Hoşgeldin sayın okuyucum.Öncelikle şunları bilmeni isterim ki bu benim ilk hikayem.Bu yüzden bazı hatalarım olabilir ama sen yorum yaparsan bunları en aza indirebilirim değil mi? Neyse bu arada belieber değilim ama neden bilmiyorum Justin Bieber Fan-Fic yazdım (Cidden nedenini bilmiyorum) Tabi Justin'i sevdiğimde bi gerçek. O yüzden yorum yap/Vote ver/Bu hikayeyi reading list'ine ekle/Ve beni mutlu et :) Seni seviyorum.
Ve başlıyoruuuuuuz... İyi okumalar<3
1.Bölüm
Yüzüme gelen az bir ışıkla falan uyanmadım tabi.Neden bende filmlerdeki gibi değilde her sabah bu lanet alarmın sesiyle uyanıyorum ki? Yatağımdan kalktım ve içeriye daha fazla ışık girmesi için pencereye uzandım.Dışarısı bembeyaz olmuştu.Daha sonra kahvaltı mı yapmak için aşağı indim.
17 yaşımdaydım ama evde tek başıma kalacak kadar cesur biriyimdir. Burada arkadaşım yok çünkü buraya daha yeni taşındım sayılır ve henüz arkadaş edinecek vakti bulamadım.Kahvaltımı bitirip montumu aldım ve evden çıktım. Tanrım! Dışarısı buz gibiydi.Bu soğuk havaya alışmam biraz zor olacak çünkü ben aslında Türk'üm buraya okumak için geldim ve hobi olarakta dans ediyorum (bu zaten küçüklükten beri hayalimdi.)En sonunda oturabileceğim küçük bir kafe ararken dengemi kaybedip kendimi birden yerde buldum.Biri kolumdan tutup kaldırdı ama arkadan güneş parladığı için yüzünü göremiyordum, kalktığımda gördüğüm şeyden dolayı baya bi şaşırdım.Bu o Justin denen çocuktu.Arkadaşlarım ona hasta olurlardı ama benim hiç böyle bi düşüncem yoktu yaptığı müziği severdim o kadar.Bana yardım ettiği için teşekkür ettim.Daha sonra bileğimde dayanılmaz bir acı duydum.Sanırım burkulmuştu.O da bunu anlamış olcak ki kolumu omuzuna doladı ve beni köşedeki küçük kafeye götürdü.Oturduğumuzda bana ''İyimisin,seni hastaneye götürebilirim.'' dedi.''gerek yok teşekkür ederim.'' deyip gülümsedim.Hala yanımda oturuyordu neden gitmiyordu ki? ''Ben Justin.Ve sen?'' dedi ve kocaman sırıttı. ''Bende Nelly,memnun oldum'' dedim.
Bize iki americano siparişi verdikten sonra beklemeye başladık.Bu çok garipti yani ne bileyim bugünün böyle olacağı aklıma gelmezdi neyse zaten hemen kahvemi içip gitmeyi planlıyordum onunla gözüküp adımın magazine karışmasına hiç niyetim yoktu.İşte zaten kahvelerimizde gelmişti.
''Eee anlat bakalım Nerelisin?Neler yapıyosun?'' dedi Justin.
''Türküm,okumak için geldim,dansçıyım vs.''
''Türksün ve ismin Nelly?'' dedi kaşlarını kaldırarak.
''Şöyle. Annemle babam konserde tanışmışlar 'Nelly Furtado' konserinde. Eee gerisi tahmin ettiğin gibi bunun özel olmasını sağlamak için ismimi Nelly koymuşlar.''
Nedenin bilmiyorum ama ona bilmesi gerekenden fazlasını anlattım sonra oda bana bişeyler anlattı gerçi arkadaşlarım sağolsun zaten bunların çoğunu biliyordum ama yinede onu sessizce dinledim.Laf ladı açtı derken birbirimizi koyu bir muhabbetin içinde bulduk.-Aslında televizyondan görüdüğü gibi havalı değilmiş- Ve bayağı da iyi anlaşmıştık. ''Arkadaşlarını buraya getirmelisin gerçekten güzel kahve yapıyorlarmış.'' dedi. İşin garip tarafı dediğim gibi henüz arkadaşım yoktu ve en yakın arkadaşlarımda seneye buraya geleceklerdi. ''Sanırım arkadaş edinemeyecek kadar kısa bir süre önce geldim.'' dedim.Kaşlarını havaya kaldırdı ve güldü. ''O zaman ilk arkadaşın benim, yani senin telefonunu almam gerek'' dedi ve telefon numaramı yazmam için telefonunu uzattı.Bende yazdım.''gitsem iyi olcak'' dedim.O da masaya para bıraktı ve kalktık.Bileğim hala çok acıyordu ama böyle küçük şeyler için hastaneye gitmek küçüklüğümden beri adetim değildi. Bana acıyarak ve alaylı bir şekilde''Seni bıraksam iyi olcak'' dedi.Bileğim tiraz edemeyecke kadar acıyordu bu yüzden bende eve bırakmasına izin verdim. Siyah bir Rangerover'a yöneldi.Kapımı açtı.Oturdum.Yol boyunca hiç konuşmadık.Eve geldiğimde kendimi garip hissediyordum.Amerika'da edindiğim ilk arkadaş Justin'di ve bunun ne kadar iyi bir durum olduğundan şüpheliydim.Ben bunları düşünurken telefonumun sesini duydum.Tanımadığım bir numaraydı. ''Hey,Nelly ben Justin''dedi. ''Merhaba Justin'' dedim ''sadece bana sahte numara verip vermediğinden emin olmak için aramıştım''dedi ''emin olduysan sorun yok'' dedim.Ardından güldü '' evet artık eminim.Hoşçakal arkadaşım'' dedi ve telefonu kapattı.Ceketimi çıkarttım ve üstümü değiştirdim.Twitterımı kontrol etmek için bilgisayara girdim.Twitterda çok takipçim yoktu.Twittera girdim ve baya bi şaşırdım bir anda bu kadar takipçim nasıl olabilirdi ki diye düşünürken neden olduğunu anladım.Justin beni takip ediyordu.Birde ''Amerikadaki ilk arkadaşın olduğım için mutluyum.'' diye twit atıp beni etiketlemişti. Korktum.Çünkü hayranınlarından oldukça korkuyordum.Yorumaları okumadım bile! hemen bilgisayarımı kapattım ve duşa girdim.Duştan çıktığımda rahatlamıştım.Cesaretimi toplayı twitterımı açtım.Her dakika takipçi sayım artıyordu ve etkileşimlerim dolup taşmıştı! Ardından tereddütle yorumları okumaya başladım.Aslında genelde iyi şeyler yazmışlardı sadece bi kaç tane kötü yorum gördüm ama takılmadım.Bu beni baya rahatlatmıştı.Kendime sandviç yapıp film açtım.Sonra da uyuyakalmışım.
***5 gün sonra***
Şu lanet alarmın sesinden nefret ediyorum!! Okula gitmek zorundaydım çünkü bugün bölüm sınavım vardı. Ayaklarımı sürüyerek banyoya gittim.Daha sonra dolabımdan bir jean ve tişört seçip onları giydim.Tarzım genelde sadeydim çok fazla takıyı sevmezdim. Çantamı aldım ve okula gittim.Sınavım iyi geçti bende kendimce kutlama yapmak için browni alıp yemeye başladım.Bu sırada etrafıma bir sürü kız toplanmaya başladı, içlerinden biri ''Hey justin senin hakkında twit attı diye fazla havalanma'' dedi ve sonra diğerleri beni duvara sıkıştırdılar. Hiç bişey yapmamıştım ki neden böyle yaptıklarını anlayamıyordum.Sinirlerim bozuldu bende ağlayarak eve gittim.Önce telefonumu daha sonra kendimi yatağa attım,hala ağlıyordum.Telefonum çalıyordu ve arayan Justindi.Açmadım.Ama aramaya devam etti.Yine açmadım.1 saat sonra zil çaldı.Aşağıya indim ve kapıyı açtım. O gelmişti. ''Hey neden cevap vermiyorsun,merak ettim? '' dedi. Onu görünce tekrar ağlamaya başladım.Geldi ve ''şşşş sakin ol,ne oldu anlat'' dedi ve bana sarıldı.Biraz sakinleştiğimde kendime küfrediyordum.Bu kadar büyütmemeliydim.Onun karşısında ağlamamalıydım.Küçük çocuklar gibi davranıyordum.Ona anlatmak istemiyordum ama gerçekten beni zorluyordu. Bende anlattım. ''Böyle davranmalarına hakları yok onlara iyi bir ders vermeliyiz. Ben senin arkadaşınım buna sessiz kalamam.'' dedi ve gitti.Ne yapacaktı ki? Biz ne zaman bu kadar yakın arkadaş olmuştuk? en bu düşüncelerle boğuşurken uyuyakaldım...
Sabah olduğunda okula gitmek istemiyordum ama buna mecburdum.Beni zayıf biri olaral görmelerini istemiyordum.Zaten öyle biri değilimdir dün yaptıklarıma ben bile şaşırdım normelde kolay kolay ağlamayan biriyimdir.Giyidim ve evden çıktım.Okulun kapısından gayet kendimden emin bir şekilde girdim ve sınıfıma girdim.Kızlar fısıldaşıp gülüyorlardı. Aldırmadım.Okul bittiğinde öğretmenden notları alıp dışarı çıktım.Okulun önü kalabalıklaşmıştı. Ne olduğunu anlamak için kalabalığı yarıp geçtim ve okulun köşesindeki duvara yaslanıp etrafa bakındım.Ve Justini gördüm. İlerde arabasından çıkıp etrafı sarılı kızlarla buraya doğru geliyordu.-Beni sıkıştıran kızlarda yanındaydı- Beni gördü ve yanıma geldi. ''hey sınavlarının iyi geçtiğini duydum,hadi kutlama yapmaya gidiyoruz'' diyerek elimden tuttu ve arabasına götürdü.Bana bakıp gülen kızlarsa artık gülmüyorlardı. ''Bunu yaptığın için sana minnettarım ama bu senin için pek iyi bir şey olmayacak,heran saçma dedikodular çıkabilir'' dedim. Gülümsedi ve ''arkadaşlarım için herşeyi yaparım'' dedi.
*** 1 yıl sonra***
Nasıl oldu bilmiyorum ama Justinle çok yakın arkadaş olmuştuk.Hayır gerçekten, baya arkadaştık.Hatta Pattie bile beni çok seviyordu.Sürekli birlikte bir şeyler yapıyor,birbirimizde kalıp film izliyor ve çok eğleniyorduk. Bugünde o günlerden biriydi. Pattie beni yemeğe çağırdı çünkü bugün benim doğum günümdü.Ailemden,arkadaşlarımdan,ülkemden ayrı kutladığım ilk doğum günümdü.Akşam için hazırlanmaya başladım siyah düz bir pileli elbise giydim.Saçlarım zaten düzdü.Hafif makyaj yapıp evden çıktım.Kırmızı bir mini-cooper'ım vardı.Ona bindim ve Pattie'nin evine gittim. Yemeği yedikten sonra justinle film izlemek için yukarı çıktık. ayakkabılarımı çıkarıp koltuğa oturdum.Justinde DVD'ye Iron Man 3'ü koydu ve bana yaslandı.Ben filmi izliyordum ama Justin garip bir şekilde bana bakıyordu.Film bittiğinde Justin ''Güzel filmdi'' dedi. ''Bana pek fazla izlemedin gibi geldi'' dedim.O da gülümsedi ve bana doğru yaklaştı ve gülümseyerek''iyiki doğdun Nel,iyiki o gün kayıp düştün.'' dedi. ''Pislik,bileğim gerçekten çok acımıştı'' dedim ve sırıttım. Sonra kucaklaştık. ''bu kadar kucaklaşma yeter,aşağıdan dondurma alıp geliyorum.'' dedim ve aşağı indim. Tekrar justinin yanına gittim oturduk,muhabbet ettik.Saat baya geç olmuştu bu yüzden Pattie beni eve göndermedi.
Sabah erkenden kalktım ve okula gitmek üzere yola çıktım. Okula geldiğimde bana gülen kızlar yanıma gelip özür diledi.Sonra bir baktım ki herkes benimle arkadaş olmaya çalışıyor. Hiç biriyle arkadaş olmak istemiyordum çünkü hepsi menfaatçiydi.
Benim için yoğun bir gündü.Koltuğa uzandım ve televizyonu açtım.Televizyonda Justin'in Tur listesi açıklandı başlıklı bir haber gördüm ve içinde Türkiye de vardı. Bende onu aradım. ''Gerçekten benim ülkeme gidiyorsun,inanamıyorum onları çok özledim'' dedim. O da ''Hey baksana, neden sende gelmiyorsun?'' dedi.Şaka olduğunu sandım ama şaka yapmıyordu.Aslında olabilirdi.Sadece onunla değil,kendim giderdim.hem sınavlarımda bitmişti. ''Harika,ama seninle gelemem.Kendim gideceğim.'' dedim.Biraz suskunluk oldukttan sonra ''Tamam sen bilirsin orda görüşürüz,bebeğim'' dedi ve telefonu kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unexpected. (Ara Verildi)
RandomBir tarafta dünyaca ünlü pop yıldızı... Diğer tarafta yeni kimliğiyle hergün hayalini kurduğu Amerika'ya gelen genç bir kız... Tesadüfen karşılaşan ve kısa sürede çok yakın arkadaş olan iki genç, zaman geçtikçe hiç 'beklenmeyen' olaylarla karşıl...