Bir İngiltere sabahı..

43 6 7
                                    

Iyi okumalar :)))))

Anons edildi, son kontrol alanından geçtik ve otobüse bindik. 5dk sonra büyük bir uçağın önünde durduk. Açılan merdivenlerden uçağa çıktık ve koltuklarımıza geçtik. Kemerleri bağladık. 10 dk sonra uçak kalktı. Uçak yolculuğu boyunca hostesler bizimle bizzat ilgilendi. Kahvelerimiz yudumlarken uçağın inmesine 10 dk vardı. Uçaktan indik ve otobüse bindik.
Bagajdan valizlerimizi aldık. Daha sonra bir taksi ile rezerve edilen otelin yolunu tuttuk.
İyi bir ingilizcem vardı, oğuz zaten 2 sene ingilterede master yaptığı için aksanıda oldukça iyiydi.
Yarım saat sonra çok lüks bir otelin önünde durduk. Gerçekten çok göz alıcıydı. Altın kaplamaların sıkça kullanıldığı otel, şarap kırmızısı uzun halısı ve koltuklarıyla zarafetini konusturuyordu. Resepsiyondan oda kartlarımızı aldık ve Bellboyun yardımıyla odamıza çıktık. 9. Katta indik. Saat 12:00'dı. Uzun ve yorucu bir yolculuk sonrası sıcak suyla bir duşun bedenimi rahatlatacağını düşünüp, banyoya girdim. Oğuzda yemek için lobiden birseyler siparis etmişti.
•••••••••••••••••••••••○•••••••••••••••••••••••••
Oğuzun ağzından;
Eminim bu tatil ona çok iyi gelecekti.
Yarın ilk iş olarak alışverişe çıkmayı düşünüyordum.
Çünkü bir kadın acılarını ancak alışveriş ile yok ederdi. 10 dk sonra sipariş ettiğimiz yemekler geldi. Görevliler masayı hazırladı ve geri çekildiler. Dolaptan geçtiği kısa şortlu ve askılı pijamali ni aldı ve banyoya girdi, oğuzda pijamalarini giydi. Televizyonu açtık ve masaya oturduk. Tabağımda ki tavuk ve patatesleri hızla yedim. Gerçekten acıkmıştım. Yemeğimi bitirdim ve arkama yaslandım. Oğuzda mavileriyle bana baktı ve sırıttı;
Galiba birileri fazla acıkmış.
Sonra masadan aldığı peçete ile dudağımın kenarında ki ketçabı sildi ve yanağıma masum bir öpücük bıraktı. Utanmaktan kızaran yanaklarım ve bakmamak için savaş veren gözlerimle halıyı izliyordum.
Eliyle çenemi kavradı ve 'Utanma' dedi. Gözlerimle yavaşça gözlerine bakarken, içimde kopan fırtınalara sordum soruyu:
Aşk mı bu ?
Oğuz gözlerime bakarken; 'AŞK' dedi.
Şaşkın gözlerimle gözlerine baktım.
"Hergün keske birgun karşılıklı olsa diye dua ettim, belki birgün seversin diye. Belki seversin, belki o bembeyaz gelinliği bizim düğünümüzde giyersin diye. Ben çok avı çektim Kumsal. Söyle kimin için atıyor o yürek?"
Ağlamamak için savaş veren iri yeşil gözlerimle mavilerine baktım ve;
O yürek atmıyor ki.' Dedim.
Ellerimi tuttu ve beraber yaşatıcaz o kalbi dedi. Sonra ayağa kaldırdı ve sıkıca sarıldı. Ellerimi de yıkadıktan sonra televizyonu kapadım ve yatağa uzandım, oğuz da bana sıkıca sarıldı. Kendimi uykunun yumuşak kollarına bırakırken yanımda ki adamın bana huzur verdiğini her zerremde hissettim.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Sabah Oğuz erken uyanmış ve duş almıştı. Hayal meyal hatırladığım su seslerinden yola çıkarak. Bende güçlükle uyandım ve ellerimi ve yüzümü yıkadım. Komidinin üstünde bulduğum notu açtım ve okudum.
" Kapıda seni alacak arabaya bin."
Merakla dolaba geçtim ve bebek mavisi kısa elbisemi ve bej rengi stilettolarımı ayağıma taktim. Saçlarımı da düzleştirdim ve at kuyruğu topaladım. Bej rengi ceketimi ve bebek mavisi çantamı aldım. Oda kartini da aldım ve Asansöre bindim. Lobiden bana doğru yaklaşan iki genç ellerinde ki gül demetlerini uzattılar ve çiçeklerle süslenmiş faytona bindirdiler. 10 dk sonra huzur kokan bir mekanın önünde durduk. Aşağıya indim ve Gül yapraklarının eşlik ettiği yolda emin adımlarla yürümeye başladım. Mekana girdiğimde, garson yardımıyla ortada ki masaya oturdum ve keman eşliğinde bir kaç dakika sonrası. Işıklar kapandı ve duvara yansıtılan videoyu izliyordum.
Oğuz Bir sandalye oturmuş ve beni bana anlatıyordu. Sonunda cebindeki yüzük kutusunu çıkardı ve kameraya doğru uzattı. Sonra;
O kalp benim için atsın, evlen benimle !!
Arkamda patlatılan konfitiler yüzüme Atılan gül yaprakları ile sahne ışıkları Oğuza vurdu ve Emin adımlarla yavaş yavaş yanıma yaklaştı. Önümde diz çöktü ve Evlen benimle dedi.
Gözüm projeksiyona değdiğinde Oğuzun Denizi kaçırıp İşkence ettiği o görüntüler çıktı.
" Ayrılmanız için elimden geleni yapıcam." Diyordu. Yerde kıvrılarak yatan denize. Dolan ve taşan gözlerle Oğuza baktım ve Senden Nefret ediyorum dedim.
Koşarak çıktım mekandan, bir taksiye atladım ve otele gittim hazırladığım valizim ile lobiye indim ve abimi aradım. Ağlarken konuşuyordum.
"Ne olur burdan kurtar beni abi."
Sakin ol güzelim tamam, nerdesin sen ? Londradayım abi nolur kurtar beni. Tamam güzelim şimdi hemen arkadaşımı yönlendiriyorum, İlk uçakla ordayım.
5 dk sonra Abim aradı ve Otelin önüne gelecek arabaya bin güzelim aksam saat 6da ordayım. Dedi.
Valizimi sürükleyerek dışarıya çıkardım ve Gelen arabadan inen genci takip ettim. Kumsal hanim şimdi sizi eski sınıf arkadasiniz Derin Beyin Evine götürüyorum.dedi. Bende kafamı salladim. 30 dk sonra bir Evin önünde durduk. Aşağıya indim, hızlı adımlarla içeri girerken Derine sarıldım, ağlıyordum. Beni teselli etti ve elinde ki kahveyle Yanıma geldi. Herşeyi baştan anlattığımda şoka girmişti adeta. Uzun bir süre konuştuk. Beni dinlenmem için bana hazırlanan odaya yöneltti. Uzun bir süre uyudum uyandığım da abim başımda oturuyordu, Gözlerimi açar açmaz sarıldım ve ağlamaya başladım.
" şşşt tamam güzelim herseyi biliyorum."
" Abi ne olur bir an önce türkiyeye dönelimm."
Tamam güzelim yarın sabah için bilet alıyorum. Merak etme hersey geçecek.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Sabah kalktığımda duş aldım ve jeanimi ve beyaz tişörtümü giydim. Kahvaltıyı da zorla zorla yaptık ve havalanına geçtik. Uçağa 40 dk vardı, kahvelerimizi aldık ve bekleme salonuna geçtik.
Uçağa bindiğimde hemen uyudum.
Düşünmek için kendimi toplamalıydım.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Oğuzda yollara düşmüş Kumsalı arıyor ama 2 gündür hiç bir şey bulamıyordu. Eve geldiklerinde kapıyı hande açtı, yere bakan kumsal gözlerini kaldirdiginda fotograflardaki kızları görünce bir şok geçirdi. Kendini tutamadı ve kızın üstüne zipladi, handenin üstüne çıktı bir yandan saçlarını çekiyor bir yandan da konuşuyordu. Seni de o piç Oğuz tuttu dimi ? Senin burda ne işin var ? Hangi yüzle burdasın?
Bana bak kızım hemen saçlarına asılmış hemde konuşuyordu. Bak Bir daha seni etrafımda etrafımızda görürsem ağzına. .... .
Şimdi siktir git.
Ayağa kalktığında yerde sürünen kızın kasiklarina tekmeleri savurdu ve derin bir nefesle ayağa kalktı. Hizmetçi odasından kızın kıyafetlerini topladı yere fırlattı, diğer hizmetçilere onları dışarıya çıkarması için emir verdi. Kendiside bahçeye çıktı. Elinde sürterek yaktığı kibriti kızın gözleri önünde kıyafetlere attı. Sonra hizmetçilerden istediği makası aldı ve kızın saçlarına uzandı. Acı çekme sırası sende minik sürtük.. kızın saçlarını kesti. Nerdeyse kel etmişti kızı. Sonra da kolundan tuttu ve sürükleyerek kapıdan dışarı attı. Abisi hala kardeşini izliyordu. Sonra ikiside kahkaha atmaya başladılar abi kızı kolları altında huzurla besledi.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Kapı çaldı. Ben bakarım diye koşarak açmaya gittiğimde karşımda.........

Yeni bölümde görüşmek üzere sizleri çooook seviyorum..

BUDALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin