KURGULAR

106 2 1
                                    

Üç gün önce...


   Bay Johnson, kızını ilk ziyaret edişinde yanındaki çocuktan hoşlanmamıştı. Buna kıskançlık, babalık dürtüsü ya da öldürme isteği diyebilirsin.  Ancak o andan itibaren gözleri sürekli onların üzerindeydi. Perseus'un  Ann'i bırakıp kaçması onu ortadan kaldırmak için muazzam bir fırsat sunmuştu. Endişelenecek hiçbir şeyi yoktu çünkü kimsenin aramayacağı biri zaten ölüdür. 

Şehirde Perseus'u izliyordu. Gittiği yerler bir elin parmaklarını geçmezdi çünkü aptal ve yalnızdı. Hızlı adımlarla, ürkek bir şekilde şehir merkezine yürüyen Persey'i takip ediyordu. Karanlık siluetin adımları kendinden emindi ve gölgeler içinde adeta kayboluyordu. Zayıf noktasını algılamak için var gücüyle çalışan kızıl gözleri her zamanki gibi hizmetindeydi. Perseus afallamış gibi kafasını karanlık binalara çevirdi ve sarsıldı. Bu iyi bir fırsattı.  Boynunun en zayıf noktası olan c1-c2 arasına sertçe vurdu ve küçük çocuk yere yığılıverdi. Bay Johnson, sakince ıslık çalarak çevreye baktı. Dans edercesine ayaklarını salladı ve Perseus'u kucakladı. Yanlarında beliren siyah AISE tipi arabaya binip derhal uzaklaştılar.

...


   Perseus'u rahatsız, ahşap bir sandalye büyük bir dikkatle bağlayan Cristopher, sandalyenin aşınmış ahşap yüzeyinin onu ne kadar rahatsız ettiğini düşünüyordu. İlk işi bu sandalyeden kurtulmaktı. Fazla düzenli ve kusursuz olmalıydı sahip olduğu her şey. Gitar çaldığını biliyordu. Kamp ateşinin yanındaki ağaca yaslanmış bir gitar vardı. Uzunca bir tel elde etmesi gerekiyordu. Yeni üretilmiş birini alabilirdi ama buna vakti yoktu. Altı gitar yayını birleştirdi ve dikkatle hazırlanmış bir düzenekle Perseus'un kaçacağı yöne yerleştirdi. Perseus'un uyanmasını beklemekten başka birşey kalmamıştı yapacak.


  Nihayet diye geçirdi içinden. Perseus yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı. Yüzündeki endişe ve panik Bay Johnson'a zevk veriyordu. Perseus 'un bu koşulda bile son duyduğu kokuyu hatırlamaya çalışması çok aptalca gelmişti, gülümsüyordu. Aradığın kelime kan olabilir mi? diye gölgeleri yavaşça gerisinde bıraktı. Korkunun o muazzam kokusunu iliklerine kadar memnuniyetle çekti. 

''Beni tanıyor musun''

...


   Perseus'un arkasında kalacak şekilde gölgelere gömüldü. Persey endişeli görünüyordu. Güzel... Elindeki bıçakla Perseus'un ellerini tek hamlede çözdü.  Kurtulacağını umudederek kaçmaya başlayan kurban,  hazırlanan tuzağa kıskıvrak yakalanmıştı. Tetiklediği yay mekanizması kurulu düzeneği etkileyerek uzun teli doğruca boğazına çekti ve kafasını delici bir sesle gövdesinden ayırdı. Aslında bu ölüm şekli acısız ve hızlıydı. Çocuk öldürmesi gerektiğinde bunu kullanırdı.  Hızlı adımlarla cesedin yanına yürüdü ve yerderden kaldırdı. Uzun metal masaya taşıdı ve kıyafetlerini çıkardı. Keskin bıçağıyla karnında derin bir kesi yaptı ve organlarını çıkarmaya başladı. Bakalım kızı hazırladığı sürprizi sevecek mi?


Günümüz


   Ann'in hazırladığı kahvaltıdan son derece etkilenen Signor Chappel şaşkına dönmüştü.  Ona teşekkürlerini sundu. Kibar bir kızdı. Büyüyünce çok asil biri olacaktı, ailesi olmaması ne kötü diye geçirdi aklından.  Ann'e kibarca oturmasını işaret etti. Kız gülümseyerek sandalyesine oturdu. Çatal bıçak kullanmasını bilmediği aşikardı. Bu kadar şeyi hazırlamayı bilmesi bile ilginçti. 

Ormandaki KızıllıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin