Arkadaşlar lütfen kusura bakmayın uzun süredir yazamadım. Bunun için sizden çoook özür diliyorum.
Keyifli okumalar :))
Zeynep'ten
Özet
Neler yapabileceğimi tahmin dahi edemezsin ufaklık. Bu arada telefon numarandan tut ev adresine kadar her şeyini biliyorum. Hala benden korkmadığına emin misin? Yazıyordu. Notu okuduktan sonra sokaktan yükselen gürültüyle o tarafa döndüm. Siyah ve buraya ait olmadığı her halinden belli olan bir araba hızla sokaktan çıkmıştı. Sanırım şimdi korkmam gerekliydi. Resmen evime kadar gelmişti. Bu adam cidden bir psikopattı ve peşimi bırakmaya hiç niyeti yok gibiydi.
Yeni bölümİşte şimdi bitmiştim. Bu psikopat adamın bana ne yapacağını bile bilmiyordum. Bu bilinmezlik yapacaklarından daha çok korkutuyordu beni. En azından adamı biraz olsun tanısam bazı tedbirler alabilir. Ona karşı bir atağa geçebilirdim. Ama adam hakkında bildiğim şeyler bir elin parmak sayısını geçmezdi. Adı, psikopat olduğu ve kendine yapılan şeyleri asla unutmadığı...
Bunları Miray'a söylemeli miydim bilmiyordum. Tek bildiğim bunları birine anlatmazsam çıldırıcaktım. Bir türlü işin içinden çıkamıyordum. Kendimi Düşüncelerin içinde kaybolmuş gibi hissediyordum. Eğer ben düşünmeye son vermezsem düşüncelerim beni bitirecekmiş gibi.
Okulun kapısına vardığımda aklımdakileri bir kenara atmaya çalıştım. Çoktan zil çalmıştı ve aradan 15 dakika geçmişti. Okulun bahçesindeki bankalardan en köşedekine oturarak zilin çalmasını beklemeye başladım. Derse girmiycektim. Dersimiz biyolojiydi. Girsem bile o çatlak kadına 15 dakika açıklama yapmak zorunda kalacaktım ve bu bulanık kafayla ders dinleyebileceğimi de pek sanmıyordum.-------
Zil çaldığında hâla çözüm bulamamıştım ama kendimce bazı tedbirler almıştım. Olanları Miray'a anlatmak ve birkaç gün belki de birkaç hafta Miray'da kalmak gibi... Hemen telefonumu çıkarıp miraya bahçedeki bankalardan en sonuncusunda oturduğuma ve hemen gelmesine dair mesaj attım. Mesajı atmamla gelmesi bir olmuştu.
- kızım noluyo ya derse niye gelmedin? Bir dakika senin rengin niye solmuş hasta mısın? Diyerek benim konuşmama izin vermeden elinin tersini alnıma doğru götürüp ateşime baktı.
- kanka bak endişeleniyorum noldu lan?
- miray bi dur. İzin verirsen konuşcam zaten.
Soru sorar biçimde bana baktığında artık konuya girmem gerektiğini anladım. Derin bir nefes alarak her şeyi anlatmaya başladım. Kafeden tut bu sabaha olanlara kadar.. Ben anlatırken miray şekilden şekile giriyor bazen şaşırıyor bazen sinirleniyor bazense sözümü kesip sorular soruyordu.
-işte böyle o yüzden girmedim derse bu kafayla hem bir şey anlamazdım hem de o hocaya katlanamazdım.
- aptal kankacım peki bunları bana dün niye söylemedin.
- ne biliyim işte öyle göz korkutmak amaçlı sandım boşuna endişelendirmeyim dedim ama iş ciddiymiş.
- tamam neyse şimdi napıcağımızı düşünmemiz lazım.
-aslında ben birkaç şey düşündüm. Benim adresimi bildiği için bir kaç gün sizde kalsam olur mu?
- bir de soruyor musun. Tabikide kalacaksın ama ben asıl tedbirlerden bahsediyorum. Bunu tek başımıza halledebileceğimizi düşünmüyorsundur umarım.
- ya napıcaz ki?
- ne demek napıcaz gidicez polise şikayet edicez. Bekle çantamı alıp geliyorum diyerek bir şey dememe fırsat vermeden okula girdi. Ben de banktaki çantamı alarak yavaş adımlarla çıkışa yöneldim. O sırada miray koşarak yanıma gelmisti. Nefes nefese olmasını umursamadan arkamdan ittirerek
- hadisene kızım hemen gidelim.
- tamam gidiyoruz iste bana ciddi misin? temalı bakışlarını atarak taksi durağına doğru yürüdü. Ben de Peşinden onu takip ediyordum. Taksi durağı okula yakın olduğundan beş dakikaya varmıştık. Hızla taksiye binip gideceğimiz yeri söyledik. Taksinin içinde resmen ölüm sessizliği vardı. Bugüne kadar bindiğim tüm taksilere tezat bu sefer şarkı dahi çalmıyordu. Çalmak demişken aklıma birden telefonum geldi. Hemen çıkarıp sessize aldım. Kararımdan döndürecek tek bir mesaj dâhi istemiyordum. Taksi durduğunda ücreti ödeyerek indik. Karakola girmeden önce derin ve sık nefesler alıp cesaretimi toplamaya çalıştım. Miray ne yaptığımı anlayıp kolumu destek verircesine sıvazladı. Ona bakıp gülümsedim ve kafamı sallıyarak hazır olduğumu belirttim. Hiç konuşmuyorduk. Tam içeri gireceğimiz anda eteğimde aşağı doğru bir kuvvet hissettim. Başımı eğdiğimde dünya tatlısı bir çocukla karşılaştım. Yere eğilerek boylarımızı eşitleyip kıza baktım. Konuşmama izin vermeden bir kâğıt uzattığında ilk önce kağıda sonra kıza en son miraya baktım. O da neler olduğunu çözmeye çalışır gibiydi. Kızın elindeki kağıdı almamla kızın koşarak uzaklaşması bir oldu. Kağıdı actığımda yazılanlarla dona kalmıştım. Kâğıtta; hadi ama bende seni akıllı bir kız sanmıştım. Polisten korkacağımı mı sanıyorsun ufaklık. Eğer o kapıdan içeri girersen bana bir şey olmaz ama senin için aynı şeyleri söyleyemiycem.
-MERT ARAS ÇAKIRCI
Bir insan korkmadığını ancak bu kadar iyi bir şekilde dile getirebilirdi. Resmen adını ve soyadını belirtmişti. Nasıl bir insandı bu. Polislerin dahil herkesin korkabileceği? Nasıl bir gücü vardı?
Miray kağıdı elimden hızla alıp okunmaya başladı. Ona baktığımda benden çokta farklı bir tepki gösterdiği söylenemezdi. Ellerim titrerken düşmemek icin karakolun duvarına tutundum. Kendimi toparlamam lazımdı. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Gözlerimi açtıktan sonra bir polis yanımıza doğru geldi. Sanırım uzun süredir burada olduğumuzdan şüphelenmişti.
- kızlar bir sorun mu var? Bu soru üzerine Mirayla birbirimize baktık. Kendimi çabucak toparlayıp boğazımı temizleyerek
- yok bir sorun sadece bir arkadaşımızı bekliyorduk ama gelmedi. Sanırım işi felan çıktı bunu demem üzerine polis her ne kadar gözlerini kısarak baksa da ona gülümseyerek oradan uzaklaştık.
Miraygilin evine geldiğimizde kendimizi hemen Miray'ın yatağına attık. Bir süre sessiz kaldıktan sonra elimi cebime atarak mesaj olup olmadığına bakmak için telefonumu çıkardım. Yarım saat öncesine ait bir mesaj vardı. Gizli numaradan... Mesajda; aferin ufaklık kendin için en doğru olanı yaptın. Bir daha böyle şeylere kalkışmıyıcağını umuyorum. Telefon elimdeyken tekrar titremişti. Yine mesaj gelmişti ve yine ondandı. Arkadaşının evinde kalmanın sana hiçbir yararı olmayacak çünkü benim için zamanın ya da mekanın hiçbir önemi yoktur. Yapmak istediğim şeyi her yerde, her vakitte yaparım. Artık her şey çok ağır gelmeye başlamıştı. Beynim Düşüncelerimin istilasına uğramıştı. Bu.. Bu şey çok saçmaydı. Bir insan sırf önüne bakmayıp kendisine çarptı diye bu çeşit tehditlerle itham edilmesi fazla mantıksızdı. Ve ben bu adamın ne yapmaya çalıştığını kestiremiyordum.VEE SONNN...
ARKADAŞLAR LÜTFEN OYLARINIZI VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN. SİZLERİ SEVİYORUM VE HEPİNİZİ KOCAMAN ÖPÜYORUM <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya!!!
Novela Juvenilİki farklı hayat, İki farklı beden... Birisi; Acımasız , sert ve kalbini sadece kan pompalamak için kullanan bir mafya... MERT ARAS ÇAKIRCI Diğeri;zeki,hırslı, hırçın, sevdiği insanlara karşı güler yüzlü ve hayatın tüm yüklerini üzerine almış bir kı...