Ayrı yerlerde farklı acılarla uyuyup kalanlar...(2)

83 7 1
                                    

Bir kat aşağı indikten sonra asansörü beklediler. Aslı'nın kendine çeken karşı konulmaz bir kokusu vardı. Temiz ve net bir koku. Ramazan uzağında durmak istiyordu ama bir şekilde ona yaklaşıyordu. Aslı'nın daha adını bile bilmiyordu ya da yaşını ya da medeni durmumu. Umrunda olmadan sadece kokluyordu. Asansör gelmişti. Asansöre bindikten sonra içinden keşke gökdelende olsaydık diye hayıflandı. Aşağı indiklerinde " Aslı'ya otogara nasıl gideceğinizi biliyor musunuz ? Otel ayarlayabilecek misiniz ? " diye soracak oldu aklına sevgilisi geldi. Apartmanın dış kapısından çıkarken :
- Bu arada ben Ramazan dedi gözlerine bakarak.
-Ben de Aslı memnun oldum dedi gülümseyerek.

Arabanın yanına geldiklerinde Aslı :
- Buralarda taksiyi nereden bulabilirim ? Diye sordu.
Ramazan bütün kalbiyle o kokuyu tekrar ciğerlerinde hissetmek istiyordu ama sevgilisi aramak üzereydi. O yüzden arabamla bırakayım diyemedi.
- İş yerine gidelim köşede taksi durağı var. Size adres bilgilerini de veriyim. Bu arada hayırlı olsun dedi.
Aslı yine sadece tebessüm ederek sağolun dercesine kafasını salladı.

Arabanın arka kapısını açtı tam bineceklerken Ramazan'ın telefonu çalmaya başladı. Arayan Şerife'ydi. Eliyle bir dakika işayeti yaptı ve arabayı göstererek siz binin hemen geliyorum dedi. Arabadan uzaklaşıp telefonunu açtı.

-Efendim aşkım!
- Beni aramışsın aşkım duymadım uyuyordum. Yeni kalktım. Hatta kalkmadım uyandırıldım. Komşunun kızı gelmiş. Bilgisayarda ödevi mi varmış ne. O uyandırdı beni , bir saatlik işi varmış. Offf düşüncesizlikte zirveler. Bul artık bi ev çıkayım şu apartmandan.
- Tamam aşkım sakin ol buluruz biliyorsun ev benim işim. Feda olsun evler sana derken sesini yumuşatıyordu ama yüzünü sertleştiriyordu. Bir yandan da arabanın içine bakıyordu Aslı'nın sevgilisi ile konuştuğunu anlamasını istemiyordu. İş görüşmesi süsü veriyordu ama Aslı arabanın arkasına oturmuş sadece dışarıyı izliyordu.
- Ya nasıl sakin oluyum? Yanıma bir saat geç geliceksin.
- Aşkım biliyorsun elemanım yok , zaten gelemezdim ki. Babam da gelmiyor dükkana biliyorsun. Sen gel istersen.
- Off Ramazan offf. Evli olsan daha rahat görüşürdük. Gün bitti , zaten akşam da iş var. Çiğdem'lerin yıldönümüymüş nöbeti bana sattı.
-Ne yine mi nöbettesin? Bu sefer bahane istemem depodayız haberin olsun.
- Aşkımmm , gelemezsin hastaneye kaç kere dedim sana. Çok sıkıyorlar. Biri farkederse canıma okurlar. Onu susturmak için görene de mi vereyim? Töbe ya Rabbim yaa. Tamam kapat hadi gelince konuşuruz. Ben seni gönüllerim dükkanda diyerek kahkaha attı.
- Nasıl konuşuyorsun sen öyle? Hastaneyi mi yıktıracaksın bana ? İyi tamam dükkanda görüşürüz. Kaçta geleceksin?
- Neden sordun? Ona göre mi ayarlayacaksın kırıklarını?
- Off Şerife off kaç kere söyleycem sana ; müşteri gelio çıkmak zorunda kalıyorum. Dükkanın anahtarı var sende. Öyle birşey yapcak olsam neden vereyim.
- Tamam saka saka, takıldım aşkım. Sen de hemen sinirleniyorsun. Gelince alırsın ifademi öptüm seni.
- Tamam ben de öptüm görüşürüz aşkım.

Dedi telefonu kapatarak koşar adım arabaya geldi.
- Kusura bakmayın Aslı hanım iş güç kapatmadı telefonu müşteri. Beklettim sizi de çok özür dilerim.
- Önemli değil iş sonuçta. Ben de çevreyi inceledim.
- Tekrar kusura bakmayın derken çoktan yola çıkmıştı. Hava sıcaktı ama camları açmıyordu. Çünkü Aslı'nın kokusunu almak istiyordu. Bir ara dikiz aynasından Aslı'ya baktı. O hala dışarı bakıyordu ve dudakları fazla dikkat çekiciydi. Dolgun ve şekilli dudaklar ; içinde onu öpmek ve koklamak dürtüsü o kadar ağır basmıştı ki üç kere yol uzattı. Nasılsa Aslı anlamıyordu. Yolların yabancısıydı.

Lacivert ve HuzurluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin