------------------------------------------Ayakkabısından başlayarak süzmeye başladım. Siyah pantalon, siyah gömlek, siyah ceket. Ve o bakışlar?
Yeşil gözler soğuk ve ifadesizce bakıyordu.
Tabii gözlerinde bariz bir şekilde ortaya çıkan şaşkınlığı saymazsak. Ben ise düşmemden dolayı dolmuş mavi gözlerimle sorgularcasına bakıyordum.
Her an ağlamaya hazır olan gözlerim en ufak dokunuşla bile sel olup akabilirken; düşmem şok etkisi yaratmıştı. Hele de düşmeme neden olan kişi bana böyle bakarken ne yapacağımı şaşırmak elde olan bir şey değildi.
Düşüncelerimi bölen sese eşlik eden büyük bir el bana doğru yöneldi.
"Çok üzgünüm. Benim hatam." Kalın ve yoğun sesin sahibine başımı kaldırarak tekrar bakmak istedim.
Tanrım... Çok yakışıklı ve karizmatikti. Kısa sarı saçları onu bi nebze tatlı gösterse de , yeşil gözlerindeki kararlılık ve hala neden olduğunu anlayamadığım yoğun duygu onu kesinlikle tatlı göstermiyordu. Benim gözümde.
Kirli sakalından başlayarak siyah gömleğinden belli olan kaslarına kaydı gözüm. Bakışlarımı hemen oradan çekip çevreye verdim. Adamın arkasındakileri şimdi farkediyordum. Ve hepsinin ne kadar şaşkın olduklarını da. Allah aşkına neden herkeste bir şaşkınlık vardı?
"Iıı- hanımefendi iyi misiniz?" Adamın hemen ardından annem arkasına dönüp beni çağırmıştı. Ve arkasında göremeyince korkuyla babamı dürtmüştü.
Tekrar adama dönüp iyi olduğumu söyledim. Yüzüne birden rahatlamış bir ifade yerleşti ve bana doğru olan elini tutmam için yavaşça salladı.
Elini boş verip yerden destek olarak kalktım. Ne kadar yakışıklı, karizmatik, tatlı ve taş olsada sonuçta onu tanımıyordum ve elini tutmam yanlıs olurdu. Adamın garip bakışları arasında yanından ayrılıp annemlere doğru gitmeye başladım.
Resmen arkama dönüp bakmamak icin savaş veriyordum. Annemler beni görünce rahatlayıp yürümeye devam ettiler. Asansöre binip yukarı çıkmaya başladık.
İki ayrı oda almışlardı; bir bana bir de kendilerine. Kendi odama geçtiğimde hemen bir duş alma ihtiyacı hissettim.
Kendimi direk banyoya attım. Uzun bir şekilde duşta kaldıktan sonra bornoza sarılıp odama geçtim. Sıcak suyun verdiği mayışmışlıkla uykumun gelmesine engel olamadım. İç çamaşırlarımı giyip direk yatağın içine girdim.
Eeee ne demiş Cem Adrian;
"Unutabilmek için hepsini, biraz uyu."---------------------
Telefonumun sesi ile gözlerimi açtım. Zil sesi olan teen wolf jeneriği ile herşeye inat yüzümde bir gülümseme oluştu.
Çarşafı üzerimden attığımda hala iç çamaşırlarıyla olduğumu fark ettim. Telefon kapanmadan elime aldım ve kulağıma götürdüm.
Arayan annemmiş. Abimi esir alan ailenin yanına gittiklerini söyledi. Ne kadar ısrar etsem de benim de onlarla birlikte gitmeme izin vermedi. Sadece konuşacaklarını söyledi.
Ama ısrar ettiğimde ki sesini unutamıyorum. Sanki onlarla birlikte gitsem bir daha geri dönemiyeceğimi sanıyordu.
Neden böyle olduğunu merak ediyordum.
Neyse kapı çalındığında aceleyle altıma dün gece çıkardığım şortumu geçirip kapıyı açmaya gittim.
Kapıyı açtığımda otelin görevlilerinden biri olduğunu gordum. Genç şok olmuş ve kocaman gözlerle bana bakıyordu bakışlarını takip edince üzerime bir şey geçirmediğimi hatırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Töre De Ne? (Askıya Alındı)
General FictionSosyetenin gözdesi, güzel mi güzel Gökçe 'nin bir baloda gördüğü adam yüzünden aklı karışmıştır. Hele ki ondan sonraki günlerde gelen haber Gökçe'yi bir çıkmaza sürükler. Daha Töre'nin ne olduğunu bilmeyen Gökçe ya Töre'nin pençesine düşerse? Mardin...