İyileşecekti elbet birgün kadın.. Zor olacaktı, acı çekicekti, ama bir sabah uyandığında yeniden doğmuş gibi olacaktı... Belki yeni bir aşk bulacak belki de o aşkla mutlu olacaktı. Unutucaktı ama iz kalacaktı...
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Sen benim mutlu sonsuzum ol,
Her gece ettiğim duam, uyku tutmayınca izlediğim gökyüzüm, bir kış gününde içimi ısıtan kahvem ol, en önemlisi de kadın; Hastayken içtiğim sigaram ol. Bir gün öleceğimi bile bile içimde yakarak seveyim seni... -BudalaYazar
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Hergün daha da boka dönen hayatı kadını iyice etkiliyordu artık. üvey kardeş, katil baba, perişan bir anne ve sevgisine inandığı delice aşık olduğu adam...
Bahçede çimenlere oturmuş etrafı seyreden kız, bir yandan iç çekiyor bir yandan da sıkıntıdan çimleri koparıyordu.
Seven insan yapar mı ? Sorusuna karşılık iyice ön yargı besliyordu artık. Mutlu olmak istiyordu, inanmak, güvenmek.. Sakin bir hayat geçirmek istiyordu. Canı sıkılan kız evi dolaşmaya başlamıştı. Bir odadan diğer odaya giriyor, çerçevede ki fotoğraflara bakıyor, dolapları karıştırıyordu.
Kolidorun sonunda ki odaya doğru yürüdü. Burası Oğuzun çalışma odasıydı belli ki. İçeri doğru bir adım attı. Masaya doğru yaklaştı. Eline aldığı kum saati ile uğraşırken, gözüne masanın üstünde ki zarf takıldı. Tam elini uzattı alacaktı ki, kapı sesi ile almaktan vazgeçti. Oğuz eve gelmiş olacaktı. Elinde ki kum saatini masaya bıraktı ve hızlı adımlarla merdivenlerden inerek kapıya doğru yürüdü. Gelen adama koşarak sıkıca sarıldı. Haliyle canı sıkılmıştı tüm gün evde.. Bırakamadı adam kollarındayken huzur bulduğu kadını. Sonra imalıca sordu;
Biri beni özlemiş yada canı evde sıkılmış ?
Kadın buruk bir gülümseme ile baktı oğuza sonra devam etti:
Çok yalnızım..
Adamın içi burkulmuştu oysa oda sevmişti bilirdi ihanetin nasıl olduğunu, acı çekmenin daha da acı verdiğini, aynada ki yansımasına bakarak çökmeyi...
Sonra kadına sıkıca sarıldı ve 'Ben varım' dedi. Kadın daha da sıkı sarıldı adama.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Banyo yapmak için yukarı kata çıkmıştı Oğuz. Kadın merakına yenik düşmüştü. Hızlı adımlarla çalışma odasına girdi. Masanın üstünde ki Zarfı aldı ve hızlıca arka bahçeye doğru yürüdü. Çimlerin üstüne oturdu ve her dakika meraklandıran Zarfı arka cebinden aldı ve yırtmamaya özen göstererek açtı. Elini zarfın içine soktu. Yavaşça fotoğrafları çıkarmaya başladı.
Her dakika artan merakıyla elinde ki kağıdı açtı, içinde:
"Düsündügümden daha da basit oldu." Yazıyordu.
Nota uzunca baktım ve notu yere bıraktım bir kağıda sarılı olan fotoğrafları yavaşça çıkardım.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
O an yıkıldı kadın... Sevdiği adamın başka bir kadınla fotoğrafları vardı içinde.. Hızlıca ayağa kalktı. Yanında ki bahçe camına yumruk yaptığı elini hızlıca geçirdi. Boydan aşağıya kırıldı cam.. Büyük bir ses çıkmıştı. Çığlık atmaya başlayan kumsal eline geçirdiği cam parçasını kollarına hızlıca sürüyor ve derim yaralar acıyordu. Cam sesini duyan Oğuz koşarak gelmişti bahçeye. Yerde dizlerinin üstüne çökmüş, bilekleri kolları kan içinde, gözleri kan çanagı oturuyordu. Ciglik atarak ağlıyordu. Yanına koştu oğuz elinde ki cami yere fırlattı. Kumsalı kucağına aldı ve salonda ki koltuğa oturtturdu. Hizmetçiye bağırdı hemen ilaçlarını getirdi. Kumsala ilaçlarını yedirdi ve kan akan bileklerini pamukla temizledi. Hizmetçiler doktora haber vermişti. Kapı çaldığında doktor koşarak içeri girdi, kumsal bayılmıştı. Çantasını açtı ve yaraları için ilaç çıkardı. Bir melhemle yaralara müdahale etti. Kalp atışlarını baktı ve düzenli nefes alamayan kumsal için buhar makinesinin maskesini kumsalın ağzına taktı.
Doktor büyük bir şok geçirdiğini 15-20 gün etkisinden çıkamayacağını vd oğuza sabırlı olmasını söyledi. Doktor kumsalla ilgilenirken oğuz da kafasını ellerinin arasına aldı ve düşünmeye başladı. Eve geldiğinde hersey çok güzeldi. Şimdi ne olmuştu ? Kumsal en son bahcedeydi, oğuz da etrafa bakınmak için bahçeye çıktı. Bahçede etrafa bakarken yerdeki bir kaç kağıt ve zarf ilgisini çekti. Koşarak zarfın yanına gitti.
Yerde Hizmetçi hande den beklediği fotoğrafları görünce küçük bir şok geçirdi.
Kumsal eğer o hizmetçi kadını sırf bu oyun için Oğuzun tuttuğunu öğrenirse, Oğuz kumsalı kaybederdi.
Kumsal bu fotoğrafların sende ne işi var diye soracaktı elbet, çünkü fazla zeki bir kızdı bu işin arkasını bırakmazdı bir bahane bulmalıydım. Kumsal Denize dönmemeliydi. Yoksa biterim ben diye kara kara düşünen Oğuz arkasına dokunan elle kendine geldi. Doktor gidicek ve yarın sabah tekrar gelicekti. Tokalaştılar ve doktor evden çıktı. Oğuz kumsalın yanına oturdu ve saçlarını oksamaya başladı. Yarım saat sonra ilacın etkisinden kurtulmaya başlayan kumsal birseyler mırıldanıyordu. Oğuz duyduğu boğuk seslere karşı kumsala yaklaştı. Kumsal Deniz diye sayıklıyordu. Sinirlenen Oğuz kendine hakim olamadı ve vazoyu kırdı. Sese karşı yavaşça açtı gözlerini kumsal.
Oğuzun elinin kanadığını görünce hıçkırarak ağlamaya başladı. Sonra oğuz yavaş adımlarla kumsala yaklaştı ve..
Tamam geçti güzelim, merak etme.
Ağlayarak işaret etti kız Oğuzun elini.
Merak etme hafif birsey güzelim, canım acımıyor. Masadaki pamukla ellerini güzelce temizledi ve yara bandı taktı daha sonra elini bezle sardı.
Kumsal onu izliyordu. Oğuz " Bak bişey kalmadı güzelim." Dedi. Ama hala fotoğrafların etkisinde olan kumsal ne cevap veriyor nede işaret ediyordu. Sadece minik bir kız çocuğu gibi dizlerini kendine çekmiş, ağlıyordu.
Oğuz hizmetçilere emretti. Bir tabak çorba ve yanında bir bardak su getirdi hizmetçi songül.
Oğuz eline aldığı kaşıkla sevdiği kadına yemek yedirmeye çalışıyordu. Korkuyordu bir andan. Zayıf kalıp hastanede yatmasından. Zaten yeni yeni iyileşmeye başlamıştı boynu.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
7.Gün ama hala konuşmuyor..
Susmamasi için herşeyimi verirdim. Onu böyle görmek bana acı veriyor. Gerçekten aşık olmuş Deniz'e aslında bu daha çok acıtıyor canımı.
Sevdiğim kadının benim yüzümden acı çekmesi, perişan olmuş durumdaydı. Üstüne 2 Kilo daha vermişti. Sabah akşam yemek yediriyordum ama bir fayda yok. Belki de en iyisi denizle kumsalı yüzlestirmekti. Ama bunu yapamazdim. Kumsal ozaman daha çok yıkılırdı. Ona olan aşkımı hissettirebilirsem belki acı çekmez, biter tüm dertleri. Hem artık yıkılmış bir aşkın tek ilacı ya unutmak yada yeni bir aşk. Kumsal kolay kolay unutamazdi, ayrıca unutma sürecinde kendine zarar verirdi. Geriye kalan tek şey ise yeni bir aşkti. Belkide bu ülkeyi terketmeli bir süre yasanılanlara ara verilmeliydi. Aklıma 2-3 aylığına ingiltereye biraz dinlenmek için tatile çıkmak geldi. Hem kumsal bu süre içerisinde unuturdu olanları. Bir hışımla kalktım ve sehpadaki telefonumu aldım. İnternetten yarın akşam için 2 tane ingiltere bileti satın aldım. Şimdi ise hizmetçi songülü yanıma çağırdım. Tüm kıyafetlerimi hemen yıkamasi ve ütülemesi gerektiğini, diğer hizmetçi Ayşe'ye ise kumsalın kıyafetleri için aynı şeyleri söyledim yarın öğlen valizimizin hazır olması gerektiğini söyledim. Sonra yukarı kata yatak odasına çıktım. Kumsal yatakta oturuyordu. Yanına oturdum ve " Hazirlan güzelim yarın ingiltereye gidiyoruz."
Kumsal yüzüme baktı. Hiçbir ifade yoktu. Sonra kafasıyla onayladı. Bende sıkıca sarıldım ve yanağından öptüm. Oda bana sarıldı.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Uyandığımda saat 2:00dı. Kumsal çoktan uyanmış, banyodan su sesleri geliyordu. Belli ki banyo ediyordu. Şu sesleri kesildi ve 5 dk sonra bornozuyla çıktı odadan. Dizinden yukarıda olan bordozunun göğüs kısmını gevşek bağladığı için derin bir dekolte gibi duruyordu. İslak saçlarını kurutmuştu. Sonra yavaş adımlarla yanına geldi ve oturdu. Bir hayli şaşırmıştım, normalde ciyak ciyak bağırması ve odadan çıkmamı istemesi gerekirdi. Yanıma oturdu ve bana sıkıca sarıldı. Sonra dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Gittikçe şaşırıyordum. Sonra ayağı kalktı ve gardolaptan mini siyah bir etek ve derin dekolteli siyah bir bujtiyer çıkardı. Ayakkabı olarak önce bantlı siyah bir topuklu ve üstüne de deri ceketini aldı. Sonra bornozu yavaşça çıkardı. Sütyen ipini görünce rahatlamıştım doğrusu çünkü hala ruhani olarak burda olduğunu anlamıştım. Bornozu çıkardı ve yere bıraktı. Mini eteğini giydi daha sonra bujtiyerini. Yatağa oturdu ve ayakkabilarini giydi. Sonra lavaboya girdi. Saçlarını düzleştirdi ve salaş bir topuz yaptı. Eyerliner rimel ve Bordo ruju ile tamamlamisti, allıkta sürdü ve lavobodan çıktı. Oğuz da o sırada siyah dar paça bir pantolon ve siyah v yaka bir tişört giymisti. Tişört dar olduğu için kasları fazlasıyla belli oluyordu, üstüne bordo hırkasını giydi. Siyah deri postaları ile süper olmuştu. Kumsal hazırladığı kol çantasını aldı ve Oğuzun elini tuttu. El ele aşağı kata indiler. Songül ve Ayşe valizleri hazirlamislardi. Kapının önünde ki valizleri de aldılar ve arabaya yerlestirdiler. Kumsal ön koltuğa oturmuştu. Saat çoktan 5 olmuş 6:00 da uçakları vardı. Arabaya bindi oğuz da. Sonra arabayı çalıştırdı ve bahçeden çıktı. 20 dk sonra havalimanındaydılar. Check-in yaptık ve bekleme salonuna geçtik o sırada elinde kahveyle geldi oğuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUDALA
De TodoSenin budalan kim ? Kumsal & Deniz 'Herkes hayatına biri girsin ve tüm hikayemi baştan yazsın ister...Benim hikayem sensin.'