BÖLÜM 15
Arkadaşlar desteklerinizle iki bin okuma olduk. Çok teşekkürler. Yazmayı bana sevdiren sizlersiniz. Normalde gerçekten çok çabuk sıkılan biriyim. Beni 15. bölüme getiren sizin ilginizdi.ve çok mükemmeldi.Sizi seviyorum. Son isteğim okuyanlar voteleyelim. Okuyanlar voteleyip yorum yapsınlar. Çok öptüm sizleri iyi okumalar....
Paula konuşmasını yaparken justin ile göz göze geldik. Silahları buradan Londra’daki bir silah deposuna götürecek oradan ise David e teslim edecektik. David aracılığıyla bu silahlar Afrika ülkelerine pazarlanacaktı. Aradaki mesafeyi kara yolu ile geçecektik. Bu teslimat ile grup milyon dolarlar kazanacaktı. Akşama doğru hazırlıkları tamamladık ve yola çıktık. Gidebileceğimiz en yüksek hızla çevirmenin olmadığı istikametten yol aldık. Silahlar kamyonun arka kasasındaydı. justin ve ben ön koltuktaydık. Paula, tex ve oswald a arkada silahları kontrol etmeleri için yardım ederken justin e döndüm. Gergin gözüküyordu. Uzanıp elini okşadım.
“ters giden bir şey mi var?” benim iyi niyetim karşısında sinirle tısladı.
“bir daha benimle iş üzerindeyken oynaşma winona.” canının sıkkın olduğunu anlayıp önüme döndüm. Elime bir sigara alıp yaktım ve dumanı havaya savurdum. Direksiyondaki elini çekerek bana döndü ve sigarayı elimden aldı. Şaşkınlıkla ona bakıp sigarayı elinden çektim.
“ daha nazik olup isteyebilirdin justin” ona sinirle karşılık verdiğimde bana baktı ve sigarama yöneldi. Elinden çekip aldı ve yanmakta olan sigarayı hızla koluma bastırdı. Ağlamamak için dudaklarımı ısırırken bana bakıp yeniden konuştu.
“ ne kadar nazik olduğumu görebiliyor musun?” sigarayı daha da çok bastırıp çekti. Koluma bakarken kendine yeni bir sigara yaktı ve içmeye başladı. Bunu yapmasına gerek yoktu. İstese sigarımı onunla paylaşabilirim. Ona bakıp söylendim.
“adi piç!” bana anlamsızca baktı ve saçlarıma hızla asılıp kucağına yatırdı.
“ne dedin sen? Ne sikim dedin? Bir daha söyle!” bana bir an bile yüzünü çevirmeden saçlarımdaki elini daha da sıkılaştırdı. Tek çare olarak elimi direksiyona attım ve hızla çevirmeye başladım. O yavaş yavaş hâkimiyeti kaybederken son hamlemi yapıp geri çekilmeyi denedim ama başaramadım. Saçlarımdan yakalayıp kafamı direksiyona hızla çarptı ve beni koltuğa fırlattı.
“uzak dur daha fazla uğraşmak istemiyorum” bana sinirle bakış atıp önüne döndü. Yumruğumu sıkıp ona baktım.
“sen bu gruba geldiğin ilk anda beni hedef seçtin. Ruh hastalığını tatmin etmek için beni kullandın ve canımı yaktın. Senden nefret ediyorum” lafımı bitirdiğimde kaşlarını kaldırdı.
“sen hiçbir şeyi göremiyorsun. Senin için neler yaptığımı göremiyorsun. Adi bir orospusun” yeniden beni iğnelemeye başladığında gerçekleri yüzüne haykırdım.
“ sen benim canımı yakmaktan başka bir şey yapmadın ve yapmayacaksın. Martin i öldürmeme izin verdin çünkü bana sadece sen eziyet edebilirsin değil mi? tek düşüncen bu!” yaşadıklarımın bilinciyle elimi kafama attım ve akan birkaç damla kanı sildim.
“ acı çekmeni istedim çünkü senin çığlıkların bende gerçek hazzı yaşatıyor. Lanet olsun sen acı çektikçe ben mutlu oluyorum. Bunun başka açıklaması yok. Seni hedef falan seçmedim çünkü zaten hedefim olamazdın. Sen o gün martin den kaçıp geldiğinde ya da dün gece gördüğüm en muhtaç en çaresiz kızdın winona hep öyle kalacaksın. Yapmak istedim ve yaptım başka bir sebep yok tamam mı” duygusuz tavırları benden bir şeyler koparıyordu. Hissediyorum. İçimde iyi niyeti sikip attı.
“ sen bir psikopatsın” son sözümü söyledim ve kapıya yaslandım. Gözlerimi kapatırken yanımda araba kullanan justin i siktir etmeyi denedim. Gözlerimi açtığımda üzerimde gezinen gözlerine odaklandım.
“ne? Ne var?” merakla anlamam azlıktan gelerek sorduğumda alayla güldü.
“winona teslimata yapmaya gidiyoruz. Uyuyacak mısın?” biraz önceki hali ile bu halini karşılaştırdım. Sanki kafamdan kanlar akmasına ya da kolumun yanmasına sebep olan o değildi. Anlık değişimleri beni çıldırtsa da üstesinden gelmeyi denedim.
“evet, uyuyacağım ve sende beni kucağına alıp indireceksin dün geceki gibi değil mi?” ona dün geceyi hatırlattığımda gülümsemeyi dağıldı ve direksiyonu saran parmaklarını daha da sıkılaştırdı. Tek elini direksiyondan çekip yumruk yaptı ve suratıma hızla indirdi. Dayanamayıp suratına bir yumruk attığımda elini göğsüme koyarak beni uzaklaştırdı.
“siktir git!” beni kendinden uzaklaştırdığında onu delirtmek için bir adım attım ve dudaklarımı yanağına bastırdım. Kendini zorlayarak konuştu.
“yapma şu an ne yapıyorsun bilmiyorum ama yapma!” kendimi geri çektim ve koltuğuma oturdum sonunda geldiğimizi anlayıp kadıdan indim ve depoya girdim. Adımımı attığım anda duyduğum silah sesi ile kendimi duvarın arkasına atıp silahımı çıkardım. Siktir polis mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasa Dışı(Justin Bieber fan fiction)
FanficJustin bieber hayranıysan kesinlikle okumalısın… Justin, intikam ateşiyle yanıp tutuşan bir genç. O rüya her zaman baş ucunda, sanki bir alacaklı gibi bir gece bile bırakmıyor peşini. Acaba intikamını alabilecek mi?