-5-

48 7 0
                                    

Kan damlaları arasında kaybolmuştum. Yerdeki ceset benim eserimdi. İlk cinayetimdi. İlk kez bir korkumu öldürmüştüm. Nefes alamıyordum. Kendimi kaybedip katil olmuştum. Bir gün bunun olacağını tahmin bile edemezdim. Adamı tam kalbinden bıçakla öldürmüştüm. Ne yapacaktım şimdi. Evimin ortasında koca bir kan gölü ve bir adet ceset. Ellerime baktım, kıpkırmızıydı. Bir korku uğruna katil olmuştu ellerim. Korkudan kaçmanın yolunu bulmuştum, içim öyle bir huzurla dolmuştu ki her öldürdüğüm de böyle hissedeceksem neden öldürmeyeyim diye düşünmüştüm. Unuttuğum bir şey vardı cesetten nasıl kurtulacaktım? Perdeleri kapatıp düşünmeye başladım.

Saat 03:41

Bulmuştum nasıl kurtulacağımı... Cesedi banyoda yakıp, banyoyu temizleyecektim. Evet sonuçta külleri kanalizasyon da kimse bulamazdı. Evin her yerini poşetle kapladığım için evime kan bulaşmamıştı. Adamı alıp banyoya kadar sürükledim. Küvetin içine yerleştirdim, üstümdeki kanlı kıyafetleri çıkartıp adamın üstüne attım. Sıra poşetleri getirmeye gelmişti. Elime peçete alıp kan gölü olan yerleri peçeteyle çekmeye başlamıştım, poşeti toplarken yere kan damlamasın diye. Peçeteleri ve poşetleride küvete attıktan sonra ellerimi de iyice yıkayıp gazeteleri çakmakla yakıp küvete atmaya başladım. Yanıma bir battaniye alıp yükselen alevleri izlemeye başladım. Yavaş yavaş her şey kül olmaya başlamıştı. İçimde nehirler akıyordu. Huzurun kendisini bulmuştum yada geçici bir huzurdu. Ama bu bana çok iyi gelmişti. Yanlışlıkla birini öldürüp huzur duymak değişik bir durumdu. Korkularımla baş etmenin bir yolunu bulmuştum sonunda. İşte o gün karar vermiştim. Korkularımın üstüne gitmeyip o korkuları yaşamayacaktım. Onları yok edecektim. Korkak bir insanın bir anda korkusu yüzünden psikopata dönüşmesiydi bu. Psikopat bir insanı kontrol etmek zordur. Ve bende kendi kendimin kontrolünü kaybedecektim.

Saat 06:07

Huzurla yatağıma yatmıştım. İyi bir uykuyu hak ettiğimi düşünüyordum ama sabah işe gitmeliydim. Yoksa hem o adam hem benim işe gitmemem dikkat çekici olabilirdi. O yüzden korkucak hiçbir durum yoktu. Yatağımdan kalkıp televizyonu açıp güzel bir kahvaltı yaptım. Pencereleri açıp gün doğumunu izlerken dün akşamın güzel bir uyku uyuduğumu ve hiçbirşey olmadığına kendimi inandırmaya çalıştım ve inandım da. Bir iş çevirecekseniz ona önce kendiniz inanmanız gerek.

İşe gidip kendimi çalışmaya verdim. Çok huzurlu olduğum için güzel konsantre olmuştum. Yeni makaleme başlamıştım, bu hızla gidersem akşama bitirecektim makaleyi.

Eve giderken temizlik malzemesi satan bir dükkandan kan izini bile yok edecek güçte bir malzeme aldım. Onu bir sprey şişesine koyup banyomu tezmizledim iyice. Artık hiçbir iz yoktu. Kimse benim katil olduğumu bilemeyecekti. Bu yüzden korkmuyordum artık. Cesaret tüm bedenimi sarmıştı. İlerde cesaretten bir c harfi çıkıp esaret olana kadar.

Güneşin ışıklarını parıl parıl parlattığı bir gün doğmuştu. Sahile inip koşmaya başladım. Karşıdan gelen adam geçen gün kahvaltı ettiğim kişiye benziyordu. Kalp atışlarım tavan yapmıştı. Sonra düşünceler beynimi sarsmıştı, kimse katil biriyle arkadaş olmak istemezdi. Fakat o benim katil olduğumu bilmiyordu ki. Gülümseyip " Günaydın. Birkaç gündür gözlerim seni arıyor göremiyorum?" dedi " Yoğundum biraz" deyip "Ama şimdi burdayım" ekleyerek güldüm. O da gülümsedi. "Senden haber alamamak çok kötü bir his. Sana nasıl ulaşabilirim?" dediğinde iyice kalbim göğüs kafesinde çıkıcaktı, kartımı uzatıp" Burada iletişim bilgilerim var." dedim. "Teşekkür ederim. Seninle en kısa zamanda bir yerlerde oturup bir çay, kahve içelim." derken şüpheci bir bakış attı. "Tabi çok isterim." dedim " Şimdi gitmeliyim ama işe geç kalacağım. Görüşmek üzere." içim cız etmişti. İçimden gitmesini istemesemde dilimden sadece " Güle güle." diyebildim.

Arkasından bakarken derin düşüncelere dalmıştım. Deniz kenarındaki tahtalara oturup karların ne kadar çabuk eridiğini ve şubatın ortasında yazın nasıl bu kadar çabuk geldiğini düşünmeye başlamıştım. Baharın neşesini insanları sokağa dökmüş, kuşların cıvıltısıyla şenlenmişti hava. Huzur dedim içimden beş harfli fakat şuan sonsuz tane harfe sahipti kalbimde.

Yeni bir korkuya kadar huzurlu olacaktım. Ya sonrası işte bu beni korkutmaya başlamıştı. Endişelenmekten tırnaklarımı yemeye başlamıştım. Tırnaklarımı yediğimi farkedince elimi birden çektim. Yoldan küçük bir bebeğin geçmesini izliyordum. Ne kadar masum dünyanın kötülüklerinden habersiz. Onun yerinde olmak istedim. Küçük masum bir bebek...
Ama ben caniydim, masum değildim. Bundan sonrasında hiç masum olmayacaktım. İçimdeki duygular ölmüş, sadece korku kalmıştı. Yaşamak için savunma sistemim kaçmayı seçmişti. Kork ve korkundan kaç. Yaşamayı becerebilmek için korkudan kaçmalıydım. Kaçmak için öldürmeliydim...

ANKSİYEKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin