Bölüm 22
Selam arkadaşlar. Yeni bölüm ile karşınızdayım. Öncelikle şunu belirteyim: finali erkene çekebilirim. Bu tamamen sizin ilginize bağlı. Sakın bunu bir tehdit olarak algılamayın. Sadece ilginizin azalması durumunda ne olacağını anlatıyorum. İkinci olarak da takipçilerinize hikayeyi önerirseniz sevinirim. Hikaye konusunda yardım isteyen okumamı yorum yapmamı isteyenlere vaktim el verdiğince bakıyorum. Her zaman benden yardım isteyebilirsiniz. Çekinmeyin. İyi okumalar...
leonard ın ağzından
“peki, şimdi ne yapacağız?” gözlerini kısıp cevap verdi.
“beklemekten başka bir çaremiz yok. winona nın uyanmasını bekleyeceğiz.” dolan gözlerimi kırpıştırıp yaşları geri yolladım.
“ya uyanmazsa o zaman ne olacak?” elini omzuma atarak ovaladı.
“uyanacak. O güçlü bir kadın. Uyanacak ve her şeyi halledeceğiz.”
Uzun ve uykusuz geçen bir geceden sonra gözlerimi camdan gelen ışınlarla araladım. Gece bir sorun çıkmamıştı. Gülümseyerek gelen doktora baktım.
“günaydın.” gecenin sorunsuz geçmesi suratıma aptal bir sırıtma olarak doğduğunda paula da ayağa kalktı.
“o nasıl?” son kelimelerini sıralayıp gitti.
“durumu gayet iyi. özel odaya alacağız.” doktorun sözleri yüreğimi rahatlatmıştı. Hemşirelerin yardımıyla onu özel odasına aldık. Ben yanında oturmuş onun elini tutuyordum. Paula nın işaretiyle dışarı çıktım ve onları yalnız bıraktım.
winona nın ağzından
Paula bana yaklaştı.
“dün gece ne oldu?” cebindeki elini çıkarıp sıktı ve yumruk yaptı. Dün olanları hiçbir şeyi atlamadan anlattığımda yüzü şekilden şekille giriyordu. Yumruk yaptığı elini açtığında kıpkırmızı olmuştu. Ölümle savaşıp buraya geldikten sonra beklediğim biraz merhametti. Bana hırsla bakan gözler değil.
“başka bir şey anlattı mı?” justin i kast ederek sorduğunda onu geçiştirmek için konuştum.
“David in grubundan bir kişi ona çalışıyormuş. Yani köstebek bizden değil.” en sonunda sinirine engel olamayarak ellerini boğazıma yerleştirdi ve sıkmaya başladı.
“eğer bir şey biliyor ve söylemiyorsan sonun gerçekten çok kötü olur.” sonunda elleri boğazımı serbest bıraktığımda nefesimi düzenlemeyi denedim. Odanın kapısını hızla çekip çıktı ve ardından birkaç saniye bakakaldım. Toparlanıp üzerimi giyindim ve odadan çıktım. Leonard koluma girdi ve beni arabasına bindirdi. Evimin önünde indim. Aniden başımın dönmesi ile ellerimi koluna sardım ve beni kucağına aldı. Evime girip yatağıma yatırdı ve gitti. Yalnızlık tüm bedenimi sarmaladığında çalan kapı sesi ile kalktım ve kapıyı açtım. Karşımda justin i görmemle yığılıp kalmam bir oldu.
justin ağzından
karşısında beni gördüğünde kendini yere bıraktı ve bayılmış numarası yaptı.
“winona kalk hadi. Numara yaptığını biliyorum. Söz veriyorum sana dokunmayacağım.” çağrılarıma cevap vermediğinde numara yapmadığını anlamam uzun sürmedi onu kaldırdım ve koltuğa yatırdım. Yavaş yavaş gözleri açıldı ve bana bakıp iç çekti.
“justin!” ellerini tutup cevap verdim.
“evet, bebeğim” başını kaldırıp doğrulmaya çalıştı. Arkasına birkaç yastık koyarak ona yardım ettim ve geri çekildim.
winona nın ağzından
birkaç dakika bekledikten sonra sordum.
“bunu neden yaptın? “ bana baktı ve ellerini saçlarına götürdü. Hala beni süzen gözlerini uzun bir iç çekişle devirdi.
“bilmiyorum. çok sinirliydim ve sana patladım. “ sözlerinde en ufak bir pişmanlık yoktu. Yanına oturdum ve sinirle bağırdım.
“sen istersin ve yaparsın. Öyle değil mi? Beni de öldürmek istedin ve bu yüzden sıktın! Ama başaramadın hala buradayım ve senin o küçük poponu tahtımdan kovacağım. Anladın mı? O lanet olası siktiğim beynine bunları sok. Senin öldüğünü görmeden asla ölmeyeceğim” yeniden eski sinirine büründüğünde onu ayağa kalkarak karşıladım.
“ben sana her eziyet edişimde kendimi zehirliyordum aslında.” pişmanlıkla konuştuğunda öfkesinin yerini üzüntüye bırakması şaşırtmıştı.
“Ama devam ettin. Yapmaya devam ettin canımı yaktın. Geçirdiğim krizlerin sebebiydin. Senden korkuyordum hala da korkuyorum.” elini bana uzattığında bir adım geri çekildim.
“korkma. Yemin ederim sana bir daha dokunmayacağım” elimi tuttu ve beni göğsüne bastırdı kollarımı belime doladım ve ona sarıldım.
“bir daha olmayacak. yemin ederim olmayacak.” göğsüne koyduğum ellerim ile onu ittirdim.
“sana güvenmiyorum. Sen her zaman yalan söylüyorsun ve bu da o siktiğim yalanlardan bir tanesi!” ellerini yüzüme yerleştirdi.
“sakin ol bebeğim.” gözlerimin içine bakarken elleri tenimi okşuyordu.
“lanet olsun justin!” ondan uzaklaştım ve arkamı döndüm.
“winona bana bak” itaat emrine karşılık verip ona döndüm. Yeniden gözlerinin rengi değişti ve beni kendine doğru çekip öpmeye başladı. Canımın acısıyla inleyip bağırdım.
“ahhh! justin. Sanırım kanıyor!”
ve bölüm sonu... son olarak bana finalde ne istediğinizi yazın. ayrıca aşk mı istiyorsunuz yoksa öfke mi? yorumlara göre devam edeceğim:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasa Dışı(Justin Bieber fan fiction)
FanficJustin bieber hayranıysan kesinlikle okumalısın… Justin, intikam ateşiyle yanıp tutuşan bir genç. O rüya her zaman baş ucunda, sanki bir alacaklı gibi bir gece bile bırakmıyor peşini. Acaba intikamını alabilecek mi?