Yeni bir bölümle sizlerleyim efenim :))) Bu bölümde çokça hatalar olabilir yada bölüm pek güzel olmayabilir :D Aklım bana nasıl yol gösterirse öyle devam edeceğim :D Bakalım Haru'muzun başına bu bölümde neler gelecek :) Resimdeki kişi Haru :))
--------------------------------------------------------
Uyandığımda siyah saçlı çocuğun kendi tarafını temizlediğini gördüm.Yatağımdan doğruldum ve tuvalete gideceğim an siyah saçlı çocuk şahin gözleriyle beni görüp hemen konuşmaya başladı.
"Sana ben dün ne dedim?"
Tuvalete gitmek içinde ona mı soracaktım.
"Dün dediklerini hatırlıyorum ama tuvalete gireceğim zamanda senden izin isteyemem"
Çocuğun bana cevap vereceği sırada hemen tuvalete girdim ve kapıyı kilitledim.Banyo yapıp kendime gelsem iyi olurdu.Üzerimdekileri çıkardım ve attım kendimi banyoya.Sıcak su derimi yumuşatıp temizliyordu.Banyodan çıktım.Kurulandım ve temiz kıyafetlerimi üzerime geçirip çıktım tuvaletten.Çıkar çıkmazda siyah saçlı yanımda bitivermişti ve saçımı kokluyordu.
"Bu şampuan kokusu...."
Çocuğa baktım ve
"Güzel değil mi?Banyoda buldum sanırım oraya bizim için koymuşlar.Kokusuda hoşuma gitti ve kullandım.Aloa vera saç derilerini yakar ve temizler saçtada serinlik etkisi yaratır"
Çocuk dehşete düşmüş bir şekilde bana baktı.
"O benim şampuanım çocukk! Sana söylemedim mi ben benim eşyalarıma dokunma diye"
Çocuğa pis bir sırıtış yaptım.
"Ama sen bana banyodaki eşyaların hangilerinin senin olduğunu söylemedin ki!"
Çocuk uçan hızla tuvalete girdi bende çıktım ağaç evden.Etrafı biraz gezinmeye başladım.Bazıları şimdiden hamak kurmaya yada çadır kurmaya başlamıştı.Sanırım bazıları dışarıda uyumayı seviyordu.Biraz daha gezindiğimde şırıl şırıl akan bir şelaleyle karşılaştım.Karşılaştığım manzara o kadar güzeldi ki cebimden telefonumu çıkarıp hemen fotografını çektim.O sırada birisinin yanıma geldiğini fark ettim.
"Haru seni burada görmek çok güzel"
Sesin geldiği yöne doğru döndüğümde sesin sahibinin Ken olduğunu anladım.Biraz daha yanıma geldi ve telefonuma baktı.Yüzümde hafiften pembeleşmişti.
"Şelalenin resmi güzel çıkmış Haru"
Gözlerimi utançtan kaçırdım.
"Teşekkür ederim ve özür dilerim.O gün yanından hızlıca gitmek zorunda kaldım."
Ken bana sıcak şevkatli gözleriyle bana bakıyordu.
"Önemli değil"
Elini çenesine doğru götürdü ve bir şeyi düşünmeye başladı.
"Haru ikimiz resim çekinelim mi hatıra olur."
İçimde birden kelebekler uçmaya başladı.Ken ile ben resim çekinecektim.Yüzüm daha çok pembeleşti.
"O..olur"
Ken ayakkabısını ve çorabını çıkardı ve şelalenin aktığı yere girdi.Daha sonrasında parmağıyla ayakkabılarımı gösterdi.
"Hadi bakalım Haru gel su çok güzel"
Ayakkabılarımı ve çoraplarımı çıkardım ve suya ayağımı soktum.Ken bileğimden tuttu ve şelalenin biraz yanına geldik.Su buz gibi soğuktu ama yinede iyiydi.Ken yanımda olduğu için su bana pek soğuk gelmiyordu.Ken cebinden telefonunu çıkardı ve birkaç ayarlamanın ardından kamerayı açtı.Bana gel işareti yaptı.Yanına gittim.Şelaleye arkamızı döndük.Yanından biraz uzakta duruyordum.
