Uzun ve ışıklı sokak araların da
Yalıtkan ve yalnızlık dolu,
Boşlukları kendi tozlarıyla doldurulmuş,
Veremli insanların terleriyle sarartılmış
Kırılgan bir taş oldum dün gece.
Lamba ışığının ereşimediği son nokta da
Kendimi aya adadım bütün sabitliğimle
Bütün paslanmaz duygularımla seyre daldım onları.
Kendi kalemimle, kendi defterime çizdim onların olanları !
Ve olmayanları kendi kafam da kurdum,
Ardından birleştirdim var olan ile yok'u
Kahin bakışlı olanların, hırıltılı sesleri
Hiçliğin olduğunu dün gece
İzmaritiyle beraber vurmuştu anlıma
Şayet anlayamamıştım o zaman
Belki de anlamak istememiştim !
BU İNSANİLİKTİR BİLİRİM''
Sinek ikili, kupa onlu ve de jilet
Kesti bütün kemiklerimi etlerimden
Bir ölüm ant edildi gölgeme
Bir de kavradığım sessiz kaldırımlar
Ben bir taştım, taşıyamadım aşkı içim de
Kış geldi, adım atılan her yer kopartıldı ellerimden
Yaz geldi buharlaştı,
Buharın ve baharın sonu geldi
Kurudu, esti, gürledi
Tan yeri şaştı benliğinden ve uzadı sokaklarıma
Bir ben vardım
Bir tabak gibi ay
Ve de çalışkan karıncalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUDÛ (Bir Yalnızlık Düştü Aklıma Bende Şiiri Bıraktım)
Poesía"Zarifoğlu bıraktı ben başladım" Cahit Zarifoğlu'nun Son Şiiri / Ocak 1987 Ölüm başucumda Bir melek elini uzatıyor bana Yapayalnız Bir yolculuk Ruhların beklediği bir yer var Orda Bir sığır gözü gibi bakıyor bana Ölüm Neden örtülerin altındasın, had...