7.Bölüm
Bir süre yatakta oturmaya devam ettik.Başı göğsümün üzerindeydi,ellerini belime dolamıştı.(Ve ağlamayı bırakmıştı)Bende onun saçlarını okşuyordum.Aniden kalktı. ‘’Gel benimle,seni bir yere götüreceğim’’ Elini uzattı. ‘’Nere-‘’ sözümü tamamlamadan konuşmaya başladı. ‘’Gidince görürsün küçük hanım’’ yine bir yerlere gidiyorduk.Ve yine benim nereye gittiğimden haberim olmuyordu.Sahiden niye hep böyle oluyordu?
Arabayı park ederken stüdyoya geldiğimizi anladım.Ama neden beni buraya getirmişti ki? En sonunda kendi kendime mızmızlanmayı bıraktım ve arabadan indim.Stüdyoya geldiğimizde Justin beni sandalyeye oturttu,eline gitarını aldı ve ‘Fall’ şarkısını çalmaya başladı.
Well let me tell you a story
(Peki sana bir hikaye anlatayım)
About a girl and a boy
(Bir kız ve bir erkek hakkında)
He fell in love with his best friend
(O en yakın arkadaşına aşık oluyor)
When she's around, he feels nothing but joy
(Kız onun etrafındayken, o mutluluktan başka bir şey hissetmiyor.)
But she was already broken, and it made her blind
(Ama onun çoktan kalbi kırıldı ve o kör olmuş)
But she could never believe that love would ever treat her right
(Aşkın onu doğru şekilde bulacağına hiç inanmadı )
But did you know that I love you? or were you not aware?
(Ama seni sevdiğimi biliyormusun? Ya da farkında değimlisin?)
You're the smile on my face
(Sen yüzümdeki gülümsemesin )
And I ain't going nowhere
(Ve ben bir yere gitmiyorum)
I'm here to make you happy, i'm here to see you smile
(Seni mutlu etmek için buradayım, senin gülümsemeni görmek için buradayım)
I've been wanting to tell you this for a long while
(Bunu sana söylemek için uzun zamandır bekliyorum)
...
Well I can tell you're afraid of what this might do
(Peki, korkmaman için sana söyleyebilirim)
Cause we got such an amazing friendship and that you don't wanna lose
(Çünkü kaybetmek istemediğin öyle güzel arkadaşlığımız var ki)
Well I don't wanna lose it either
(Bunu da kaybetmek istemiyorum)
I don't think I can stay sitting around while you're hurting babe
(Senin canın yanarken durabileceğimi sanmıyorum bebeğim)
So take my hand
(Gel elimi tut)
Well did you know you're an angel? who forgot how to fly
(Bir melek olduğunu biliyor muydun? Uçmayı unutmuş bir melek)
Did you know that it breaks my heart everytime to see you cry
(Seni ağlarken kalbimin kırıldığını biliyor muydun?)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unexpected. (Ara Verildi)
RandomBir tarafta dünyaca ünlü pop yıldızı... Diğer tarafta yeni kimliğiyle hergün hayalini kurduğu Amerika'ya gelen genç bir kız... Tesadüfen karşılaşan ve kısa sürede çok yakın arkadaş olan iki genç, zaman geçtikçe hiç 'beklenmeyen' olaylarla karşıl...