Sakura...
...Kampa gittiğimiz yerden döneli bir hafta oldu. Bu bir haftada her yerde karış karış Yuminin cesedini aradık.
Düşündükçe çıldıracak gibiydim. Ağlamama da engel olamıyordum.
O masum bir kızdı...çok masum ve saf...ama şimdi bir mezarı bile yoktu.*ağlamaya başlar*
Neden?
Neden o?
Neden ben değil?
Onun yerine keşke ben ölseydim. Ama böyle söylemek bir işe uaramıyor ki...
Sasuke bu süre zarfında kafayı yiyecek duruma gelmişti. Yuminin cesedini aradığımız zamanda deli gibi her yere bakmıştı. Eskisine kıyasla daha soğuktu. Hiç birimizle konuşmuyordu. Sadece Narutoyla bir iki kelime konuşuyordu. Bir haftada resmen yaşlanmıştı. Çökmüştü.
Gerçi bizim de ondan bir farkımız yoktu. Ino ve benim saçlarımda stresten beyazlar çıkmıştı bile. Üstelik okulun da açılmasına bir şey kalmamıştı. Ama okul açılsın açılmasın biz Yuminin cesedini bulmadan okul düşünecek durumda değildik.
Yuminin sürekli gitar çalıp söylediği bir sokak vardı. Az ilerisinde bir dere vardı. Sasuke her arama sonunda Yuminin gitarını alıp buraya gelir. Gitara uzun uzun bakar,sonra tozunu silip gitarı da alıp giderdi.
Yuminin ölümü onu çok sarsmıştı. Buraya geldiğini öğrendiğim günden beri onu izliyordum. Kendine bir şey yapmasında korkuyordum.
Neyseki bu güne kadar böyle bir şeye kalkışmadı.Bazen yanına gidip nasıl olduğunu iyi olup olmadığını sormaya çalışıyordum. Ya evet yada hayır deyip yanımdan kaçıyordu. Aslında herkese karşı öyleydi. Kızların tümüne erkeklere Narutoya bile mesafeliydi. Ama Naruto yine de onunla konuşabiliyordu ama biz. Bunu da yapamıyorduk.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.Eve gelince bakışlarımı odamın içinde gezdirdim. Gözüm masamın üzerinde duran fotoğraf albüme gitti. Masaya oturup elime aldım. Açınca Yuminin fotoğrafını görünce yine gözlerimin yaşarmasına engel olamadım. Fotoğrafı elime aldım. Onunla konuşmaya başladım. Yuminin fotoğrafıyla.
- Biliyormusun?
diye sordum.
-Senin yaptığın şu şeyi hala yapamıyorum. Ben senin o kuzenin kalbine hala dokunamıyorum.
Gözümden bir damla yaş daha düştü.
-Nasıl yaptığını merak ediyorum. Bu kadar soğuk birini sen nasıl birkaç dakikalığına da olsa ısıtabiliyordun?
Bir damla yaş daha...
-Yokluğuna katlanmak zor biliyor musun? Nerdesin be Yumi? Sensiz olmuyor. Hiç olmuyor.
Elimde gözyaşlarımı sildim.
-Seni özledim. Çok özledim...şuan bunları sana anlatmayı çok isterdim. Şuan burda olsan yine benimle dalga geçip sinir etsen ben de seni kovalasam.
Ruhsuzca,acıyla tebessüm ettim.
-...ama yoksun değil mi? Bu gerçeği kabul etmek istemiyorum. Ama hayat bu..acı gerçekler olmak zorunda değil mi? Şuan hiç değilse mezarının başında sana herşeyi anlatmayı çok isterdim.
Onun gibi harika birinin bir mezarı bile...yoktu.
-Merak etme bir mezarın olacak. Seni bulacağız. İstediğim gibi sana sarılıp ağlayacağım o zaman. Yumi....canım arkadaşım...seni seviyorum ve cesedini mutlaka bulacağız. Hepimiz...
Gerçekten onu çok özlemiştik. Hiçbirimizin tâkati kalmamıştı. Özellikle Sasukenin.
Yemiyor içmiyor konuşmuyordu. Bazen uzaklara dalıp gidiyordu. Neredeyse istemi dışında olmasa nefes bile almayacaktı. Yaşayan bir ölü gibi olmuştu...yaşayan bir ölü.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEXTING--SASUSAKU
Fanfiction"Öğrenince bana çok kızacaklardı,ama benim umrumdamıydı? Hayır! Çünkü ben onların birlikte olmasını onlardan çok istiyordum..." Yepyeni bir kitapla karşınızdayım. Kitaba kendi uydurduğum ve çok da sevdiğim bir karakteri de ekledim. Umarım beğenirsin...