1.Bölüm

4.3K 141 6
                                    

Azra'nın bu kadar konuşabilmesi normal miydi? Ya da ben mi fazla abartıyorum. Yok ya ne abartması; kızdaki çene kimsede yok.

"Kızım ne konuştun ya ,az sus. Ne baloymuş arkadaş. Giyeriz bir elbise gideriz işte. Sen de amma abarttın." dediğimde bana bilmişçe baktı.

"Tabii ki de böyle söyleyeceğini biliyordum. Senin ki zaten sana yanık. Ama ben bu akşam ki balo da Boran'ı tavlayamazsam daha da tavlayamam. Bu akşam her şey açıklığa kovuşacak." dediği seninki kelimesiyle tip tip ona baktım.

"Ya şuna iki de bir seninki deyip durma. Zaten annem de bi tutturmuş evlendirelim sizi diye. Sen de annemin yanında böyle söyleyerek yangına körükle gidiyorsun." dedim kızgın gözlerle ona bakarken. Senin ki dediği kişi benim bir zamanlar sevgilim olan Yiğit. O zamanlar lise 1 e gidiyordum. Tabii ergenlik hali olarak çirkinim. O zamanlar bunu platonik olarak seviyordum. Sonra çıkmaya başladık. Daha 5 gün sonra başka birisiyle yiyişirken yakaladım Yiğit'i. O zaman dan beri kendime bakmaya başladım. Şu anda resmen benim için yanıp tutuşuyordu. Ama ona olan sevgim çoktan gitmişti. Artık o benim için hiçbirşeydi.

"Kızım bari bir şans ver ya. Çocuk 1 senedir peşinde koşuyor. Bak sana seni sevdiğini söyledikten sonra bir daha kimseyle görüşmemiş. Çocuk senin için playboyluğu bıraktı sen şu inadını bile bırakamıyorsun. Ne gururmuş seninkide." Doğru söylüyordu yeri gelince çok gururlu olurdum.

"Neyse onu bunu bırakta hadi çıkalım Gökçe. Lütttfeennnn. Bak hem seninde elbiseye ihtiyacın var." dedi ve kedi gözleriyle bana baktı.

"Tamam. Tamam. Hadi çıkalım."
-------------------------------------
"Offf kızım yeter boşver beni. Ben kendime evden birşeyler giyerim." İki saattir etrafta dolanıyorduk. Balo ya tam olarak 3 saat kalmıştı. Ve ben daha kendime bir elbise bulamamıştım. Benim için önemli değildi de. Ama Azra bunu resmen bir savaştaki silah eksikliği olarak görüyor. Sanki ben askerim de silahım eksik.

"Yaa hayırr. Sende elbise almadan kuaföre falan gitmiyoruz. Aaa bak şu mağazaya girmedik. Hadi oraya da bakalım." dedi ve bir yöne doğru yürümeye başladı. Ben de tam peşinden gidicektim ki o elbiseyi gördüm. Toz pembe kumaşı masum duruken straplez yakası ve belindek o detay çok hoşuma gitmişti. Tabi önü kısa arkası uzun ve fırfırlı eteğini de unutmamak lazım (elbise multimedya da).

Önümde koşuşturan Azra'nın kolundan tutup o mağazaya doğru çekiştirdim. Elbiseyi hemen satın aldım. Azra ile beraber kuaföre doğru yol aldık.
--------------------------

Diğer bölüm balo sahnesi. Arkadaşlar bu ikinci yazdığım hikayem. Diğer hikayemede bakarsanız sevinirim.
HOPESDAUGHTER

Töre De Ne? (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin