Kazanmak için kaybetmemiz gerekirdi. Kaybettim ben. Anılarımı hayal kırıklıklarımı. Ama umudumu kazandım. Umut benim için vardı her zaman o seni kaybetmezdi.
Namlunun ucunda bulursun bazen kendini umut sayesinde tetiği çekmezsin. Uçurumdan atlamana ramak kala umut fısıldar. Bileklerini tam kesecekken umut elininde ki jileti alır. Bi iple kendini asmaya kalkıştığın da umut sandalyenin ayağının altından kaymasına izin vermez.
İste bu yüzden sonuna kadar umut var. Bitmeyecek...Hazara dönüp "Sen... Sen hiç umutunu kaybettin mi..?"
Varla yok arası bir tebessüm belirdi dudaklarında.
"Umut yok... Hiç bir zaman yok... Seni ayakta tutan umudun değil... Seni ayakta tutan intikam ateşidir..."
Tam anlamıyla farklıydık bu adamla. O umuda inanmazdı... Bense umudun beni yaşattığını düşünürdüm...
"Peki ya intikam alacağım kimse yoksa beni ne ayakta tutar..?" dedim yorgun çıkan sesimle...
"Hayattan intikam alırsın insanlardan değil..." mantıklı konuşuyordu aslında...
Hayattan intikam alırdık... Ama o intikamı alıcağımıza inanmamız bile umut sayesindedir. Eğer o intikamı alıcağımızı düşünüyorsak umut sayesindedir...
"Dayıma haber verdin mi?" kafasını evet anlamında salladığında sırada aniden odanın kapısı açıldı. Zeynep, Çakıl, Buğra, Bulut, Yağız ve Çınar odaya daldılar. Dayım yanıma gelip elimi tuttu. "İyimisin güzelim..." kafamı evet anlamında salladıktan sonra kolumda ki yaraları görmesin diye elimi çekip ince pikenin altına koydum. Elimi pikenin altından çıkartıp kolumda ki izlere baktı. "Odaya mı kilitlediler?" her ne kadar onu üzmek istemesemde cevapı vermezsem bana kızacağını bildiğim için kafamı 'evet' anlamında salladım. "Kim yaptı..? Neden yaptılar sana bunu..?" sesi o kadar kırgın çıkıyordu ki gözyaşlarımı serbest bıraktım... Kollarımı boynuna doladım. Oda kollarını belime doladı. Kokusunu içime çekip konuşmaya başladım. "Bilmiyorum ki... Ben kimseye bişey yapmadım... Kalbimi acıtsalar bile... Benimle alay etseler bile..." hıçkırıklarım odanın içinde büyük bir ses dalgası gibi yayılıyor du. Herkes susmuş bizi izliyodu. Çakıl ağlamamak için dudağını ısırırken Zeynep çoktan Çınar'ın boynuna atlamış ağlıyordu...
"Ben kimseye zarar veredim... Hep onlar bana zarar verdi.... Onun kızı olmayı ben seçmedim dayı... Bana hep onun kızıyım diye eziyet ettiler ben sana söyliyemedim... Arkadaşlık kurmayı sevmiyorum diyodum ya aslında öyle değil kimse benimle arkadaşlık kurmuyordu..." bi hıçkırık daha dudaklarımın arasından kaçtı...
"Ben... Ben seni seviyorum yetmezmi... Bak arakadaşların var senin... Üzülme güzelim üzülme... Geçicek hepsi... Neler atlattık biz beraber... Bunlarda geçicek..." onuda üzmüştüm işte. Bir de onun için ağladım. "Geçmiyo dayı... Hiç bir şey geçmiyo... İnsanlar benden nefret ediyo... Acıyolar bana..." dayım kollarını çekip odadam çıktı. Kafamı yastığa gömüp ağlamaya başladım.Hani kendini varla yok arasında hissedersin ya bazen öyle hissediyorum kendimi... Varla yok arasında... Yaşamla ölüm arasında...
Zeynep ile Çakıl yanıma gelip bana sarılırken diğerleri odayı boşaltmıştı çoktan...
"Yağmur biliyor musun sen dünyanın en temiz insanısın... Seni üzenler sana bunu yapanlar da dünyanın en kirli insanları..." Zeynep'e dönüp "Senin hep gülmen gerekir... Bak gamzene... Gamzesi olan insanlara gülmek çok yakışır... Ama sende benim gibisin hep ağlıyorsun... Ağlama tamam mı..?" gözünün yaşını elinin tersiyle sildikten sonra 'tamam' anlamında kafasını salladı. Kafamı Çakıla çevirdim bu sefer. "Sen de çok acı çekiyosun belli... Kahkahası çok olan insanların acısı çok olurmuş derler... Sende ağla içini dök... Ama bunu yalnızken yap tamam mı..?" oda kafasını tamam anlamında salladı.
Gözümde ki dinmek bilmeyen göz yaşlarını sildikten sonra konuşmaya devam ettim...
"Sizce be sevilmeyecek bir insanmıyım..?" dedim.
Çakıl soruma cevao verdi.
"Sen sevilecek bir insansın... Sevilmeyi en çok ta sen hak ediyorsun..." ona gözümden akan yaşlara rağmen gülümsedim.
Bu aefer Zeynep konuştu.
"Yağmur biliyor musun..? Umudu sen bana ögrettin... Kaybetmeden kazanılamayacağını sen öğrettin... Biz seni kaybettik... Ama hala umut vardı... Sen öğretmiştin bize... Seni kaybettik ya kaznacağımızı sen öğrettin bize..." Zeynep'in konuşmasınım devamını Çakıl getirdi...
"Şimdi kaybeden sensin ya... Sevin buna sonun da kazanan da sen olacaksın..." Odaya girdiğini fark etmediğim Hazar devam etti bu sefer....
"Siyahın içinde ki gülen yüzü bulanda sen olacaksın. Küçük kadınım..."***
Rekor geldi bi günde iki bölüm bi alkış alırım ordan yafrumlar shahsbsj. Okuduktan sonra vote verip yorum yapmayı unutmayın dinimiz amin shsjva. Hadi yoruma koşun hsjsv. Kuklay canlar size bi şey itiraf etmem lazım bu arada sizi seviyorum oh rahatladım😘😘😘😘❤❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kukla
Teen FictionFazla konuşmazdı küçük adamım. Soru sordum mu bazen tek kelime ile bazen birden fazla cümle ile cevap verirdi. Her an ne yapacağı belli olmazdı. Bazen kızardı. Sanki onun hayatına giren bir fazlalıkmışım gibi hissederdim. Bazen de çok severdi. Kalbi...