O küçük bir kızdı. Bana kızgın bir şekilde bakıyordu. Ona baktıkça özgüvenimin ve cesaretimin azaldığını hissediyordum. Gözlerimi ondan alıp kalktım. Zil çalmıştı. Baş ağrımın etkisinin geçmemesi üzerine bir de baş dönmesi eklendi. Kafam fırıldak gibi dönüyordu. Dengemi kaybetmemek için sıraya tutundum. "Sen iyi misin?" Diye sordu Brock. Görüntü seçici değildi ama sesini tanıyordum. Konuşamayacak hâldeydim. Bilincimin kapandığını hissediyordum. Yere düştüğümde başımdaki ağrıya çarpmanın etkisi de eklenmişti. Yüzüme su döken Brock'u gördüm karanlıktan önce..
* * *
Ağzımda kekremsi bir tat ve kolumda serumla uyandım. Başımın ağrısı yoktu fakat düştüğümde vurduğum yer acıyordu. Kendimi iyi hissediyordum. Serumdan daima nefret etmişimdir. Kolumdan çektiğim gibi enjektörü çıkardım. Ceketimi aldım ve çıktım. Lanet olsun hangi hastaneydi burası!? Nerede olduğumu bilmiyordum. Kafam karışıktı. Beni buradan alması için Courtney'i aradım. Telefonu açmasıyla "hangi cehennemdesin sen?!?" Diye çıkıştı. "Sakin ol minik serçe. Şimdi sana konumumu atacağım çünkü nerede olduğumu bende bilmiyorum, bir hastane ama daha önce hiç gelmemiştim buraya." Dedim. "Süzme sürtüklüğün sırası değil Amy, odana geri dön." Dedi. Benim burda olduğumu biliyormuş. İçimden kendime küfrettim. "Arabayı aldım öyleyse, bana uğrarsın." Diyerek telefonu yüzüne kapattım. Arabasının yedek anahtarının bende olması avantajı ile arabayı da aldım. Benim hastaneleri sevmediğimi biliyordu, aslında hastaneyle alakalı hiçbirşeyi sevmem. Evin yolunu ararken yolda bir dükkan gördüm. Mistik şeyler daima ilgimi çekmiştir. Büyü mağazası gibiydi. Hava kararmadan eve dönmek istiyordum fakat merakıma yenik düştüm. İçeri girdim. Bir kadın beni karşıladı. Kısa kıvırcık saçları yüzüne yakışıyordu. "Senin geleceğini biliyordum." Diyerek parmağını gözümün önünde gezdirdi. "Bende burda bir büyü mağazası olduğunu ilk defa görüyorum" dedim. "Burdan ilk defa geçtiğin için normaldir, Amy." Dedi falcı kadın. "Evet bende sizin adınızın Dakota olduğunu söylüyorum." Diyerek mağazada ilerledim. Ne aradığımı bilmiyordum, bilsem bile üstümde nakit yoktu. Kadın yine önümde belirdi. "Senin rüya kapanına ihtiyacın var kızım." Dedi. İçten bir şekilde söylemişti bunu. Daha 5 dakikadır adını bile uydurarak tahmin ettiğim birini dinleyecek değildim. "Bakın bayan benim birşeye ihtiyacım olduğunu sanmıyorum." Dedim kibar olmak için. "Kendini kasma bu kadar. Rüyandaki kaçtığın kız.. Onu avlayabilirsin." Dedi. "Hangi kız?" Diye bilmezlikten geldim. "Bak kızım, beni uydurman bir falcı sanıyor olabilirsin, güvenmiyor da olabilirsin. Gayet normal. Fakat emin ol bu senin iyiliğin için. Yüzleşmekten korktuğun şeyle savaşman gerekir. Bu savaşı, rakibin tuzağa düşmüşken yapmak senin işini kolaylaştırmaz mı?" Dedi. Birşey diyemedim. Kadın alnımdan okurmuş gibi saydı. "Kafan karışık, içini ferah tut." Dedi bu seferde. Elimi tutarak beni kendi ofisine götürdü. "Şimdi el falına bakacağım. Elini uzat." Dedi. Elimi histerik bir şekilde uzattım. "Yıldızsız gece, fısıltılar, çırpınış, gölgelerin dansı.. Rüyanda en son ne gördün?" Diye sordu. Kendimi cevap verme zorunluluğunda hissediyordum. "Rüyamın içinde rüya gördüm." Dedim. "O rüyaları anlat bana." Yıldızsız bir gecede karanlık bir ormanda birşeyden kaçıyordum. Yüzünü göremediğim birşey. Sonra kulağımın hemen yanında çığırıyordu. Ve uyanıyordum. Bu sefer de mutfakta kendime kahve yapıyorum çok dalgın bir şekilde salonu izliyorum. İki gölge vardı. Çok senkronize bir şekilde dans ediyorlardı. Sonra kupamı düşürdüm. Yeni kupada kahvemi elime aldım. O şey omzumu kavradı. İnce uzun parmakları vardı. Kulağıma yaklaşıp bana adımı fısıldadı. Ve gerçekten uyandım." Şeklinde anlattım. "Kaderin pençesi. Seni tutan şeyi göremiyorum. Fakat şunu diyeceğim sana. Geçmişinden kaçma. Gelecekte vereceğin her karar seni çok etkileyecek. Doğru kararı verdiğinde belki yanlış kararı vermiş olacaksın." Dedi. Elimi bıraktı. Hışımla elimi çektim, sızlıyordu. "Rüya kapanını istiyor musun?" Diye sordu. "Açıkçası, üzerimde nakit yok." Dedim. "Fal ücreti?" Diye sorunca birden başımdan aşağı kaynar sular döküldü. "Şaka yaptım, ilk sürüşü hep bedava yaparım. Ve evet, adım Dakota." Dedi.
Keyifli okumalar 😊👽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE FOX'S MARK
General FictionO simgeyi daha önce gördüğümü sanıyorum. Ya da biliyorum. Kendimden emin olmama gerek yok, hatırlıyor olmam benim için yeterli.