Şişeyi ilk Hyomin çevirdi. Soru soran Woohyun, cevaplayacak olan Myungsoo'ydu. Myungsoo içinden lanet okudu.
"Doğruluk/cesaretlik? "
"Hah olsun bitsin. Cesaretlik."
"Ihm..ehehehe. buldum. Jiyeon'u dudaktan öp. "
"NE?!?!" MyungYeon ikisi bağırmıştı aynı anda.
Myungsoo,
Duyduğumun şoku ile Jiyeon'a baktım. Onun da benden farkı yoktu. İzin istercesine elimi eline dokundurdum. Gözlerini kapattı. Birkaç nefes alışverişinden sonra tekrar açarak başıyla onayladı.
Ellerini tamamen ellerim arasına aldım. Gözlerinin içine bakarak küçük dolgun dudaklara kısa çaplı öpücük bırakıp ayrıldım. Değişik hissediyordum..hem de baya değişik. Kalbimin sesini duymalarından korkuyordum nerdeyse.
Jiyeon
Aman tanrım, aman tanrım. İlk öpücüğüm bir dc için mi olucaktı? Ve Myungsoo tarafından mı? İstemsizce gülüp duruyordum. Neler oluyordu böyle? Hoşlanıyor muydum yoksa bu salaktan?
"Ooooooooaaaauuuuuu"
Gelen seslerle hayırsız arkadaşlarıma kötü bakışlarımı yolladım. Myungsoo kulağıma yaklaşarak nefes şeklinde özür diledi. Yüzüm düzleşti ve ona baktım. Doğrusu özür dilemesi acıtmıştı. Hiçbir şey hissetmemiş miydi? Sadece oyun muydu onun için? Zoraki gülümsedim. Onun gibi konuşarak sorun olmadığını söyledim.
Qri sosyal medyada gezerken gördüğü ile çığlık atarak ayağa fırladı.
"KİM TAEYEON'UN KONSERİ VARMIŞ!!"
"Nerede? Ne zaman?" heyecanla ardıardına sordu Eunjung.
"20 Eylül'deymiş..v-ve bizim okuldan sadece b-bir sokak ilerde olan turnuva yerinde olacakmış" sevinçten kekelemeye başlamıştı. Bu haline gülümsedim.
"Hep beraber gidiyoruz değil mi?"
Sungyeol yüksek sesle 'Evet' diye bağırdığında yerimden sıçradım. Koluna geçirdim. Sungyeol gülmeye başlayınca onunla beraber bende gülmeye başladım. Neye gülüyorduk bilmiyordum. Myungsoo'nun sahte öksürüğü ile ona baktık.
"Ben gelmeyeceğim"
"Oh..neden?" Merakla sordum.
"İşlerim var"
"Lütfen gelmeye çalış"
"Denerim"
Saat epey geç olmuştu. Ve yarın lanet okul vardı. Erkeklerin ayaklanmasıyla bizde kalktık. Onlardan ayrıldıktan sonra bizliğimize kavuşup camışca yatağa atladık. Cadı kahkahalarimizla gülerek birbirimizi yataktan atmaya çalıştık. Bunu neden yapıyorduk? Bir cevabı yoktu ama eğlenceliydi işte.
Yatakta normal insanlar gibi oturarak -zor olsa da- dedikodu yapmaya başlamıştık.
"Ee Ji..oldu sizin iş hm?" Yandan gülüşünü sergilemişti.
"Ne işi? " anlamamazlıktan gelmiştim.
"Hadi ama Myungsoo ile arandakilerden bahsediyorum"
"Ahahahaha saçmalamayin yok aramızda bir şey"
"Yah az önce öptü ama~.."
"Bu sadece bir oyun içindi kızlar. Onun için de...ve benim için de" buna kendim de inanmıyordum. Öyle hissetmiyordum. Benim için sadece oyundan ibaret değildi. Ellerini iki yana kaldırdı Eunjung.
"Pekâlâ zorlamıyoruz" minnettarca baktım.
"Artık uyuyalımmmm"
SABAH
Yine erken uyanmıştık. Yine... Daha ikinci gün olsa da şimdiden sıkılmıştım. Gözlerimi ovalayarak yataktan kalktım. Bizimkiler erkenden kalkmış kahvaltı hazırlıyorlardi.
"Günaydın." Uyku sersemi sesimle odadan içeri kafamı sokarak söylemiştim. Ve geri cevap beklemeden lavaboya gitmiştim.
"Ahh töbestağfirullah bu da ne? Ne korkunç bir şey bu böyle?" Ayna da kendime bakıyordum. Ya da bir canavara. Emin değilim. Elimi yüzümü yıkayarak hafif makyaj yaptım. Gerinerek lavabodan çıkıp kahvaltı masasına oturdum.
"Kom Tooyoon'on konsoro oçon gorçokton çok hoyoconloyom" ağzındaki salata ile konuşan Qri yeni bir parça daha attı ve devam etti.
"Yoh soz nosol bo kodor sokon koloboloyorsonoz..""Açıkçası Jessica'nın gelmesini daha çok isterdim."
"Yoona yüzünden eşcinsel olmayı bile düşünmüştüm. Of..umarım izleyiciler arasında o da vardır. "
"Ehehehe bak ihtimal var" kıkırdadim.
"Ben Jessica ve Yoona'yı shiplerim." Hyomin, Eunjung'un dediklerini takmayarak söylemişti.
Ağzıma birkaç bir şey tıktiktan sonra aceleyle evden çıktık. Idollerimize yavşamaktan.. Geç kalıyorduk çünkü.
"Benim arabama binelim." Elimi havaya kaldırdım.
Onayladilar ve arabama binerek gaza bastım.
"Okul çıkışı bir şeyler yapalım mı? Lunapark filan?" Qri telefona bakarak söylemişti.
"İyi fikir. Sen ödersen gelirim." Min cevap verdi.
"Yah!"
Okula varmistik. Arabadan inerek onların da inmesini bekledim. Ve arabayi kitleyip okula girdik.
"Vay be geç kaldık sanıyordum. Oysa normalden de erken gelmişiz"
Sınıflarımıza geçmiştik. Tahmin ettiğiniz gibi kimse daha gelmemişti.
"Hyomin?"
"Hm?"
"Dans edelim mi? "
"Ne?"
"Dans etmek istiyorum. Hazır kimse yok. Dans edelim mi?"
"Ne dansı? "
"Kucak dansı..." kötü kötü baktım. "Ne olacak normal dans işte."
"Peki" ayağa kalktı. "Şarkıyı aç Dj!"
Güldüm ve telefondan Blackpink-Boombayah açtım. (Reklam veren iyi kalpli yazar)
"Biliyor musun bu şarkıyı?""Tabiki"
Ona uyarak dans etmeye başladım. Hyomin çok yetenekliydi bu konu da. Kapı taraftan gelme alkışlama sesleriyle o tarafa döndük. Bilin bakalım kimdi bunlar? Myungsoo ve Woohyun.. (çünkümsü bu bir tesadüf niden başkaları değil de bunlar gildi bilemeyorom dizilerde hep böyle olar@-@)
"Ne zamandır oradasiniz?"
"Dansa yeni başlamıştınız"
Ellerimle yüzümü kapattım. Lanet olsun.
"Bence çok başarılıydınız."
"Dans etme hevesim geldi diyebilirim. Hey Woo bizde etsek mi?"
"Neden olmasın"
Garipce onlara baktım. Nct- Firetruck açtılar ve yapmaya başlamıştılar. Şaşkınca bakmaya devam ediyorduk. Taa ki sınıfa disiplin öğretmeni girene kadar.
Eveeett yazarınizdan bu kadar. Beynim durdu yarısında. Hatta başında. Aklıma yazacak bir şey gelmiyordu. Kısa olmuş olabilir. Ama emek varrr sjdjdj neyse sizi seviyorum qalp qalp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Değil
Historia CortaAnnesi 3 yaşında iken , babası daha doğmadan ölen ve ablası Nara ile teyzesinin evinde kalan bir kız .. Tüm aile üyeleri olsa bile hayata tek başına tutunmak istenen bir erkek .. Bu ikisi birbirlerine rastlayarak hayatlarının aşkını bulcaklar mı ?