cevap devam :) :

5.7K 70 50
                                    


İslam Dinine göre insan geleceği bilemez, gelecekten haber veremez; ancak bilimsel veriler ve olaylardan yola çıkarak gelecek hakkında tahmin yürütülebilir ve bu veriler ışığında tedbir alabilir. Bu bağlamda İlm-i Nücüm da denilen Astronomi ilminin İslam İlimleri arasında önemli bir yeri vardır. Ancak İslam Dini açısından astroloji ilmi, olandan hareketle olması gereken üzerinde durmalıdır; yoksa kahinlik yapmak yoluyla insanların ve dünyanın geleceği (kaderi) hakkında konuşup hüküm vermek değil. Zaten medyum ve kahinler veya falcılık yoluyla gelecek hakkında akıl yürütüp tahminde bulunmayı İslam Dini reddeder. Müslüman bir kimse medyumlara, fala ve kahinlere itibar etmemelidir. İslam Dini insana akıl ve iradesini kullanarak sebep sonuç ilişkisine göre hareket etmenin en doğru davranış şekli olduğunu bildirir. Mesele insanın insana ve insanın eşyaya veya diğer varlıklara tahakkümü ve tasarrufu bakımından değerlendirildiğinde; bu konu dini olmaktan ziyade insana has olgusal bir hadisedir. İnsanın yaratılıştan getirdiği kabiliyetlerini geliştirerek bir başkasına yada eşyaya etki etmesi ve onu tasarrufu altına alması olası görünmekle birlikte, etki altında olan bir insan iman ve irade gücüyle bu etkilenmeden kurtulabilir. İnsanlık tarihi içerisinde ve günümüzde de bu türden hadiselere rastlanmaktadır.

Ancak meseleyi İslam dini açısından değerlendirecek olursak bu tür eylemlerde maksat ve niyetin ne olduğu önemlidir. Eğer bununla insanlara korku salmak, inanç, irade ve kanaatleri etkilemek veya varlığın doğal seyrine müdahale etmek hedefleniyorsa, İslam dini böyle bir davranışı kabul etmez ve insanların bu tür eylemlerden uzak durmasını emreder.

Meseleye Parapsikoloji İlmi açısından bakacak olursak, İslam dini sırf bilimsel saiklerle işin özünü kavramaya matuf çalışmaları uygun görür. Eğer böyle bir astral seyahat'le insanlığa hizmet ve bilimsel gelişmelere katkı sağlanacaksa, İslam öğretisinin ön gördüğü ahlaki ilkeler çerçevesinde, müslümanların da bundan geri kalmaması gerekir.

Ayrıca insan, özü itibariyle duygusal ve her türlü hissi etkiye açık bir varlıktır. İnsanlar arasında konuşma her ne kadar iletişimde temel yöntem olsa da insanların duygu ve his yoluyla iletişim kurabildikleri de bir olgudur. Müslüman ilahiyat alimleri de bunu kabul ederler. Ancak dikkat çekilmesi gerekir ki insanların psikolojik yönü ve insanlar arasındaki duygusal bağlılıktan kaynaklanan olaylar zincirini, his ve ön sezilere göre hareket edip karar vermekten ayırmak gerekir. İslam dini insanın deyişken psikolojik yapısını da göz önüne alarak böyle bir astral seyahat'in etkisinde kalıp hisleriyle, ön sezgileriyle ve rüyasıyla amel etmesini uygun görmemiştir. Çünkü Müslümanlık'da esas olan iradî harekettir. Sorumluluk ve ahlakilik de iradi hareketle anlam kazanır. Bu bakımdan kalbe doğan veya akla gelen fikirler test edilmelidir. Yani kalbimize doğan düşüncenin rahmanî (doğru) mi, yoksa şeytanî (yanlış) mi olduğunu İslam'ın temel ilkelerine göre test edip ona göre hareket etmek gerekir. 


yani niyete bağlı :)

Astral Seyahat Deneyimlerim GerçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin