-2-

109 7 0
                                    

Saat 04:00

Yeni bir kabus ile yere düşerek uyandım. Artık neyin gerçek neyin rüya olduğunu kestiremiyorum. Suyumu içip tekrar uyumak için uğraşsam da aklımdan bir türlü o mailler gitmiyor. Birden nefessiz kaldım kalp atışlarım yükseldi. Kalbim çok hızlı çarpmaya başlamıştı, nefes alamıyordum. Almak için çok çabalıyorum fakat alamıyorum. Kendimi sakinleştirmek için camı açıp balkona çıktım. Biraz sonra sakinleşmeye başlamıştım. Bu ataklardan tamamen ne zaman kurtulacağım. Bende normal bir insan olmak istiyordum artık. Kurtulmak yerine daha da bataklık gibi içine çekiyordu beni, kurtulmak istedikçe o bataklıktan. Bataklıkta hareket ettiğinizde daha çok batarsınız ya bu da öyle bir şey kurtulmak için yaptığım her hamlede daha da içine çekiyor. Korktukça beni daha çok tehdit eden bir mafya gibi her seferinden benden daha fazlasını isteyerek daha fazla korkmamı sağlıyor. Beynime çok fazla karbondioksit gidiyordu her atakta bu da yorgunluğun başlıca sebebi oluyordu. Yatağıma döndüğümde yorulduğum için uyuya kalmışım.

...

Sabah zilin sesine uyandım koşarak kapıyı açtım. Kargo gelmişti imzalayıp paketimi aldım. Paketi açtığım da incelenmek için bir kitap gönderilmişti. Kitabı çantama atıp saatin geç olduğunu fark edince işe gitmedim. Kendime çay koyup kitabı alarak çalışma odama geçtim. Çalışma odam bir uçtan diğer uca kitaplık olarak tasarlanmıştı ve bu kitapları okumak için rahat bir koltuğum, çalışmak için de koltuğa arkasını vermiş bir masam vardı. Çalışırken tüm odayla bağlantımı kesmek için duvara dayamıştım masamı arkamda ki koca kitaplığı ve rahat koltuğu görmemek için. Bu oda evin içinde en az ışık alan ve benim için en rahat odaydı. Odamın duvarlarını yeşile boyamıştım. Ne çok koyu ne çok açık fıstık yeşili... Ormanı anımsatsın diye yemyeşildi. Koltuğuma uzanıp kitabı elime aldım birkaç sayfa okuyunca buz gibi oldum ve kitap elimden düştü. Yaşamıyordum o an buz gibi bir morg da hissetmiştim kendimi. Kımıldayamıyordum. Birden kendime geldim kitabı elime aldığım gibi koltuğumun diğer yanındaki şömineye attım. Kitap kül olmuştu. Küllerle birlikte içimi bir huzur kaplamıştı. İçimden çok şükür demiştim fakat kitabı kimin yazdığını bulmam gerekliydi. Bu kitabın tekrar gün yüzüne çıkmasını istemiyordum. Kitabı kimin yazdığını öğrenmem için o maillere ihtiyacım olduğunu anımsadım. Hemen bilgisayarımı açıp mail adresime girdim silinmiş postalar kutusunda duruyordu mailler. Mail adresini asistanıma mesaj olarak yollarak mailin kime ait olduğunu ve nereden mail atıldığını bulmasını istedim. Bilmese de ona güveniyorum. Bu işlerde ustadır kendisi.
...

Yaktığım kitap kabusum olmuştu. Kül olduğunda ondan kurtulurum sanmıştım, yanılmıştım. Rüyalarımın başrol oyuncusu olmuştu o kitap. Bu sabah ta kabusum olmuştu yataktan nasıl fırladığımı hatırlamıyorum bile. Kesik kesik bir biçimde nefes nefese kalkmıştım. Sadece bir rüyaydı diyerek kendimi bile kandıramıyordum. Bu olay çözüme kavuşmadan bana rahat bir uyku yok diye düşünürken rahat bir uykunun tanımı neydi diye düşünmeye başlamıştım. Bilmiyordum tabi ki rahat bir uykunun ne demek olduğunu. Hayatını kabus görerek geçiren bir insan için çok uzak bir kavramdı.

ANKSİYEKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin