Birinin hüznü diğerinin neşesi olur!

48 7 0
                                    

Ramazan sabah erkenden uyanmıştı. Hemen duşunu alıp üstünü giyinip hastaneye gitti. Hatta yolda emin olmak için nöbetçi doktoru aradı. Aslı'nın durumu iyiydi ve gider gitmez taburcu edeceklerdi. Hastanenin önüne vardığında çiçek almadığı aklına geldi ve geri döndü. Kocaman bir buket karanfil yaptırdı ve Aslı'nın yanına gitti. Aslında ne zaman bir kıza çiçek alacak olsa kalitesine göre bazısına gül , bazısına orkide alırdı. Ama Aslı'ya karanfil almak istiyordu.

Hastaneye geldiğinde asansörü beklemeden koşarak merdivenlerden çıkıp Aslı'nın odasının önüne geldi. Biraz durup nefesini kontrol altına aldıktan sonra , odanın kapısını çaldı içerden ses gelmemişti. Tekrar çaldı yine ses yoktu. Usulca kapıyı açtı yatağı boştu. Koşarak ve Aslı diye bağırarak içeri girdi. O sırada tuvaletin kapısı açıldı ve Aslı içeri geldi.
- Pardon Aslı hanım ben şey kapıyı çaldım ses gelmeyince şeettim. Sizi de göremeyince iyice şey oldum
- Çerşemnin sesinden duymamışımdır Ramazan bey , sıkıntı yok. Görende evimdeyim zanneder. Deyip elindeki bukete baktı.
- Off panikten unuttum. Bunlar sizin. Geçmiş olsun.Bu seferki müşteri memnuniyeti için değil size özel derken yüzü kızarmıştı.
- Teşekkür ederim çok güzeller. O halde Bunları kabul edebilirim. Çok sağolun deyip güldü.
Aslı güldü gülmesine de Ramazan'ın içinde açan çiçekler neydi. Aslı güldükçe esen rüzgar neydi?
- Taburcu olmuyor muyum artık ben?
- Tabi tabi sohbete daldık unuttum. Buyurun çıkalım.

Aslı taburcu olduktan sonra arabaya gittiler. Önce Aslı'nın oteline uğradılar. Aslı duş alıp hazırlanırken Ramazan lobide bekledi. O sırada da Şerife ile uğraştı. Kiracının evini , tadilatı ve işe gitmesi gerektiğini falan anlattı. Yoğun olduğunu öğlene görüşebileceklerini söyledi.

Aslı lobiye gelirken , dünya Aslı'nın peşine takılmış yürüyordu. Pembe bir elbise giymişti ve parmak arası bir terlik. İnanılmaz sempatik duruyordu. Saçlarını arkadan örmüş ve azda makyaj yapmıştı ve yine harika kokuyordu.
- Eee naapıyoruz Ramazan bey. İşimiz çok. Eşyaları bekletmek için aldığım yerlerle görüşmem gerek. Siz de mutfak ve banyo dolapları için görüşseniz. Daha laminant parkeler var.
- Tamam Aslı hanım onlar kolay önce bir kahvaltı.
- Tamam ama dükkanda çünkü başka yerde çok oyalanırız.
- Peki simit peynir çay? Ne dersiniz?
- Olurrr , hem de harika olur.
Arabaya bindiler , yolda Ramazan bir yerde durup simit ve peynir aldı.
- İlk çayı çaycıdan isteriz sonra demlediğimizden devam ederiz.Haydi bakalım çok işimiz var.
Sohbet ederek dükkana geldiler.

Ramazan kapıyı açtı Aslı'yı içeri buyur ettikten sonra çaycıya seslendi
- Haydar abii iki çay göndersene.
- Tamam abimm. Hemen gönderiyorum.

İçeri girdi. Buyurun Aslı hanım siz , ben çay suyu kaynatayım dedi ve içeri doğru giderken elinde bir bardak çay ile şerife mutfaktan çıktı.
- Günaydın aşkımmmmmmm.
Elinde bardak ayakta kalalalmıştı. İçeride bir bayan olduğunu anlamıştı ama böyle birini beklemiyordu. Bu güzellikte kimdi ve sabahın köründe ne işi vardı Ramazan'ın dükkanında.
- Gü -- naydın kusura bakmayın ben sizi farketmedim. Aşkım afedersin ben süpriz için şaapmıştım.
- Günaydın size de , Şerife'ydi değil mi. Deyip zarifçe gülümseyerek ayağa kalkıp elini uzattı. Şerife donakalmıştı. Çayı masaya bırakıp ıslak elini elbisesine silip uzattı.
- Evet ben Şerife , Siz?
- Ben de Aslı. İsminizi duydum ama tanışmak şimdi kısmetmiş. Ramazan beyin müşterisiyim. Dün bahsetmişti sizden. Diyerek oturdu sandalyesine.
- Öylemi?. Aşkım bi tanedir ya benim. Aşkım sen de kusura bakma ani ve saçma bir süpriz oldu ama en azından çayımız hazır dimi diye gülerek mutfağa gitti.
Ramazan'ın sinirden gözleri kızarmıştı ama yüzündeki gülümser ifadeyi hiç bozmuyordu. Aslı el işaretleri ile sorun değil demek istedi ama Ramazan sakinleşcek gibi değildi. Şerife iki bardak çay daha getirdi. Masaya bıraktığını Ramazan'a verdi. Diğer iki bardaktan birini Aslı'ya verdi diğerini kendi aldı.Aslı'nın karşısındaki koltuğa oturdu.
- Eee Aslı hanımcım hayırlı olsun evi aldınız mı kiraladınız mı?
- Kira Şerife hanım. Sağolsun Ramazan bey çok yardımcı oldu.
- Allah allah Ramazan kiralık evlerle bu kadar ilgilenmezdi ama diye ağzının içinden konuşurken Ramazan söze girdi
- Evet alakadar olmazdım ama Aslı hanım'ın durumu farklı. Çünkü buraya yeni gelmiş. Kimsesi yok ve yaptıracak kimseyi de tanımıyor. Evi sıfırdan tadilat yaptırıyor ve eşyaları sıfırdan alıyor.
- Hımm tıpkı benim buraya ilk geldiğim gibi değil mi.? Evet Ramazan çok iyi ve yardımsever bir insandır. Sevgilim diye demiyorum müşkül durumda olmaya gör senin her türlü müşkülatını giderir. O an Ramazan'la Şerife aynı şeyi düşünüyorlardı. Ramazan askerden geleli iki sene olmuştu ve Şerife de yeni tayin olmuştu. Ev kiralamak için Ramazan'ın dükkana gelmişti. Aslıdan farklı olarak Şerife dul olduğunu kendini tanıtan ilk üç maddeden birinde sölediği için Ramazan'ın kafasında bir lamba yanmıştı. Zaten evi kiralamadan önce dükkanda birlikte olmuşlardı. Şerife Ramazan'ın gözlerinin değil gözbebeklerinin içine bakıyordu. Ramazan ise hiç takmıyorcasına işini yapıyordu.
- Sağol teşekkür ederim ama şımarıyorum. Ee Aslı hanım sizin eşyalar bugün mü gelecekti. Ertelemeniz gerekiyor.Elektirik ve suyu da halletmeniz lazım. Ehliyetiniz var mı sizin?
- Evet var nooldu ki?
- Aktif olarak araba kullanıyor musunuz yoksa süs ehliyeti mi?
-Yok yok kullanıyorum. Bişey mi oldu şoför mü aranıyor bir yerde , iş mi buldunuz bana deyip güldü. Peşinden diğer herkes yapmacık güldü.
- Yoo hayırr. Bu işlerinizi halletmeniz için size spor bi arabam var onu verecektim. Bizim Şerife ile az bi işimiz var da size eşlik edemicem.
- Yooo hayırr olmaz. Lütfen ben taksiyle falan hallederim.

Şerife artık dayanamıcak hale gelmişti. O salak spor arabayı bir kere bile sürdürmemişti. Çok kıymetli araba Aslı'ya veriliyordu. Ama diğer yandan Ramazan Aslı'ya Şerife ile olcam demişti. Bundan dolayı sustu. Ramazan da tam da bu yüzden kurmuştu o cümleyi. Şerife sussun diye.
- Asla olmaz. Ben haber yolladım getircek taksici abi. Siz kahvaltınızı yapın çıkarsınız. Biz de şerife ile çıkarız. Olur mu?
- Olur aşkım. Ben çayları tazeliyim. Bardakları aldı mutfaga gidince seslendi
- Ya aşkım bi eleman alsana artık bu ne böyle. Hazır Aslı hanım da işsizmiş anladığım kadarıyla onu alıver bulaşığa temizliğe deyip kahkaha attı. Ramazan'ın gözlerindeki ışığı görseydi o an söylediğine pişman olurdu ki nitekim öyle oldu.
- Sahi Aslı hanım neden burada çalışmıyorsunuz ki? Hesap kitap biliosunuzdur. Bilgisayar kulanmayı falan?
- Biliyorum biliyorum da nasıl olur.
- Olur olur güzel olur. 1000 tl maaş pazarları tatil ve satış yaparsanız komisyon kabul mü?
- Bilmem ki , taşınayım hele de derken Şerife'nin gözlerinden çıkan lavlar beynini delmişti.
- Yok yok tamam taşındıktan sonra başlarsınız , bilmemi falan yok bu işin. Yazıyı cıkartıyorum bakın. Size bir hafta müsade hayırlı olsun deyip elini uzattı.

Aslı eli sıktı ama gözü Şerife'deydi. Sonra Ramazan Şerife'nin beline sarıldı yanagından öptü
- Ohh aşkım ya sen çok yaşa. İşte ben bu yüzden aşıgım bu kadına çok zeki. Benim burnumun ucunda göremediğim şeyi bana kendisi gösteriyor. Canım canım canım deyip belinden kendine çekti yanagından öptü.

Aslında şerife sinirden kuduracaktı ama Ramazan'ın halleri ona engel oldu.Yoksa Ramazan'ın ruhunu tanıyordu. Şimdi Aslı'yı işe aldığı için laf da söyleyemeyecekti. Çünkü kendi boşboğazlığıydı. Nasıl yaparım böyle bir şeyi diye düşünse de geçen geceki olaydan dolayı susmak zorunda kaldı. Ramazan'ı kaybedemezdi ve yataktaki marifetlerine güveniyordu. Tebessüm ederek
- Hayırlı olsun Aslı hanım dedi o da elini uzattı.
- Teşekkür ederim Şerife hanım ama ben henüz bir cevap vermedim. Ramazan bey ve siz uygun gördünüz. Taşınma işlerim bitince Ramazan bey ile etraflıca konuşuruz.
- Siz bilirsiniz Aslı hanım. Tabi üniversite falan bitirmişseniz bu iş size uygun olmaz. Gerçi Ramazan diğer elemanlara beş yüz verirken size bin lira teklif etti ama bu devirde bin lira ile geçimilmez.
- Mesele para ise Aslı hanım maaşı konuşurız. Zaten dediğim gibi primleriniz de olacak. İşi öğreninceye kadar ben yardımcı olurum size.
- Israr etme aşkım. Kendisi karar versin. Bence sen müdahale etme. Kendi kararlarını verebilecek kadar olgun bir bayan. Siz Ramazan'a bakmayın Aslı hanımcım , nasıl rahat edecekseniz öyle yapın.
- Aslı hanım asıl siz Şerife'ye bakmayın. Sen demiyor muydun Şerife üç kuruş fazla ver şuraya doğru düzgün birilerini al diye?
- Diyordum ama ne bileyim Aslı hanım bulaşık yıkayacak , temizlik yapacak büro elemanı gibi değil. Bu dükkanda harcanmasın diye söylemiştim.
- Yok bulaşık temizlik ya da maaş değil. Ben sadece şuan karar veremedim. Benim işim turizm. Emlakçı da faydam ne olur diye düşünüyorum.
- Aslı hanım ha oteli beğendirmiş müşteri toplamışsınız ha evi beğendirip satmışsınız. Bence insan ilişkileriniz başarılı siz yaparsınız bu işi. Dedemin yazlıkları bitmek üzere. Satışlarl başladı bile siz halledersiniz ben yardımcı olacam size. Sadece o yazlıklardan ili tane satsanız bile alacağınız prim sizi ondurur.
- Bilmiyorum Ramazan bey. Ama söz düşüncem.
- Ben bilmem Aslı hanım ben iş arkadaşımı buldum. Kağıdı da çıkarıp yırttım. Bir hafta değil size on gün müsade.
- Elemanı mı diyecektin heralde aşkım. Sanki dükkana ortak alıyorsun da iş arkadaşım diyorsun.
- Tamam Şerife.
- Neyse bana müsade Ramazan bey. Araba konusunda sırarcı olmazsanız ben taksiyle gideyim. Öyle bir arabayı çarpsam ömür boyu yanınızda çalışmam gerekir deyip güldü.
- Hiç bir şey olmaz. İtiraz istemiyorum. Ayrıca patronunuz sayılırım. O yüzden lütfen bakın geldi bile. Anahtar üzerindedir. Size kolay gelsin. Bir sıkıntınız olursa ararsınız.

- Tekrar sağolun. Şerife hanım size de teşekkür ederim. Siz yardımsever bir çiftsiniz. Sevgiliniz ev buldu siz de iş çok sağolun.
- Rica ederim. Görüşmek üzere.
Aslı kapıdan ağır adımlarla çıkarken arkasında kokusunu bıraktı. Ramazan yine mest olmuştu. Gözünü kapattı ve koltuğuna oturdu.hem Şerife hem de Ramazan farklı şekillerde Aslı'yı düşünerek arkasından izlediler....

Lacivert ve HuzurluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin