basarinin karşılığı büyüme

2 0 0
                                    

Zaman hızlı ilerliyor bana dinlenecek vakit bile bırakmıyordu. Git gide zayıflıyor çöküyordum. Kac gündür yataktan çıkamaz haldeydim. Şirkete gidip görünüp hemen eve geliyordum.

Bana bakacak kimse yoktu hani derler ya çorba yapacak kimsem yok hah işte bende aynen oyleydim. Bir taş çorba yapacak kimsem yoktu. Bugün hiç kalkamamis yatakta dinlenmeye calisiyordum.

Bir kerede dinlenip öyle uyansam olmaz sanki. Telefonun zir zir çalma sesiyle kendime gelip telefona baktım. Numaraydi ve bu numara bana oldukça tanıdık geliyordu .

Elimi kipirdatacak halim yoktu telefon ise yastigimin yanında olduğundan numarayı gorebilmistim. Telefonun susmasiyla gözlerim tekrar kapanacak olurken tekrar calmasiyla gözlerim açıldı. O inatsa bende inadim acamiyorum ya aramayın beni diye içimden geçirip gözlerimi kapattım. Tekrar çalınca zar zor elimi kaldırıp telefonu actim.

Kulağıma kadar goturemeyecegimden hoparlöru actim.
"Merve nerdesin sen " sesi dinledim fakat hastalıktan olmadı sesi bana derinden geliyordu. Ağzımı açıp zorlukla yavaş yavaş konuştum "kusura bakma taniyaamadimm " telefonun ucundaki diğer ses homurtular çıkartıp devam etti "benim halil " halil onun kendi ağzından ismini söylemesi çok tuhafıma gitmişti. Tabi hastalık sayesinde bende kafada uçuyor biraz "senin numaran mi " diye bir kerede ağzımdan cikivermisti.

Söyledikten sonra pişman olsamda vereceği cevabı merak etmiştim "evet. Kapının onundeyim aç " ne güzel ne kaba bir adam ama. Ben teprenemiyorken birde aşağıya inip kapiyimi acacaktim. Emrine uyup yavaşça kapıyı açmak için yataktan dogruldum. Telefonunda elime alıp konuşmaya başladım "biraz geç acabilirim " homurtular yükselirken bende yavaş yavaş anca merdivenin başına gelmiştim tam telefonu kapatmak için hamle yaparken "kapatma açık kalsın " dedi.

Bende ona uyup gormeyecegini bildigim halde kafami salladimm. Bas donmem artarken bir yandan da merdivenden inmeye çalışıyordum. Son birkaç basamak kalmışken baş dönmem artıp düşmeme sebep olmuştu.

Tabi o sırada epey fazla gürültü çıkıp telefonum elimden fırlayıp yere düşmüştü. Kendimi yerde bulmakla kapının yumruklanmasi ve valilik bağırması bir oldu. "Mervee İyimisin merve kapıyı aç ". Yerden elimle destek alıp kalkmaya çalışırken başaramamış tekrar düşmüştüm. Birkaç defa daha denedikten sonra tamamen gücümun bitmiş olmasıyla yerde öylece kala kaldım. Halil ise kapıyı yumruklamaktan vazgecmisti.

Bir anda kapının açılmasıyla gözlerimi zorlukla acmistim fakat basimi kaldırıp kimin geldiğini anlayamamistim. Bir anda kendimi havalanirken buldum.

Kokusu muhteşem kokuyordu. İçime çektikten sonra hiç bırakmamak istemiştim. İlk defa böyle hissediyordum ve gerçekten kim olduğunu bilmiyordum. Sirtimin yumuşak yatakla birleşmesiyle düşmenin verdiği avukatlara buluşmuş hafif bir inleme ağzımdan çıkmıştı. Ama yorgunluktan ciddi anlamda kalkamıyor gözlerimi dahi acamiyordum.

*

Gözlerimi yavaşça aralayıp etrafima baktığımda kimse yoktu ve odamdaydim. Son olanlar aklıma gelince beni kimin taşıdığını o kökünün kime ait olduğunu çok merak etmiştim. Yavaşça yerimden dogrulup kalktığımda üzerimde bir renklilik fark ettim.

Üzerime bakınca büyük şok yaşamıştım üzerimde en çok sevdigim siyahlardan önce giydiğim esorfmanim vardı. Da bunu kim çıkarıp giydirmisti. Odadan çıkıp yavaşça aşağıya indim. Telefonunda ortada yoktu. Mutfaktan ses gelmesiyle mutfağa doğru yöneldim.

"Koray".... Seslenmemle bana baktı "gel çorba yaptım sana iç ilaclarinida al kendine gelirsin " şok olmuştum koray miydi. Ama ben düşmeden önce halil aramıştı beni. Yoksa ben mi öyle düşünüyordum. Geçip oturduktan sonra koray önüme kaseyi koyunca içmeye başladım.

Siyah AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin