♣Boşluk♣

6 1 0
                                    


      Boş...boş...boşluk?

      Yer çekimini ellerimden alan,boş zemin.

      Beklenti dolu olan,boş hayatım.

      Boşluktan yalpalayarak düşmeye yüz tutmuş,umutlarım.

      Her yerim boşluk olmuşken,ne bekleniyordu benliğimin üzüntüsünden?

      Bu sefer,bir şeyi başaracağıma inanabiliyordum,sanırım.

      Dudaklarımdan,boşluk çıksa dahi anlayabilirdim ama bu sefer,ona anlayabilmemin

bana zor geleceğini söylemem gerekliydi.

      Boşluğuma boşluk katmak,benim tarzım değildi,olmamalıydı da.

      Artık şundan da emindim ki,şuandan itibaren dudaklarımdan dökülen cümleler,içi dolu

sözcüklerimden ibaret olacaktı.

      İçini dolu sanmadığım ama doldurabildiğim kadar dolu olacak,boş olmayacak olan 

sözlerim.

       Zafer,boşluğumda sarhoş olurken boşluğum,zaferimi zapt edemeyecek kadar yorgundu.

      Elimde dillendirebileceğim iki şeyim vardı:

      Birincisi,içi dolu olan sözlerim.

      İkincisi ise,ayaklarımın altında zedelenmeye yüz tutmuş umutlarım.

      Ha! Bir de gözüne hırs bürümekten kaçınan,zafer takım.

      Ben böyleydim işte.

      Doluyu,boş sanan; zaferi başı boş bırakan  bir güçteydim işte.

      Lakin hiçbir zaman ellerimi kesiveren güçlerimi,korkmaya tek bırakacak kadar da aptal 

değildim.

      Ve de olmayacaktım.

      Yeni bir ilke benimsemeyi güç bulmuş benliğimi,sonsuza kadar diretecektim.

      Ben boşluğumu sevecek kadar aciz,zaferimi terk edecek kadar da yüzsüz biri değildim de olmayacaktım.

      Boşluk,bedenimde yer edinmişse ben onu işinden alıkoymaya çoktan razı oluvermiştim 

bir kere.

      Boşluğum,ruhumun vücut bulmuş haliyse belki de kendimde bulduğum gücü,evreni yok 

edecek kadar büyütmüştüm herhalde.

      Uslu bir çocuk olan ben,büyütmüştüm.

      Büyüdüğüm gibi de küçülmüştüm boşluğumun içinde.

      Lakin bu anın tarihi içinde,yaşamamışlığım anlamına gelmez.

      Evet,ben artık rahatım,boşluğum ise yalnız:yapayalnız.

      Memnunluğum,beni tatmin edercesine çoğalırken boşluğum yere çakılıveriyor.

      Ansızın,benliğimi parça pinçik eden boşluğum yok oluveriyor.

      Dağlarım,kendini parçalarcasına haykırırken seyirci olan ben,şaşkınlığımı yutacak kadar

ne yaşamıştım?

      Evet,şaşkın olabilirim lakin gücümü elimde tutmakta geç kalmamıştım.

      Şimdi diz çöküyorum: zaferim ve içi dolu olan sözlerime.

      Ardından,son cümlelerim nefesimle bir savruluyor.

      "Dirilen zaferim ve içi dolu olan sözlerim.Eğer ben bir daha boşluk olmaya yüz tutarsam, benliğimle birlikte,silahımın kabzasını dosdoğru tutmaya dair size yemin ediyorum."

byCafunet

        Lütfen,yazdıklarım hakkındaki düşüncelerinizi,yorumlarınızda paylaşın.Son bölümlerin okunma sayısı azalmış görünüyor.Sonraki atacağım bölümün,yazılış tarzı biraz daha farklı olacak.Ben hoş bir yazılış tarzı olduğunu düşünüyorum.Bu yüzden bol bol merak edin.Bir daha ki bölümde görüşmek dileğiyle.


Bozuk KalemimdenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin