Sevgini çiçekler gibi buyur dediler. Sen unut kendini sen avut dediler.
Çoktan sen yarim olmazsa olmazimsin sen iki melegimin kanatlarisin . Geçmiş yollar gelecek yillarimsin.Kendimi kaybetmiş şekilde ilerlerken aniden durdum. Etrafıma bakınca şok olmuştum. Yine o binanın onundeydim. Beni hep kendine çekiyordu. Arabadan inip içeriye geçtim. Her tarafı karanlık sanarken içeriye geçince şok olmuştum birçok kişi içeride calisiyolardi. Etrafima bakınca nehir beni fark edip yanıma geldi.
"Hoşgeldin. Geleceğini biliyorduk. Ve bu bizi sevindirdi. Gelsene " deyip beni asansöre cekistirdi. Onunla birlikte giderken yine pelerin gibi olan o cüppeyi bana uzağında itiraz etmeden alıp üzerime gitmiştim. Oda buna sevinmiş gibi bi hal almıştı yüzü. Asansör açılınca o kasvetli hava tekrar içine almıştı beni. Geçen sefer gittiğimiz yere doğru gittik.
O büyük kapının yanında başka büyük kapı vardı. Tabi diğeri kadar büyük değildi. O gün hicde dikkatimi çekmemişti şimdi etrafima bakmaya calisiyordum da burası aslında tam tersi açık renklerle döşenmiş bir yerdi. Duvarları gri ama oldukça açık eşyalar seçilmişti guzelde durmuştu.
Ama aynı şeyi o büyük oda için söyleyemezdim. Nehir kolundan tutup diğer odaya doğru yönlendirdi beni. Çekimser biçimde adım atarken "benim odam kimse yok odamda rahat ol " gerçekten çok rahatlamistim diyemiyecem çünkü onlar diğer yan odadalarken nasıl rahat olabilirdim allah aşkına yani.
"Buraya geleceğimi nerden biliyordunuz "
Bana bakıp gülümsedi sonra kendi yerine geçip oturdu.
"Tahmin etmek zor degildi. Efendi öyle düşündü ve gerçekten öyle oldu. Biraz isim var aslında istersen sende etrafta gezin ". Kafamla onayladiktan sonra odayı gözden geçirdim.
Çok hoş dekore edilmiş büyük bir odaydi. En dip köşeye baktigimda kamera olduğunu gördüm. Yani bu odada izleniyordu vay be.Neymiş böyle tüm her yer izleniyordu. Nehir iyice işine gomusmusken elime bir dosya alıp okumaya başladım.
Biri hakkında tekrar araştırma yapılıyordu demek . Canım sıkılınca kalkıp etrafa baktım. Arka tarafa dönmekle biraz şok yaşadım pencere vardı . Yerin 7 kat dibindeydik bu pencere neyin nesiydi böyle.
Yanına yaklastiktan sonra nehire baktım oda farketmişti bana onaylayici bir şekilde kafasını salladivinda iyice pencereye doğru gittim. Perde önünde seriliydi. Perdeyi cekmemle karşımda diğer oda bulunuyordu.
Geçen sefer odaya tam olarak bakamamistim. İçeride kimse yoktu ve odanın içerisinde de 4 kapı bulunuyordu. Herhalde onların odalariydi bir kapı burdan oraya açılıyordu.
İki kapıdan büyük patronların ise üçüncü kapı nereye açılıyor böyle diye düşünceye kapılmıştım. Nehirin arkamda konuşmasıyla yanıma hangi ara geldiğini anlamamıştım
"Üçüncü kapının ardındaki oda sana ait. Hak edersen o oda sana bu oda ise sana itaat eden istediğin kişiye verilecek". Ne saçma ama itaat etmek ne büyük bir oyunun içindeydim ben böyle nehirle akıp omuz silktikten sonra nehirim telefonu calmasiyla masasının yanına gidip telefonu açtı."Buyrun efendim "
"Evet"
"Tabi hemen gonderiiyorum" deyip telefonu kapattıktan sonra bana döndü. Elinde bir dosya ile yanıma gelip dosyayı bana uzattı.
"Efendi senin bu dosyayı ona götürmenin istedi. Bu bir bahane merve. Sakin ol sadece onun gerçek yüzünü göreceksin tamam mi sakin ol " başımı sallayıp dosyayı alıp kapışan ciktimm . O büyük odanın içindeydim artık. Ve etrafa baktıkça o günü hatirlamama sebep oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Anlaşma
HumorBir anlaşma uğruna hayatının başkasının eline geçmesine sebebiyet veren ve artık bundan bıkan biri. İlk başlarda cazip gelsede ilerleyen zamanlaarda anlaşma şartları onun için çok ağır gelir çıkmak istersin ama seni bırakmazlar. Sonun ölüm olur çıkm...