SEN

762 27 16
                                    

Asansörden indikten sonra Barkın elimi tutma girişiminde bulundu fakat benim anlamamazlığa vurmamla girişimi sonuçsuz kaldı. Büyük harflerle " GALATASARAY KOLEJİ PROVA ODASI " yazan kapının önüne geldiğimizde Barkına isterse gidebileceğini söyledim. Gözlerini devirip benimle kalacağını ve kendisinin de Galatasaray kolejinden olduğunu hatırlattı. Bunu unuttuğumu ve hatırlatmasının iyi olduğunu söyleyerek başımı salladım ve prova odasına girdik.

Ben kapıyı açıp odaya adımımı atar atmaz Özlem Hoca " Yağmur !! Ay Canım çok üzüldüm. Yağız söylemiştir umarım neden gelemediğimi. Aksilik işte her şey üst üste geldi ama sen iyisin değil mi şimdi? Eğer kendini iyi hissetmiyorsan başka bir gün yapabiliriz " dedi cümlelerini ard arda sıralayarak. O sıra da kulaklarım Özlem hocayı dinliyor olsa da gözlerim Bulutu arıyordu. Maalesef ki aradığını bulamamak kadar sinir bozucu bir şey de yoktu.

Özlem hoca etrafı taradığımı farkettiğinde " Ne arıyorsun " diyerek imalı imalı baktı.

Daha tanışalı bir ay bile olmamış bir hocaya ' Bulutu arıyorum hocam ' diyemezdim. ' Gözlerimi sadece onun kahverengi gözlerini görmek için kullanıyorum ' da diyemezdim. Bu yüzden " hiç hocam " dedim ve hemen Barkını gösterdim. " Bu dönem bizim okula gelecek. Barkın. " diyerek konuyu başka yere çekmeye çalıştım. Başarılı da oldum. Özlem hoca Barkına döndü ve konuşmaya başladı. Onun sıcakkanlı , sevecen bir kişilik yapısının olması herkesle pozitif enerji kurmasını sağlıyordu.

İkisinin konuşması git gide koyulaşırken salonun en arka sırasının bir iki sıra önündeki koltuklara oturdum. Sadece yarım dakika sonra arkamdaki koltukların birinden nefes alışveriş sesi duydum. Merakıma yenilip arkamı döndüm ama kimse yoktu. Yanlış duyduğumu ya da kendi nefesimin sesinin olabileceği tahmininde bulunarak önüme döndüm. Karşımda çarpıcı gülümsemesiyle Bulutu gördüğümde oturduğum koltuğa adeta yapışmıştım. Konuşmak istiyordum fakat çenemi oynatmak, dilimi dişlerime vurup ses çıkartmak dünyanın en zor işi gibi geliyordu. Kendimle zorlu geçen mücadelemden sonra nihayet konuşabildim.

" Arkamdaki sen miydin ? " dedim.

Buluttan " Evet " gibi kısa bir yanıt aldım. Pardon ben ölüyordum insan bir evetin yanına geçmiş olsun ekler. KALAS AYI !!

Onun konuşmasını önümüzdeki yüzyıllar boyunca bekleyemeyeceğimi sezdiğimde günüme anlamsız bir soru daha kattım.

" Nefes alışverişin niye o kadar şiddetli ? Sesi bana kadar geliyordu "

" Bilmem. Belki de o an yakınımda bana derin derin nefes aldıran biri vardır " dedi ve sıcacık gülümsemesinin yanında bir de göz kırptı. Sorum artık o kadar anlamsız gelmiyordu. Aslında anlamsızdı ama Bulutun ağzından çıkan sözcüklerin birleşimleri anlam katmıştı anlamsızlığa.

Kafamda binbir düşünce varken Bulutun bunu söylemesi beni bataklığa atmasıyla eş değer olmuştu fakat o bataklığa onun yüzünden girmiş olmam bile beni Mutlu ediyordu. Galiba deliriyordum :)

Bulut " Ee bir şey söylemeyecek misin ? " diyerek beni kendi attığı bataklıktan bir cümlesiyle kurtarmış oldu.

Ne cevap vereceğimi kafamda tasarladım. Ardından aramızda geçen 2 cümlelik konuşmanın beni cesaretlendirdiğini hissettim ve günlerdir aklımda olan soruyu sormaya teşvik ettirdiğini.

" Bulut sen B... " diyebildim Özlem hoca Barkının yanından bizi çağırmadan önce. Yanında nefes alabildiğimi hissettiğim Buluta döndüm ve sonra konuşuruz der gibi ağzımı oynattım. O da başını aşağı yukarı sallayarak "konuşacağız" kelimesinin üstüne baskı uygulayarak beni onayladı. Sonra Özlem hoca ve Barkının yanına doğru gittik.

Yağmur BulutuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin