Gözlerimi kapadım ve onu yok saymaya çalıştım. Ama aşırı zordu. Onun o muhteşem ötesi görüntüsünü aklımdan çıkarmaya çalışıyordum. Ama olmuyordu. Helen
-İyi misin Axel ?
Dedi. Değildim. Yakınımda durmaya devam ederse hiçte iyi olmayacaktım. Sert bir sesle
-İyiyim. Neden buradasın ?
Dedim. Helen
-Yanlız görünüyordun. Yanında olmak istedim.
Dedi. Kalbim delicesine atıyordu. Mantığım "sakin ol " dedi. Ona uydum kalp atışım yavaşladı.
-Neden yanımda olmak istiyorsun ?
Dedim. Gözlerim hala kapalıydı o yüzden ne tepki verdiğini bilmiyordum. Ne akılla ben bu soruyu sormuştum ? Helen çekingen bir sesle
-Aptal. Seni sevdiğimi biliyorsun.
Dedi. Yutkundum. Sakinleştirdiğim kalp tekrar atağa geçti. Mantığım "planı uygula yoksa ailenin onurunu kurtaramazssın." Dedi.
-Senden nefret ediyorum. Neden beni seviyorsun ki ?
Dedim. Amacım onu incitmekti. Onu kendimden soğutursam ondan daha rahat kurtulurdum. Helen'in ince kahkahası kalbimi durduracaktı neredeyse.
-Yalan söyleyemiyorsun. Sen ne kadar benden nefret ettiğini söylesende biliyorum sende beni seviyorsun.
Dedi. Mantığım "aptal onu kır!" Diye haykırıyordu. Dudağımı ısırdım. Çaresizlikle
-Senden nefret ediyorum. Bana yaptığın şeyden nefret ediyorum.
Dedim. Sesim cansız bir fısıltı gibi çıkmıştı. Helen
-Sana ne yapıyorum ki ?
Dedi. Sesi ciddiydi. Üstümde nasıl bir etkisinin olduğunun farkında bile değildi.
-Benden uzak dur.
Dedim ve ayağa kalktığım gibi odama yürüdüm. Gözlerimi o sırada açtım. Tam o sırada Helen kolumu tuttu. Ve sert bir sesle
-Cevabımı almadığım sürece hiç bir yere gitmene izin vermem.
Dedi. Mantığım "Ondan kaç" dedi. Sert bir şekilde kolumu çektim. Helen şaşırmıştı. Doğruca zümrüt rengi gözlerine bakarak sert bir sesle
-Bana sakın dokunma !
Dedim. Mantığım beni ayakta alkışlıyordu. Helen şokla bana baktı. Onu yok sayarak koşar adım odama gittim. Kapımı kitledim. Ve sırtımı kapıya yasladım. Dişlerimi okadar sıkıyordum ki çenem acıyordu. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Kalbim çok acıyordu. Mantığım "Sakın ağlama ! " Dedi. Ona uydum göz yaşlarımı geri gönderdim. Telefonum titredi. Telefonu açtım Rafael sersem bir sesle
-Kusura bakma kanka uyuyodum.
Dedi. Yorgun bir sesle
-Olmuyor.
Dedim. Rafael uyku sersemi
-Ne olmuyor ?
Dedi. Çaresizliğin verdiği sinirle
- Ondan uzakta duramıyorum ! Onsuz yapamıyorum ! Tüm dengemi paramparça ediyor !
Dedim. Rafael
- Sakin ol. Ve kendini topla.
Dedi. Derin bir nefes aldım. Ve
-Sakinim.
Dedim. Rafael
- Baştan anlat. Ne oldu ?
Dedi. Ona koltukta oturduğumu ve planlar yaparken onun geldiğini ondan nasıl etkilendiğimi söylediklerimi ve onun söylediklerini anlattım. Sinirle
-Benden nefret etmesi gerekiyor ! Bana olan sevgisinin yok olması gerekiyor !
Dedim. Rafael sakin bir sesle
-Peki sen kanka ?
Dedi. Ne ?
-Ne demek istiyorsun ?
Dedim. Sesim istemsiz sert çıkmıştı. Rafael
-O senden nefret ettiğinde sana ne olacak ?
Dedi. Yutkundum. Herşeyin planını yapmıştım. Basitti o benden nefret ederse bende ondan ederdim. Ama ya ondan nefret edemezssem ? Fısıltıyla
-Bilmiyorum.
Dedim. Rafael
- Ben biliyorum. Paramparça olacaksın. Hem ailenin onurunu kurtarmaya çalışırken hemde onu korumaya çalışacaksın. Kalbin ve mantığın arasındaki çatışma seni paramparça edecek.
Dedi. Buna ne mantığım nede kalbim karşı çıktı. Yorgun bir sesle
-Ne yapmalıyım ?
Dedim. Rafael
-Ne yapmak istiyorsun ?
Dedi. Ben ailemin onurunu kurtarmak ve Helen'le olmak istiyordum. Ama bu ikisi o kadar zıt şeylerdi ki ikisini birden yapmak imkansızdı.
-İmkansızı
Dedim. Rafael'in kıkırdayan sesini duydum telefondan
-O zaman yap kanka.
Dedi. Söylemesi kolaydı.
-Siktir git.
Dedim. Rafael
-Kanka sen imkansızı her zaman başardın. Neden bunda bu kadar bocalıyorsun ki ?
Dedi. Alaycı bir şekilde
-Hangi imkansızı başardım (!)
Dedim. Rafael sinirle
-Hayatında zevk aldığın tek işi bıraktın. Defalarca kez imkansız dediğimiz görevleri tek başına yaptın. Dedi.
-Bu bir görev değil.
Dedim. Rafael sinirle
-Düşün kanka sen nasıl o imkansız denilen görevleri yaptın!?
Dedi. Bağırması hoşuma gitmemişti ama düşündüm.
-Sadece basitleştirdim. Asla 200 adama tek dalmadım. Hepsini tek tek yakaladım. Bazılarını kandırıp kendi tarafıma çektim. Asla bir işi bütün olarak düşünmedim. Parça parça detaylı planlar yaptım.
Dedim. Rafael gülerek
-O zaman basitleştir. Ve parça parça düşün. Ve yanlız olmadığının farkına var. Gerekirse birini kandır.
Siktir ! Nasıl bunu es geçtim. Şövalyeleri birbirine düşürebilirdim. Hemde bunu Helen'i kaybetmeden yapabilirdim.
-Rafael Teşşekürler .
Dedim. Ve suratına kapattım. Şimdi İş zamanıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLMUŞ
FantasyAxel Vincent : Soğuk, kibar ve duygusuz. 2 yaşından beri süikastçi olarak eğitilmiştir. İnsan içine nadiren çıkar. Babasına son derece bağlıdır. Sadece yakın arkadaşları ona kuzgun der. Annesinin ölümü yüzünden ruhsal olarak çökmüşdür. Maria Waleci...