Multi:emre,derin'in arabası ,okul kıyafeti ve Derin
Sabah kalktığımda gerçekten güzel bir uyku çekmiştim.
Telefonuma baktığımda bildirimler vardı çoğunu önemsemeyerek babamınkine baktım."Okul işin tamam sabah 8.00'da evden çıkabilirsin"
Bu kadar erkenmiydi yani?
Bu mesaja karşılık saate baktım saat çoktan 8'i geçmişti bile.Hemen bi duşa girip saçlarımı kuruttum üstüme beyaz,siyah bir kazak,
Altıma beyaz bir pantolon giyerek beyaz ve siyahın en güzel yakışan renkler olduğunu kanıtladım.
Kollarıma ince siyah bilekliğimi takıp siyah vanslarımı giydim.
Saçlarımı kısa bi düzleştirmeden sonra sıkı bir at kuyruğu yaptım açık bırakırsam çok boğucu olabilirdi galiba.Makyajımıda yaptıkdan sonra rengini benim bile tanımlayamadığım gözlerime eyelinerı çektim.
Çanta almalıydım dönemin ortasında geldiğim için ders işleniyor olmalıydı.
Sırtıma askılı bi çanta aldıktan sonra bi kalem bi defter ve kulaklığımı atarak çantamı hazırladım arabamın anahtarını da aldım telefonumu da çantamın kenarına atıp çıķtım.***
Okula geldiğimde derstelerdi galiba ortalıkta kimse görünmüyor gibiydi.
Arabanın dışardan görüntüsü dikkat çekecek nitelikteydi okulun camlarından bakanlar derse girmeyen öğrencilerin konuşmalarını duyabiliyordum.Zaten geç kalmıştım hızlı olmama gerek yoktu önce müdürün odasına yol aldım.
Küçük araba yarışlarına katılırdım bi hayalim mimar olmak isterken diğer hayalimde rallici olmaktı.
Rallici olamama gibi bi durumum bence yoktu iyi olduğumu düşünüyordum.Çizimim güzeldi bunu 7 yaşındayken farketmiştim annemin resmini çizmiştim...
Müdürün kapısını çalarak 'gir' sesini beklemeden içeri girdim neredeyse normal bir evin salonu boyutunda olan büyük müdür odadının tam ortasında bembeyaz masanın etrafını saran dosyaların arasında bir kel ve göbekli aradım pek göbekli olmasada yarısı kel olan kafasıyla sevimli bir adam vardı.
"Merhaba ben Derin Soyer"
"Aa Derin'cim hoşgeldin sana sınıfını göstereyim hadi benimle gel"
"Tabi"
Diyerek kapıdan çıktım.
"Okulumuzun birçok oyunları eğlenceleri ve benzeri faaliyetleri var babanın bizim okulu seçmesi beni büyük onure etti"
Babamın ismini duyunca göz devirdim sadece para yetiyordu 17 yaşında olmama rağmen araba kullanabiliyordum..."Hande Hanım bu yeni öğrencimiz Derin Semih SOYER'in kızı"
Kapıdan içeri girdiğimizi bile anlamamıştım ne vardı sanki tenefüs olunca girseydim.Sınıfa bi göz gezdirdiğimde gözüm birisinde
takılı kaldı şu cafedeki çocuktu bana bakıyordu ve sırıtıyordu kaşlarımı çattım delimiydi bu neden sırıttığı aklıma gelince öğretmene baktım,görüşeceğimizden bu kadar emin olmasını anlamıştım."Derin tatlım sen istediğin yere otur panoda ders programı var ordan bakabilirsin ders kitapların senin için ayrılan dolapta olmalı"
Bana sıcak davranması hiçbirşeyi değiştirmezdi çünkü babam yüzünden olduğunu gayet iyi biliyordum.
Geri sınıfa döndüm bir kaç kişinin yanı boştu ama yinede şu geçen ki çocuğun yanına adımladım.
"Naber Derin"
Kafasını hafif kafamın önüne getirmişti gözlerini kısmış alayla bakıyordu suratına baygın gözlerle baktım
"Yanından kalkabilirim istersen"
Dediğimde sustu yeni taktiğim hazırdı anlaşılan.Birkaç anlatımdan sonra zaten ders bitmişti yanımdaki çocuğa döndüm çok ciddiye almıştı anlaşılan hiç konuşmamıştı.
"Emre ,Emre'idi değilmi?"
Dediğimde parmakları arasında çevirdiği kalemi sıraya bıraktı."Evet Emre sende Derin 'din öyle değilmi?"
"Öyle şey diyecektim ben sana bana dolabımı göster diyecektim ama..."
"Gel tabi göstereyim"
Deyince sıramdan kalktım zaten cam kenarı sondan 2.sırada oturuyordu.
Panonun yanından geçerken çabucak fotoğrafını çekip Emre'ye yetiştim
Gerçi kitaplarım dolabımda kalıcaktı ama..Dolabıma gelince Emre'den anahtarı alıp içini açtım kitaplar içindeydi kontrole gerek yoktu.
Emre'nin ne zaman anahtarı aldığından haberim bile yoktu.
"Kantine inelimmi?"
Düşündüm en iyi yerdi sanırım.
"Olur"
Diyerek önden yürümeye başladım belki Emre arkadaşım olabilirdi kantinde fısıldaşmalar başlamıştı bile."Demek Semih Soyer"
Oturduğumuz masada parmaklarıyla ritim tutturmuştu ben dalmış gibi gözlerimin içine bakıyordu.
"Hıhı"
Cafedeki söylediği aklıma gelince masaya kollarımı uzatıp hafif eğildim alayla,
"Medyum falan değilsin değilmi?Tekrar karşılaşacağımızı bildin sonuçta yada tahmin ettin?"
Oda hafif eğildi ve etrafa baktı güldü
"Mâlesef değilim, sen gelmeden birkaç gün önce Soyer yani baban okula gelmişti müdürle yüzyüze konuştu anlayacağın"Demek bu yüzden bu kadar çabuk olmuştu o kadar işinin içinde bu okula sırf müdürle birebir konuşmak için gelmeside ayrı bir ironiydi.
"O gün cafede gördüğümde de tanıdım bilirsin işte merak"
Deyip sırıttıBende arkama yaslanıp kollarımı göğsümün altında bağladım.
"Tabi,bilmemmi."Mavi gözlerinde gördüğüm parıltılar hiç hâyra âlâmet görünmese de zorla gülümsedim.
Sevmiştim en azından...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ
Teen FictionKarşımdaki adam öyle çaresiz, öyle bitkin, öyle solgun görünüyordu ki benim bile canım acımıştı. "Sana seni seviyorum demek çok basit ama senin bana bu iki kelimeyi söylemen kalbimde ki bu karıncalanmayı, kafamın içinde ki bu uğultuyu götürebilir a...