bölüm 13

2.1K 92 2
                                    

Bölüm 13


Son kez onu yukarı çekmek için eline asıldım. En sonunda onu yukarı çekmeyi başardığımda kendimi hızla yere attım. Justin de yavaşça yanıma oturup soluklanmaya başladı. Yerde birazcık daha uzanırken ellerini saçlarıma doladı. Yanağıma küçük bir öpücük bıraktıktan sonra fısıldadı.

"Beni kurtardın. Sana ne kadar teşekkür etsem azdır." 

Onu ilk defa gülümserken görüyordum. Karşımda birçok defa kahkahalara boğulduğunu hatırlıyorum. Ama bana bakışları, gülüşü şu an çok başka. Bende ellerimi onun yanaklarına yerleştirerek ona baktım. Onu kaybetme korkusu ile sarmalanan gözlerim dolmaya başladığında ellerini göz altlarımın üzerinde gezdirdi ve sıkıca sarıldı.

"Bebeğim ben buradayım." 

Başımı omzuna yasladım ve dolmakta olan gözlerimin serbestçe akmasına izin verdim. Beni kucakladı ve karşıdan gelen taksiyi durdurdu. Onun kucağında omzumu başına yaslamış yol alırken ceketini çıkarttı ve üzerime örttü. Kollarımı ona daha fazla doladım ve kokusunu içime çektim. Ellerimi saçlarımı okşarken yavaş yavaş gözlerimi kapattım. Eve geldiğimizde beni yatağına yatırdı. Yarı kapalı gözlerimle ona bakarken üzerimdeki ceketi aldı.  Dolaba yönelip birkaç parça eşya getirdi.

"Giyinmek istersen banyo yan tarafta. Orada giyinebilirsin." 

Sabırla bana baktığımda onu çıldırtmak için yeni bir adım attım.

"Hayır, senin önünde de giyinebilirim" 

Bana kısa bir bakış attıktan sonra tekrar dolaba yönelip kendine de birkaç parça eşya aldı.

"Ama ben senin önünde giyinemem" 

Söyledikleri canımı sıkmasa da memnun da etmemişti. Üzerimdekilerinden kurtulup Justin'in kıyafetlerini giyindim. Justin'e seslenmem ile yanıma gelmesi bir olmuştu.

Bana soran gözlerle bakarken ona döndüm ve fısıldadım.

"Sadece burada olduğunu bilmek istedim." 

Bana gülümseyerek baktı ve kapıya yöneldi. Onu takip edip aşağı indim ve koltukta karşısına oturdum. Sessizlik tüm odayı kaplamıştı. Bana bakıp sordu.

"Acıktın mı?" 

Ona evet anlamında başımı sallayarak cevap verdim. Bana bakıp göz kırptı.

"Mutfak orada. İkimiz için bir şeyler hazırlayabilirsin güzelim." 

Tüm odunluğuyla cevap verdiğinde ona bakıp ayağa kalktım.  Bana eşlik etti ve mutfağa girdik. Ona bakıp sordum.

"Ne yemek istersin Bieber?" 

Bana bakıp güldü.

"Tabi ki de yemek yemek istiyorum." dediğinde ona bakıp güldüm.

"Tost hazırlasam olur mu? " bana bakıp gülümsedi.

"Kaşarlı tost?" 

Sorar bakışları arasında önüme dönüp gülümsedim ve malzemeleri elime alıp tekrarladım.

"Kaşarlı tost, kaşarlı tost" 

Sonunda söylenerek tostları hazırladım ve bardaklara doldurduğum meyve suları ile Justin'e döndüm. Oturduğu yerde telefonunu kurcalıyordu. Sonunda elindeki aleti bırakıp bana döndü.

"Sandığım kadar beceriksiz değilsin. Vay canına!" 

Ona bakıp sinirle tısladım.

"Bana laf sokmaktan vazgeç." 

Söylediklerimi dikkate almasını beklerken daha yayılan gülümsemesi ile bana baktı.

"Tanrı'ya şükret ki sana sadece laf sokuyorum." 

Tehdidi beni korkutmakla birlikte yüzümün düşmesine sebep olmuştu. Tostuma dokunmadığımı fark edip bana yöneldi. Elindeki tostu zorla ağzıma tıkarken boğazıma takılan tost ardı ardına öksürmeme neden olmuştu. Yavaşça sırtımı ovdu. Zorlukla yutkunup konuştum.

"Beni öldürmeye yemin mi ettin?" 

Söylediklerime muzip ifadesi ile cevap verdi.

"Seni öldürmeye ant içmiş olsaydım zaten öldürürdüm. Ya da uçurumdan aşağı atardım.  O zaman ağlaman canımı yakmazdı. Ama şimdi yakıyor." 

Söyledikleri karşısında yüzüm şekilden şekille girerken yerinden kalkıp elindeki çikolatalar ile yeniden yerine döndü. Çikolatadan bir ısırık almıştı. Karşısında oturuyordum. Kıçımı yaydığım sandalyeden kalkıp yanına oturdum ve elime geçen çikolatayı alıp ısırmaya başladım. Beni kucağına çekti. Çikolatadan bir ısırık daha alıp üzerine çikolata bulaşmış ağzımla ona yaklaşıp yanaklarından öptüm. O da beni çikolatalı ağzıyla öptü ve yüzünü benden uzaklaştırdı.

"Telefonum çalıyor." 

Çalan telefonu tüm fantezinin içine sıçtığında sinirle tısladım.

"Siktir!" ettiğim küfrü önemsemeden telefona baktı.

"Paula arıyor. Açalım mı?"  

Sorusuna başımı sallayıp cevap verdim. Ben onun kucağında çikolata yemeye devam ederken kısa bir konuşma yapıp telefonu kapattı. Suratı düşmüştü. Art arda sorularımı sıraladım.

"Ne oldu?"

"Paula ne dedi?"

"Justin ters giden bir şey mi var?" elleriyle beni susturdu.

"Hazırlan, yarın yola çıkıyoruz. " Kafamın içinde iki kelime dönüyordu. Ha siktir! Ne alaka?

Yasa Dışı(Justin Bieber fan fiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin