Bölüm 12

340 33 10
                                    

Malikânenin kapısına geldim. Nedense kapıyı çalmak ve çalmamak arasında bir teredütteydim. Sonunda üşüyen tarafım savası kazandı. Zile bastım. Kapı direk açıldı. İçeriye girdiğimde ağlayan ve endişeli bir Helen'in üstüme atlamasını beklemiyordum. Arkadan Nicole'un öldürücü bakışlarını hissedebiliyordum. Helen endişeyle
-Nerdesin sen !? Meraktan öldüm! (Sesi kısılarak) gittiğini sandım.
Dediğini duydum. Kalbimin patlayacak gibi attığını hissediyordum. Kalbim ona sarılmak ve hiç gitmeyeceğimi söylemek istiyordu ama her zaman ki gibi mantığımı dinledim. Duygusuz bir sesle
-Geldim işte.
Dedim ve kızı ittim. Kız kırılmış gibi duruyordu. Kalbimse mantığıma uzun uzun sövüyordu. Ama mantığım biliyordu. "Süvariler gelecekti" sonunda bu aptal duygulardan ve aptal hapishaneden kurtulacaktım. Nicole öfkeyle
-Nerdeydin !?
Dedi,
-Sizi ilgilendirmez.
Dedim, ikiside soğukluğuma şaşırmış görünüyordu. Hızla odama çıktım ve kapımı kilitledim. Cebimden telefonumu çıkardım ve açma düğmesine bastım. Babam öldüğünden beri telefonumu ilk defa açtım. Kalbimde buruk bir sancı hissettim. Albert'in numarasını tuşladım. Telefon direk açıldı öfkeli bir Albert
-Nerelerdesin sen tanrı aşkına !?
Dedi, bu beni biraz şaşırtmıştı. Alaycılıkla
-Beni mi özledin Albert(!)
Dedim. Albert ciddi bir sesle
-Kanka tabi ki de ( sesi biraz kısıldı) babanın intihar ettiğini duydum.
Dedi,
-Takma kafana ben ölüme alışığım.
Dedim, Albert yalan söylediğimi anlamıştı. Ama bozuntuya vermedi.
-Tabi ki de Kuzgun asla kırılmaz.
Dedi, güldüm.
-Başıma neler geldi inanamazssın( deyip herşeyi anlattım )
Albert şokla
- Ablanın kızı mı var !? Ve sen bir şövalyeye aşıksın !?
Dedi. Güldüm
-Aynen öyle. Ama kurtulucam bu aptal duygudanda bu hapishaneden de
Dedim. Albert
-Kanka aşk öyle kolay birşey değil ki .
Dedi,
-Evet değil ama başka çarem yok. Süvariler gelmeden bu histen kurtulmalıyım.
Dedim, Albert
-Kan Kuzun'una nasıl güvenebiliyorsun ? O herif manyak
Dedi, güldüm
-Haklısın manyağın teki ama ustam oydu unutma bunu.
Dedim, Albert .
-Peki öyle olsun. Ama dikkat et o hapishaneden çıkınca altın kaplama yeni bir hapishaneye gireceksin.
Dedi, iç çektim.
-Haklısın ama merak etme bir planım var.
Dedim. Albert
-Söylesene çok merak ettim
Dedi,
-Başka zaman
Dedim,Albert
-Gorusuruz o zaman
Dedi.
-Tamamdır
Deyip telefonu kapadım. Kendimi yatağa attım. Yarım saatlik bir uykudan sonra yataktan kalktım. Uykum vardı. Ama fazlasıyla açtım. Odanın kilidini açtım ve mutfağa gittim. Buz dolabını açtığım sırada Nicole
-Neyin pesindesin sen !?
Dedi,
-Neyden bahsediyorsun ?
Dedim, büyük ihtimal dışarı çıkmamdan dolayı diye iç geçirdim. Nicole
-Helen'e davranışların neydi öyle !? Kızcağızı bir dövmediğin kaldı !?
Dedi, Şaşırtıcı, Helen'den bahsediyordu.
-Sana ne ?
Dedim , soğukluğuma şaşırmıştı. Nicole
-Helen'i önemsiyorsun. Yalan mı ?
Dedi, Duygusuzluğumu korudum.
-Evet ama aptal duygulara ihtiyacım yok. Ve ne olursa olsun bu duygulardan kurtulucam.
Dedim. Nicole
-Sadece kendine zarar veriyosun ama bu umrumda değil. Asıl umrumda olan Helen'in canının yanması. Bu karardan vazgeç.
Dedi, güldüm soğuk ve alaycı bir gülüştü.
-Kimse umrumda değil. Hiçbirşey. Yaşamak için tek bir sebebim var o da onurumu korumak. Bunun için herşeyden vazgeçerim. Gerekirse duygularımdan Gerekirse de Helen'den
Dedim, kalbim gerekirse de mutluluğundan.  Dedi, aynen öyle Nicole soğuk bir şekilde
-Senin diğer süikastçilerden farklı olduğunu düşünmüştüm. Ama yanılmışım.
Dedi ve beni yok sayarak odasına gitti. İçindeki acıyı bastırdım.  Yemin ederim eski halime dönücem ne olursa olsun. Hızla odama gidip kendimi kabusların kucağına attım.

KAYBOLMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin