{Son 24 gün.}

86 8 3
                                    

Multimedia; Çok güzel ^_^


Hey! Dilek Yener konuşuyor millet :D İlk günden beri tam altı gündür sizlerle birlikteyim. Ağır bir lösemi hastalıklı kızla geçirdiğiniz kocaman altı gün! Ama bu lösemi'li kız diğer hastalardan farklı biraz, öyle değil mi? Peki bu kızın sihirli hayatı sizi azıcık da olsa meraklandırıyormu? Evet mi? Devam edeyim o zaman. :) 25'ci günüme açılmayan bu bir çift göz, 24'cü günde göreceklerine büyük şaşkınlıkla açıldı. Neye mi şaşırdı? İyi okumalar o zaman:)

[][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][][]

Şaka değil tamı tamına bir gündür uyuyordum. Evet doğru buradaki günler altı saat sürüyordu ama gene de ömrümde hiç uyumadığım kadar uyku çekmiştim. E normal olarak da idrar kisem, barmak ucuyla dokunsan boşalacak durumdaydı. Hemen üzerimdeki yorganı çektim ve toaleti aramaya koyuldum. Biri şu an beni yönlendirmese altıma edecektim! Kafamı çevirdiğimde Fırat yatağın yanındaki koltukta oturur vaziyetde uyuyordu. Ben niye bunu fark etmemiştim? Muhtemelen, hayır büyük ihtimalle bana göz-kulak olmak için benimle uyumuştu. Başka hangi sebepden ola bilirdi ki? Şimdi bu gece saat kaçlara kadar bana gözetçilik yapmış, öylece de uyuyakalmıştır garibim. Fırat'ı uyandırmak fikrini eledim. Ah! Kime sorucaktım şimdi ben bu lavabonun yerini? Artık dayanamaz hale geldiğimden zıplamaya başlamıştım. Acaba bir klozet mi dileseydim? Saçmalama Dilek! Evin ortasına klozet dileyip öyle mi işeyeceksin? Of! Kahr etsin.

Artık nasıl bir hale geldiysem yerde çömelmiş, idrar kisemle mücadele ediyordum. Sonunda nereye kadar deyip... Ay saçmalamayın altıma yapmadım!

"Fıraaat!" Diye bağırdım. Fırat anında gözlerini açarak bana baktı ve bir çırpıda yanıma geldi. Bakışlarındaki telaşı rahatlıkla seze biliyordum.

"D-dilek? Noldu? Karnın mı-Ama... Ama bu mümkün değil! Burada kızlar regl olma-"

"Fırat saçmalama! Bana hemen toaleti göster! Nerede lan iki saatdir bulamıyorum!"

"T-tamam. Sakin ol Dilek. Problemin ne ilk önce bana anlat. Sakinleş önce."

Ay vallahi kafasını kıracaktım bu çocuğun. Nasıl söyleyeyim? Toaleti göster gidip işiyecemmi? Öyle mi söylemeliydim? Bir az da dayan Dilek. Bunun için bir kaç saniye kendimce uygun cümle aradım.

"Di-"

"Hemen bana toaleti tarif etmezsen burayı seller-sular götürecek!" Ne de olsa daha medeni dimi?

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

"Oh be!" Diyerek çıktım toaletden. Gerçekten hiç olmadığı kadar rahatlamıştım. İnanmayacaksınız ama toalet dediyiniz yere gitmek için o yeri hayal etmek lazımmış. Tabi ben hala çaylak olduğum için hayal etme yeteneğim sıfır seviyesindeydi. Bunun için bir zahmet Fırat da benimle gelmişti. Ve ben işimi bitirip duş alırken  Fırat'a neden toaleti daha kolay bir yere koymamışlar diye sormayı da ihmal etmemiştim. Oysa bana 'bazı hastaların cinsiyyet orqanında probleminin olmasını da göze alarak her kes kendine uygun, rahat ede bileceyi şekilde tualete gitsin diye bu seçimi kendilerine bırakmışlar. Burada insanlar acı çekerek değil tam rahat hayat sürmeli' olduğunu açıkladı. 

Aslında bence de iyi fikir. Hiç bir zaman küçük lavaboda yıkananamıştım. Kendi odamdaki lavabo küçüktü. Aslında bana göre iyiydi ama yinede bana dar geliyordu. Bu yüzden hep konuklar için olan daha geniş lavaboda yıkanırdım.

Geri SayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin