10.Bölüm

73 5 1
                                    

Yazar Ağızından

    Jiyeon eve vardıklarında eşyalarını toplamak için odasına gitmişti. Gangnam'da ona yardım etmek için Hyomin de gelicekti. Ama iki kız tek gitmelerine izin vermedikleri için Woohyun ve Myungsoo da onlarla beraber geliyorlardı. Myungsoo'nun arabası ile gitceklerdi.

    Jiyeon, istemsizce Myungsoo'nun geliyor oluşuyla karnında kelebekler uçuyormuş gibi hissetmişti. Onun yanındayken heyecanlanıyor, ne yapacağını ne diyeceğini bilemiyordu. Kalbinin atışları desen çok hızlılardı. Diğerleri duyacak korkusuyla ödü kopuyordu. Ama Myungsoo'dan hoşlanmıyordu değil mi yani? Hayır bal gibi de hoşlanıyorsun diye söyleniyordu iç sesi.

    Jiyeon düşüncelerinden ayrıldı. Saatine baktı. Myungsoo'lar ile buluşmalarına yarım saat vardı. Çantasına son bir göz gezdirdikten sonra kendine bakmak için lavaboya gitti.

...
 
    Myungsoo üzerine beyaz bir gömlek altına da siyah dar bir pantolon giymişti. Aynada kendine baktı. Sonra onaylarcasına kafasını salladı.

   Odaya Woohyun daldı. Yani girdi değil, basbaya daldı.

"MYUNGSOO?!?!..OOOO ÇOK SEXY OLMUŞSUN KANKA. JIYEON İÇİN Mİ LA" dedi çapkın bir gülüşle.  Myungsoo poker face sundu Woohyun'a. 

"Tamam kızma lan şaka yapmıştım.  Saati söylicektim. Çıkmamız lazım. " hala gülerken söyledi Woohyun. Tanrı aşkına gülüncek ne var diye iç geçirdi Myungsoo.

"Hey! Dostum geç kaldık diyorum. Hadi kalk."

"Sen git, ben geliyorum. "

"Pekala ama iki dakikadan geç kalma."
 
   Tamam anlamında kafasını salladı Myungsoo. Telefonundan sinema salonunda konuşurlarken çektikleri selcalara baktı. Komik pozlar vermişlerdi. Myungsoo, Jiyeon'u görünce istemsizce gülümsemişti. Parmağını Jiyeon'un üzerinde gezdirdi. Sonra birden durdu. Ne yapıyorsun sen diye kendine kızdı. Jiyeon'dan hoşlanmıyorum diyemezdi çünkü onun yanında bambaşka bir dünyada gibi hissediyordu. Kalbi çok hızlı atıyordu. Bunlar hoşlantı belirtileriydi değil mi? Ama tam hoşlanıyorum da diyemezdi çünkü kendiside bilmiyordu. Belkide kabul edemiyordu.
  
     Myungsoo telefonunu cebine koydu ve birkaç önemli eşyasını aldıktan sonra evden çıktı.

...

    Hyomin ile Woohyun dışarda bekliyorlardı. Hyomin yere bakıyordu. Woohyun arkadan gelip Hyomin'in omzuna dokunarak, sesini değiştirip

"Hey güzelim gelir misin odama? " demişti. Hyomin çığlık atarak arkasını dönmüştü. Woohyun olduğunu görünce ona vurmuştu.

"Ya sen psikopat mısın? "

"Belki" demişti kıkırdayarak Woohyun.

...

   Jiyeon lavabodan çıktıktan sonra tekrar üstüne bir baktı ve evden çıktı. Kapıdan çıkarken,  Myungsoo da kendi evlerinden çıkıyordu. İkisi bakıştılar. Jiyeon hemen gözlerini kaçırdı. Kafasını eğdi.

   Myungsoo derin bir nefes aldı. Gelen cesaretle elini Jiyeon'un omzuna koydu. Jiyeon, temasla kafasını kaldırdı.  Myungsoo'ya baktı saf saf.

"Hadi Jiyeon. Geç kalıyoruz." demişti Myungsoo. Jiyeon başını öne çevirdiğinde, Myungsoo farkettirmeden sevinç hareketleri yapmıştı.

"Ah t-tabi. Doğru. " demişti kekeleyerek Jiyeon. Kekelediğinden içinden kendine sövmüştü. Myungsoo onun bu haline gülümsemişti.

...

Yarım saat sonra

   Şuan hepsi arabaydı. Woohyun onlara geç geldikleri için kızdığından daha yeni yola çıkmışlardı. Bu durumlarına Myungsoo,

İmkansız DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin