-Bir Çift Yeşil Göz-

53 6 2
                                    

Sevgili okuyucular;
Uzun ve meraklandıracak bir bölüm olacak.. İyi okumalar..
:))

Aşk, bir çift göz için etrafa bakmaya küsmektir.

Araba durmuştu. Gözlerimi hafifçe açtım ve etrafa baktım. Büyük bahçeli bir eve gelmiştik. Evin girişinde 3 koruma, iki yanda 2ser tane arkada 4 tane koruma vardı. Ev 2 katlıydı. Zemin katta 2 koruma üst katta 2 koruma olmak üzere 17 korumayla korunan bu evin her köşesinde bir kamera vardı. Güvenlik hat safadaydi. Bu evden çıkmak fazla basit olmayacaktı. Ama benim bu evde bu serefsizle yaşamaya niyetim yoktu.
Kapıyı bir hizmetçi açtı.
Hoşgeldiniz Oğuz Bey dedi.
Oğuz Hoşbulduk bile demeye tenezzül etmeden içeriye geçti. Peşinden beni de sürüklüyordu. Salona geldiğimizde; burası artık bizim evimiz sevgilim, gezmeye ne dersin ? Dedi.
İstemez, dedim.
Hay hay güzelim dedi ve ellerimi tutarak cekistirmeye başladı. Zemin katta 4 oda 1 mutfak ve 1 Salon vardı.
Merdivenlerden çıktık üst katta geniş bir teras ve 2 çatı katı odası vardı. Bu odalardan birine girdik. Oldukça genişti. İçeride çift kişilik bir yatak, 2 tane tekli koltuk ve minik aynalı bir masa vardı.
Eveeet sevgilim burası da bizim odamız..
Ben seninle aynı odada kalmam, bak ben bu soğukta dışarda bile yatarım ama seninle aynı odada yatmam !! Ciddice kurduğum cümleme son noktamıda koydum.

Bende öyle düşünüyordum güzelim seninle uyumak bana da iyi gelecek.
Bu adam beni deli mi etmeye çalışıyordu ?
Ellerimden tuttu ve yatağa doğru sürükledi. Yatağın kenarına oturdu benide yanına.

"Bak Oğuz seninle aramızda geçen her neyse kısa sürdü ve gideri yoktu. Bak tamam seninle bir süre kalayım ama lütfen canımı acıtma, babamın yaptıklarından ben suçlu değilim. İnan bana senin soylediklerinden sonra nefret ettim ondan. İnsan babasından nefret eder mi ? Bak babam her ne yaptıysa beni ilgilendirmez, bizi terketmeden önce umrumdaydi ama şimdi asla. Bak seninle iyi kötü günlerimiz oldu, sen okula yeni gelen kıza aşık oldun bense hayatıma girip başımı aşktan döndüren birine. Bak arkadaşça halledelim sorun neyse lütfen oğuz ! Lütfen..

"Sorun ne biliyorsun musun Kumsal ? "

"Ne oğuz ne ?"

Senin o hiç birşeye değişemeyeceğim, beni benden alan yeşil gözlerin..

İçimi bilmediğim bir sıcaklık kapladı, nefret miydi yoksa sevgi ?

Gözlerimi bir utanç kapladı boyumu öne eğdim. Önüme gelen saçları arkaya attı. Ve çenemi eliyle yukarı doğru kaldırdı sonra ekledi;
"Hala seni tanıdığım ilk gün ki gibi utangaçsın..
••••
Deniz'in Ağzından:

"Bugün 2. Gün sensizligimin annende bense geri döndük istanbula. Seni hala arıyoruz. Bu senin ben yokken özenle yazdığın defterin, şimdi ben de sensizligimi yazıyorum. Tam kavuştum derken, tekrar bir gölge çekti ve aldı seni benden. Nasıl özledim kokunu. Özenle yaratılmış o yemyeşil gözlerini. Kimler bakıyor şimdi o gözlere. Seni en kisa zamanda bulucam sevgilim, sensizlik beni ne karar güçsüz düşürsede bulucam seni. Uzun saçlarına kim elliyor, hayran olduğum o uzun doğallık kokan saçlarına. Az kaldı sevgilim, bulucam seni. Seni benden kim aldıysa onu kendinden alıcam, nolur kendine iyi bak sevgilim. Unutma biz seninle gökyüzüyüz, bu gece yıldızını seçmeyi unutma, gökyüzü küsmesin sana. Belki gözlerinin ışıltısını orda hissedebilirim..."
•••
Kumsal devam..

Oğuz yatakta uyuyakalmıştı, ama benim bir türlü uykum gelmiyordu. Hava almalıydım, terasa çıktım..
Mermere yaslandım ve gökyüzünü seyrettim. Bir yıldız vardı gökte diğerlerinden çok belli ediyordu kendini ışıl ışıldı. Bir el belime dolandı, keşke o kolların sahibi sen olsaydın deniz.. göz yaşım oğuz'un koluna değmiş olacak ki..
Seni kendine yasladı ve ne oldu sevgilim dedi.
Sus dedim kısık çıkan neredeyse çıkamayan sesimle.
Sustu.. Sonra ekledim;
Bana bir defter ve bir kalem verir misin ?
Tabi ki sevgilim dedi. Arkasını dönmüş olacak ki sevgilim demeyi kesersen mutlu olucam..
Hizmetçiye seslendi. Sonra yanıma yaklaştı ve sordu;
Ne yapacaksın bu defteri güzelim.
Cevap vermedim, sustum. Ona yazıcam desem kızar ve etrafı dağıtırdı. Susmayı tercih ettim. 2 dk sonra elimde bir defterle hizmetçi songül yaklaştı. Eline aldığı defteri bana uzattı oğuz..
Bu defter maviydi. Boştu ve sayfaları yazılmak için adeta can atıyordu. Terasın kenarında olan masaya oturdum, elime aldığım dolma kalemimin kapağını açtım ve Tarih attım. Kafamı masaya gömüp düşünmeye başladım.
••••••••••
Uyandığımda Yataktaydim, oğuz beni kendine yaslamısti. Belimde ki Elini kenara koydum. Yatakta bir süre oturdum sonra dolabın için açtım burda benim için yeni kıyafetler vardı içlerinden beyaz bir şort ve göbek üstü siyah bir badi seçtim, odada bulunan banyoya girdim, 3 gün olmuştu çok kirli hissediyordum kendimi. Sıcak suyun altına girdim, az olsa rahatlamıştım. Üstüme bornozumu giydim ve saçlarımı havluya sardım. Aynanın karşısında kendime bakarken içeri biri girdi ve elimden sarıldı. Bırakması için kendimi sarstım ama fayda etmedi. Bana yaklaşma lütfen dedim.
Kollarını bıraktı, ve ekledim;
Şimdi odadan çıkarsan üstümü giyicem. Odadan çıkmak için ilerledi bende kurulandim şort ve badimi giydim. Kurutma makinesini taktim ve uzun bal köpüğü saçlarımı kuruttum düzleştirdim. Saçlarımı duzelttikten sonra aşağı kata indim. Kahvaltı bahçeye kurulmuştu belli ki bugün hava çok sıcaktı. Diğer günlere nazaran 22°ydi. Üstüme uzun siyah bir hırka taktım ve bahçeye çıktım.

BUDALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin