Arkadaşlar kusura bakmayın lütfen sınavlarım geçen hafta çarşamba bitti ve cumaya kadar performans yetiştirmem gerekiyordu o yüzden bu kadar gecikti.
Multi: Egemen KayaÖzet
Sınıftan yükselen gürültüyle irkilerek uyandım. Büyük bir ihtimal zil çalmıştı ve tenefüse çıkıyorlardı. Sınıftaki gürültüyü bastırmak istercesine kapalı olan gözlerimi birbirine daha çok bastırdım. Ama uykumun bölündüğünün ve bundan sonra ne kadar istesem de tekrar uyuyamayacağımın farkındaydım. Bu durumdan hoşnut olmadığımı belirten bir homurtuyla gözlerimi yavaşça araladım. Ama tabiki karşımda beni dikkatle izleyen ultra taş bir varlık beklemiyordum.
Yeni Bölüm
Ben şaşkınlıkla karşımdaki taş varlığa bakarken o tepkisinin koruyarak dikkatle bana bakıyordu. Yaklaşık bir dakikadır aynı şekilde birbirimize bakarken ben kendimi yeni toparlamış, üzerimdeki şaşkınlığı yeni atabilmiştim. Tam dudaklarımı aralayıp kim olduğunu soracakken benden önce davranarak ayağa kalktı. Gözlerim kendiliğinden kısılmış hareketlerini incelerken çıkışa doğru ilerledi. Tam kapıdan çıkacakken
- kimsin sen? Sıramda ne işin var? Ağzımdan aniden dökülen sözcükleri öyle aceleyle söylemiştim ki daha sözcükler beynime ulaşamadan ağzımdan çıkıvermişti.
Kapının yanında bir an duraksadı. Bana göz ucuyla bakarak cevap vermeden çıkıp gitti. Bu tavrına anlam veremeyerek öylece kapıya bakıyordum. Bu da neydi şimdi? Kimdi bu çocuk? Bu soruların cevabını kendi kendime bulamayacağımı anlayarak telefonumu çıkartıp miray'a sınıfa gelmesini belirten bir mesaj yazdım. Adını bile bilmediğim çocuğun bu sessizliği beni ürkütmüştü. Miray'ın hala gelmemesine anlam veremeyerek tekrar telefonu elime aldım. 'Acele et biraz' yazıp gönderdim. Son zamanlarda iyice paranoyaklaşmıştım. Her şeyden şüphelenir hale gelmiştim. Asıl sinirlerimi bozansa beni bu hale hayatımda sadece bir kez gördüğüm bir adamın getirmesiydi. Miray yaklaşık bir dakika sonra soluk soluğa sınıfa girdi. Hızla yanıma gelerek sıraya oturdu. Tam o çocuğun kim olduğunu soracakken miray benden önce davranarak telaşla
-Kanka şu senin psikopatla ilgili bir şey mi oldu? Yine mesaj mı gönderdi.
Hakikaten ne olmuştu. Niye bir tek mesajla köşesine çekilmeyi tercih etmişti. Bu da bir oyun muydu yoksa cidden peşimi bırakmış mıydı?
Bu adamın suskun hali bile kafamı karıştırmaya yetiyordu.
- Zeynep sana diyorum? Bir şey mi oldu? Sesi bu sefer daha telaşlı geliyordu. Tabi benim de karşımda içinden konuşan ve dışarıya en ufak bir tepki vermeyen birisi dursa ben de telaşlanırdım.
- Haa yok. Yani mesaj felan gelmedi. Ben sana başka bir şey sorucaktım. Diyerek yüzündeki telaş ifadesini bir nebze de olsa hafifletebilmiştim.
- Uyandığımda yanımda birisi vardı. Böyle kahverengi gözlü, sert yüz hatlarına sahip , sessiz bir tip. O kim biliyor musun? Ve daha da önemlisi neden benim yanımda oturuyor?
Miray'ın gözleri her dedikodu yaptığımızdaki gibi ışıldayarak bana baktı. Ardında ciddi bir iş yapıyormuşcasına bir ifade takınarak
- Aslında tam olarak ben de bilmiyorum. Ama tabiki bu konularda birazcık (!) fazla meraklı olduğum için özgürden bir şeyler öğrendim.
- Özgür'le ne alakası var?
- Çok yakın arkadaşlarmış. Neyse konumuza dönelim. Çocuğun adı Egemen. Egemen Kaya. Okula yeni kayıt yaptırmış. Bir de tehlikeli bir tip olduğunu öğrendim. Başka bir şey öğrenemedim dedi. İlk defa bir konuya tam hakim olamamanın verdiği üzüntüyle.
-Özgür'le yakın arkadaşlarımış demedin mi? Nasıl başka bir şey öğrenemedin. Eğer dediğin gibi yakınlarsa özgür daha fazlasını biliyordur. Dedim. Aslında benim için asıl önemli olan çocuğun neden yanımda oturduğuydu ve onun cevabını da çoktan almıştım ama yine de fazla bilginin zararı olmazdı.
- Orası öyle. Yani yakınlarmış ama anlamadığım bir şekilde bana her şeyi anlatan özgür bu konuda pek istekli değildi. Sadece 'bu sefer daha az şey bilsen iyi olur güzelim bu kadar merak iyi degildir ' şeklinde bir uyarıda bulundu. Ben de ısrar edemedim.
İçimde şüphe tohumları yeşermeye başlamıştı. Çünkü benim tanıdığım özgür bir konu hakkında bildiklerini içinde tutamazdı. Ama bu konudaki sessizliği beni hem meraklandırmış hem de endişelenmemi sağlamıştı. Özgür' ün bu tavrına bakılırsa ortada ciddi bir şeyler vardı.
Miray'ın da Özgür'ün bu tavrına üzüldüğü ortadaydı. Sonuçta sevdiği çocuk ya da Özgür'ün deyimiyle kankası ondan bir şeyler saklıyordu.
- Kanka üzülme ya . hem tehlike nerde biz orda. Buluruz özgür'ün uyarı yapacak kadar önemli ne sakladığını diyerek üzüntülü halini yok etmeye çalıştım ve başarmıştım da. Haylaz bir gülümsemeyle
- Buluruz demi? O zaman söz ver kanka bulucaz ne saklandığını dedi.
Hah bir bu eksikti. Ben onu lafın gelişi söylemiştim ama Miray'ın bu halini gördükten sonra geri dönemezdim. Her ne kadar tehlike kokuları alsam da ağzımdan çıkan kelimelerden sorumluydum ve yine sözlerimin arkasında duracaktım.
- Tamam kanka söz.
-------------
Nihayet okul çıkışını belirten o ilahi ses duyulunca kitaplarımı toplayarak sınıftan çıktım. Miray'la okul kapısının orda ayrılarak kafeye doğru ilerledim. Tabi kafamda Ahmet amcaya bu haftaki gelmediğim günleri nasıl açıklayacağım düşüncesiyle. Neden gelmedin diye hesap soracak birisi olmasa da bir sıkıntım olup olmadığını soracağına adım gibi emindim.
Kafeye yaklaştığımda hala bir şey bulamadığım için doğaçlama yapmaya karar verdim. Kafeye girdiğimde gözlerim direkt Mert'i ilk gördüğüm masaya kaysa da kendimi toparlayarak önlüğümü seri bir şekilde belime bağladım.
Masaların birinde arkası dönük bir şekilde oturan Ahmet amcayı görüp yanına doğru ilerlemeye başladım.
- Ahmet amca dememle bana doğru döndü. Gözlerinin altı çökmüştü ve bir şey belli etmek istemezcesine bana gülümseyerek bakıyordu.
- Bir sorun mu var kızım? Her ne kadar ne olduğunu merak etsem de özel bir mesele olacağını düşünerek vazgeçtim.
- Yok. Bir sorun yok da ben bu hafta bazı günler gelemedim. Ama bazı problemlerim vardı. Yani yoksa kesin gelirdim biliyorsun Ahmet amca. Her ne kadar güzel bir başlangıç yapamasam da benim yaptığım doğaçlama anca bu kadar oluyordu.
- Önemli değil kızım. Hadi sen işinin başına dön diyerek gülümsedi. Gözlerinden uyku akıyordu. Her ne kadar sormıycam desem de çok merak ediyordum.
En son sormamanın daha iyi olacağını sonucuna vararak Ahmet amcanın yanından ayrıldım. Şuanki tek isteğim bir an önce eve gitmekti.
-------------
Cumartesi SabahıKapımın alacaklı gibi çalması ile yeni bir sabaha daha uyandım. Gözümü açık tutmaya çalışsam da kendiliğinden kapanıyordu ama kapıdaki şahsiyet hala çalmaya devam ediyordu. Cumartesi günü sabah'ın köründe erkenden kalkıp, hazırlanıp kapıma gelen kimse plaket vermek lazımdı. Kim hafta sonu erkenden kalkardı ki... Söylene söylene kapıyı açtım. Tabi ya benim evime başka kim gelecekti ki.. Tabiki de miray.
-Hayırdır kanka rüyanda mı gördün. Sabah sabah? Diye söylenerek içeri geçtim.
Miray'da yanıma gelip kendini koltuğa atarken
- Hayır rüya felan görmedim. Hadi hazırlan alışverişe çıkıyoruz.
- Ne alışverişi ya benim 9.30 gibi kafeye gitmem lazım.
-Valla ben anlamam kankacım söz verdin.
- Aramızda öyle bir konuşma bile geçmedi neyin sözü bu?
- İşte dün Özgür' ün ne sakladığını mutlaka bulucaz dedin ve söz verdin ya onu diyorum. Bugün akşam Özgür ve Egemen Bar'a gideceklermiş ve tabiki biz de gidiyoruz.
- Kızım saçmalama ne Bar'ı? Hem sen nerden biliyorsun Bar'a gideceklerini?
-Kaynaklarım sağlam diyelim. Hem hiç itiraz edemezsin söz verdin . Ara Ahmet Amca'yı bu günlük izin al diyerek beni odama doğru ilerletmeye başladı. hızla üzerimi giyinip Ahmet Amca'dan izin aldıktan sonra kahvaltı dahi yapmama fırsat vermeyen Miray yüzünden ayak üstü bir şeyler atıştırarak evden çıktık.
------------Nihayet yorucu bir alışveriş sonucu kıyafetlerimizi almıştık. Eve gelip üzerimizi giyindikten sonra taksi durağından bir taksi çağırdık. Taksinin geç geleceğini bildiğimiz için oyalanarak ayakkabılarımızı giydik. Kapının girişine koyduğumuz çantalarımızı da alarak aşağıya indik.
Birkaç dakika sonra gelen taksiye bindik. Bar'ın adresini söyleyip geriye yaslanarak sessizce bara gitmeyi bekledik.
- Yarım saat sonra -
Taksi parasını ödeyerek Bar'a giriş yaptık. Miray Özgür'ün nerde olduğunu bulmak için etrafa bakınıyordu. Ben ise etrafa yayılmış olan içki ve sigara kokusuna alışmaya çalışıyorudum.
Miray nerde olduklarını bulmuş olacak ki beni o tarafa doğru yönlendirerek onların oturdukları loca'nın yanında bulunan bar sandalyelerinin birine oturttu. 5-10 dakika sonra arkamı dönerek Çaktırmadan loca'ya bakınırken Egemen'in yerinde olmadığını ve Özgür'ün ise bize doğru geldiğini gördüm.
- Kızlar sizin Burda ne işiniz var? Diyerek sordu. Bizi burada görmeyi beklemediğini belirten bir ifadeyle. Tam cevap verecekken Miray benden önce davranarak
- Niye bu kadar şaşırdın bizim eğlenmeye hakkımız yok mu ? Diye çıkıştı hiçbir şey öğrenemeyip üstüne bir de yakalanmanın verdiği kızgınlıkla
- Yok ben öyle demek istemedim. Sadece burası eğlenmek için biraz fazla tehlikeli dedi rahatsız bir ifadeyle. Ardından sözüne devam ederek
- Yanımıza gelsenize beraber oturalım dedi.
Etraf Özgür'ün de dediği gibi fazla tehlikeliydi ve Zaten bir şeyde öğrenememiştik. Miray'da etraftaki tehlikeyi hissetmiş olucak ki hiç itiraz etmeden başıyla onaylayarak ayağa kalktı hep birlikte loca'ya doğru ilerleyip oturduk. Özgür ve miray muhabbet ederken bir süre sonra sıkıldığım için onları dinlemeyi bıraktım. Egemen neredeydi acaba? Nereye gitmişti? Lise seviyesindeki bir çocuk nasıl tehlikeli işlerle uğraşabilir , uğraşsa bile ne kadar tehlikelisini yapabilir aklım almıyordu.
Yaklaşık 2 dakika sonra iyice sıkılarak kafamı kaldırıp etrafı incelemeye başlamıştım. Tâ ki gözlerini kısmış bana dikkatle bakan koyu kahveleri görünceye kadar.
Veee son.
Arkadaşlar lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizleri çok seviyorum.
ÖPÜLDÜNÜZZ <3 <3 <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya!!!
Подростковая литератураİki farklı hayat, İki farklı beden... Birisi; Acımasız , sert ve kalbini sadece kan pompalamak için kullanan bir mafya... MERT ARAS ÇAKIRCI Diğeri;zeki,hırslı, hırçın, sevdiği insanlara karşı güler yüzlü ve hayatın tüm yüklerini üzerine almış bir kı...