Yağmur Bulutu

Mavi

     Panonun karşısına geçtim ve heyecanla kız ve erkek başrollerin isimlerinin yazdığı kağıtta adımı aramaya başladım. Aradığımı bulmuştum. Kız başrole ben seçilmiştim. Hemen partnerimin ismine dikkatle baktım. Bulut Egemen. Kimdi bu? Arkamda hissettiğim soluk alışverişinin sesiyle arkamı döndüm.

         " Hadi ama bana adının Bulut olduğunu söyleme. " dedim. Panoya tekrar baktım. " O zaman söylemem " dedi kulağıma eğilerek çakıl taşı. Arkamı dönerken " ya sen şaka mısın? " diye sordum. Verdiği cevap tabi ki egosunu sarsmayacak tam tersi yüceltecek bir biçimdeydi.
        
           " Saka olmak için fazla yakışıklıyım, MAVİ " dedi eliyle kendini gösterirken. Galiba gözlerimden dolayı bana mavi diyordu. Utandığımı ona göstermemek için gitmem gerektiğini söyleyip panonun ve kaç gündür tanıştığım fakat adını daha yeni öğrendiğim Bulutun yanından uzaklaştım.

        " Aslında gerçekten çok yakışıklıydı. Herkesin böyle sevgilisi olmasını isteyeceği cinstendi. Zaten yüzünün kemikli yapısı onu diğer erkeklere göre 1-0 öne geçiriyordu. "  Bunları söyleyen iç sesime söverken buldum kendimi. Herkesin zaman zaman iç sesiyle yaşadığı kavgayı ben şimdi yaşıyordum. Bit turlu susmak bilmiyordu. Aryanın 1 bardak heyecan 2 paket merak karışımı sorusu iç sesime goodbye demek için çok iyi bir zamandı.

          " Karşında Galatasaray kolejinin tiyatro kulübünün kız başrol oyuncusu duruyor. " dedim sanki ben de kendime bunu hatırlatmak istercesine. Gözümü yan tarafa çevirdiğimde Başak ve Rüzgarı yeni farketmiştim. Teker teker beni tebrik edip sarılmalarından sonra saray yavrumuzdaki sınıfımıza çıktık.

           Ders başladığından beri Bulutun hangi sınıfta olduğunu ve abimin onu tanıyıp tanımadığını düşünüyordum. Nöbetçi öğrencinin kapıyı tıklatıp içeri girmesiyle düşüncelerimi diğerlerinin yanına bıraktım ve duyuruyu dinlemeye başladım.
          Nöbetçi öğrenci " Hocam Özlem hoca - tiyatro hocası - Yağmuru çağırıyor. " dedi. Sınıftaki matematik hocasına bakıp onaylamasını bekledim. Onayladığını görünce nöbetçi öğrencinin arkasından sınıftan çıktım.

          Tiyatro salonunda sadece Bulut - taş çocuğumuz - ve Özlem hoca vardı. Tabi ki öyle olmalıydı ne bekliyordum ki. Supernatureldeki  Sam Winchester falan mı?

         " Hocam beni çağırmışsınız. " dedim sesimi alçaltarak. Özlem hoca " Evet , Yağmur. Sen gerçekten yeteneklisin ama biraz profesyonel biriyle çalışman gerekiyor tam bir bütün yaratabilmek için fakat tüm tiyatro hocaları bu senaryolarla ilgilendiği için boş bir eğitmen yok. O yüzden sömestrdan sonra Bulutla çalışmanı istiyorum. " dedi. Önce Buluta sonra bana baktı. Tepkimi ölçmek istiyordu belli ki. Elindeki kağıtlara bakıp birkaç şey yazmaya başladı. Bulut Özlem hocanın başka bir işle ilgilendiğini görünce kulağıma eğilerek " Seninle çalışmak için sabırsızlanıyorum mavi " dedi.

         Tüm vücudum kasılmıştı. Hareket edemiyordum. Tam olarak felç gibi bir şeydim. Niye kalbim çok hızlı atıyordu? Ellerim de terlemişti. Yoksa...

        Özlem hocanın kağıtları uzatmasıyla hareket etme yeteneğimi geri kazanmıştım. " Şuraya imza atmanız yeterli " dedi kalemi de uzatırken Özlem hoca. İmzamı atıp Bulutun da atmasını bekledim. O imzasını atarken içimden " Bu imza sadece o kağıda atılmadı Yağmur. Bulut Egemen galiba kalbine ve hayatına da imzasını attı. " diye geçirdim.

--------------

       Son dersin son dakikalarındaydık. Birazdan kafeslerinden kurtulmayı becermiş kuşlar gibi özgürleşecektik. Özgürlüğümüze dakikalar kala nöbetçi öğrenci duyuru yapmak için sınıfa girdi. Yine aynı nöbetçiydi. " Galatasaray koleji olarak sömestrda Uludağ' a gidiyoruz. Gelmek istemeyenler olabilir bu yüzden gelecek olan kişiler - cuma günü karne dağıtılacağı için - yarına kadar isimlerini kayıt ettirmeleri gerekiyor.  Ayrıca tiyatro kulübündekilerin katılması zorunlu. İyi dersler " diyerek sınıftan çıktı.

       Hemen yanımdaki Başak'a ve arkamdaki çifte kumrulara beni orada yalnız bırakmayın bakışlarımı gönderdim. Onlar da sanki önceden sözleşmişler gibi " tabi ki geliyoruz " diyerek cevapladılar. Çok mutlu olmuştum. Bu duyuruyu anneme haber vermek için telefonumu çıkarttım ve sıramın altında gizlenerek anneme mesaj yolladım.

Gönderilen: Annem
Kraliçem sömestrda Uludağ gezisi var ve tiyatro kulübü bu geziye katılmak zorunda. Aaa bu arada sana haber vermedim kız başrole ben seçildim :))

Heyecanlı bir şekilde annemin cevabını bekliyordum. Ard arda iki mesaj gelince hemen mesaj kutumu açtım.

Gönderen: Annem
Tebrik ederim Prensesim. Bu zor günlerden sonra zaten tatile ihtiyacın vardı git ve gönlünce eğlen. Hem ben de ev bakarım rahat rahat :)

Annemden tek mesaj vardı o Zaman diğer mesaj başka biri tarafından gönderilmişti. Belki babamdır diye mesajı büyük bir umutla açtım.

Gönderen: 05.........
Spor salonuna gel

        Boş yere umutlanmıştım. Babam bizi çoktan unutmuştu bile. Bu mesajın da yanlış geldiğini düşünerek çantamı toparlamaya başladım.
         Zil çaldı. Benimkileri öperek sınıftan çıktım. Spor salonunun önünden geçerken biri kolumdan tutup okulun devası büyüklükteki spor salonuna çekti.

        " Spor salonuna gel dedim önünden geç değil mavi " dedi uyarıcı ses tonuyla. Sesinden Bulut olduğunu anlamıştım. İyi de Bulut benim numaramı nereden bulmuştu.

        " Farkında mısın bilmiyorum Bulut ama numaranı bilmiyorum. Yanlışlıkla atılmıştır diye düşünüp spor salonuna gelmeyip önünden geçmem sence de çok mantıklı değil mi? " dedim. Sanırım söylediğinden pişman olmuştu ve sakinleşmişti.

     Bulut keyifli bir şekilde " Tamam mavi. Numaramı kaydet. Çünkü Uludağ'da lazım olabilir ayılardan kaçarken falan" dedi.

         Jeton daha yeni düşmüştü. Bulut da tiyatro kulübündeydi hem de erkek başrol olarak. Yani o da gelecekti. Ben bu ayrıntıyı nasıl atlamıştım. Sömestr tatilimi mahvedecekti. Beni sinir etmekten başka hiçbir şey yapmayacaktı.

     "Bir şey demediğine göre ben gidip nasıl eğlenebiliriz diye planımızı yapayım. Görüşürüz mavi" dedi o havalı herkesi kendine hayran bırakan sesiyle.

       Hala cevap veremiyordum. Heyecanlanmış mıydım sinir mi olmuştum? Bunu sömestr gösterecekti.

   Tekrar merhaba :)  Öncelikle iyi tatiller. İnşallah muhteşem bi yarıyıl tatili geçirirsiniz. 2. Olarak kitabımı okuduğunuz için çok minnettarım. Lütfen yıldıza basmadan gitmeyin. Şimdiden çok teşekkürler 😚😊