kıstı ve konuşmaya başladı.

''Demek fark ettin he.Bu poşetlerde çok ama çok özel şeyler var.Ama tabi burada açmak ve bakmak olmaz.Eve gitmemiz lazım''

Babama tekrardan gülümsedim.Ona bakınca bir an eskiler aklıma geldi.Annemin ölümünün ilk zamanlarında kendisi bayağı bir yıkılmıştı ve hiçkimseyle konuşmuyordu.Buna bende dahil.Ama sonrasında bunun üstesinden geldi.Daha doğrusu biz üstesinden geldik.Sonuçta hayat devam ediyor öyle değil mi? Babam elini yüzümün önünde sallamasıyla kendime geldim.

''Kimi düşünüyorsun? Yoksa yoksa senin sevgilin mi var?''

Sevgili kelimesini duyduğum an yüzüm kıpkırmızı olmuştu.

''Ne sevgilisi baba! Benim sevgilim yok ki! Hadi bir an önce eve gidelim''

Babamı kolundan tuttarak eve doğru yürümeye başladım.Suratımın kızarıklığı bu süre zarfında geçmemişti.Bir an Ken ile benim sevgili halimiz geldi aklıma.Ama sonrasında kafamı sağ sola çevirerek bu düşünceden kurtuldum.Belki de ona beni kurtardığı günü hatırlatıp onu sevdiğimi söyleyebilirdim.Tabi uygun bir zamanda.

-------------------------------------------------------------------------

Eve geldiğimizde yorulduğumu fark etmiştim.Koşuşturmalardan dolayı insan tabi ki yorulur.Babam elindeki poşetleri salona bıraktı ve kendi odasına girdi.Bende kendi odama girdim ve kapıyı hemen kilitleyip başımdaki peruğu çıkardım.Üstümdeki giysileri pijamalarla değiştirip hemen peruğumu hızlıca kafama taktım ve aynada kendime bakarak peruğu birkaç dokunuşla düzelttim.Kapının kilidini açtım ve odamdan dışarı çıktım.Babamda üzerine rahat birkaç kıyafet giymişti.Salona onun yanına gittim.Yere oturmuştu bende yere oturdum.Yanımızdaki poşetlere bakarak:

Beni Sevebilir Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin