'' Sen ne yaptığını zannediyorsun Christopher?!''
''Kızımı geri alıyorum.''
''Onun yakınında olman ona zarar verir. Şimdiden onu aramaya başladılar bile.''
Signor Johnson karanlık camdan odaya döndü. Ann, sessizce oturmuş geri dönmelerini bekliyordu.
''Götür onu burdan...''
...
Ann hızlı adımlarla eve dönerken temkinliydi. Ağaçların gölgelerine saklanıyor, sessiz ve usulca ilerliyordu. Havada siyahın her tonu bulunuyordu. Köşedeki ufak eve baktı. Tekerleği sönmeye yüz tutmuş bir bisiklet pencerenin altına yaslanmıştı. Ay ışığının mükemmelliğini ve dünyayı nasıl bir resmi gölgelendirir gibi süslediğini fark etti. Yaşamak istiyordu.
Sessizce kapıyı araladı. Signor Chappel uyuyor olmalıydı. Mutfağa yöneldi. Fincanları makinenin içine güzelce yerleştirdi. Bangonun üzerini sildi. Kapısı açık balkondan içeri naif bir rüzgar giriyordu. Perdeleri savruştururken ay ışığı Ann'i selamlıyordu, yine. Gülümsedi. Odasına ilerledi ve kendini geniş yatağına bıraktı. Uzun bir gündü.
...
Kapının çalınmasıyla gözlerini açan Ann, hızla kapıya yöneldi. Kapıyı uykulu gözlerle açtığında karşısında babasını gördü. Şaşkın sayılmazdı ama onun neden geldiğini merak ediyordu.
''Burdan gitmeni istiyorum Ann:''
''Yine aynı şeyleri yaşamaya niyetim yok Signor Johnson.Teklifiniz için soğolun.''
''Ann, biliyorum bana kızgınsın ama burdan gitmemiz gerek. Başımız belada.''
''Siz neden söz ediyorsunuz?''
'' Anneni öldüren adamlar, senin peşinde. Seni de kaybedemem Ann. Benden nefret edebilirsin ama yaşamak zorundasın.''
''Pekala.''
''Sahi mi?''
'' Bana tüm herşeyi anlatmanız gerek Signor.''
Ann, babasına içeriye girmesini işaret etti. Bir fincan ingiliz çayı hazırlarken babası da etrafı incelemeye koyulmuştu.
'' Sen çok küçüktün Ann. Rusya ile ticaret yapıyorduk. Yasal değildi. Annen de bizimleydi. Bir toplantı sırasında Ruslarla anlaşmazlık yaşadık.'' Signor Chappel'in kitaplığının önünde duruyordu. Ann, bir anlığına arkasını döndüğünde hayatında neyin eksik olduğunu bir anda anladı. Gerçek bir aile. Özlediği bir aile.
''Anlaşmazlık mı? Ne gibi''
''Bizim kana olan tutkumuzu öğrenmişlerdi. Bizi tehtid ettiler. Annen , onlara yeni bir teklifte bulundu. Bize bundan hiç söz etmedi. Bir süre herşey yolunda gidiyordu. Sonrasında ise onunla daha az konuşmaya başladık. Şehir dışına çıkması gerektiğini söyledi, sonra da kalbinde büyük bir yarayla cesedi geri geldi. Ruslarla ne yaşandı hiçbir zaman öğrenemedim, o çok zeki bir kadındı.''
Ann'in gözleri dolmuştu. Çok cesurcaydı. Ailesini korumak için mi yapmıştı?
''Adı neydi?'' diye sordu.
''İsabel''
Odada soğuk bir sessizlik oldu.
''Daha sonrada da o rus pislikler senin peşine düştüler .Büyük-annenle beraber İtalya'ya taşındık.Seni o yetimhaneye bırakmak zorundaydım. Seni korumak zorundaydım. Ona o kadar benziyorsun ki...''
Ann beyaz mendiliyle gözyaşlarını sildi.
''Ne zaman gitmeliyiz?''
Ann, çantasını toparlayıp hızlıca bir not yazdı. Bir saat içerisinde evden çıktılar.
...
Signor Chappel eve geldiğinde kimşeyi bulamamıştı. Ann, dün gece çok geç saatlerde dönmüştü. Onun için endişelenmeye başlamıştı. Paltosunu ahşap, yeşil renkli askılığa astı.
'' Ann!? Evde misin?''
''...''
Karşılaştığı sessizlik karşısında Signora Arianna Nuti'ye sormaya karar verdi. Umarım onun yanındadır diyegeçirdi aklından. Balkonun karşısında ve büyük kitaplığın sağındaki altın renkli telefona ilerledi. Numarayı çevirdi ve tedirgin bir şekilde çalmasını bekledi.
''NUTİ PASTANESİ. Nasıl yardımcı olabilirim?''
'' Ben Bayard Chappel .Signora Nuti ile görüşmek istiyorum.''
''Tabi Signor, bir saniye lütfen.''
''...''
''Buongiorno(bonjorno- merhaba) Bayard. İyi misin?''
''Arianna, Annabel yanında mıydı acaba? Evde değil. Senin yanında olduğunu umuyordum.''
''Bugün yanıma gelmedi. Sadece sesli mesaj bırakmış. Bir süre buralarda olmayacağını söylüyordu.''
''Grazie(gratzi-teşekkürler)''
Signor Chappel haber vermeden gitmesine kırılmıştı. Büyük salona geri döndü ve bir bardak suyla radyonun başına gitti. Ahşap işlemeli koltuğa kendini bıraktı ve kaseti iktirdi. Odaya dolan I found my love in Portofino ezgileri gerginliğini biraz da olsa geçirmeye başlamıştı. Ann'in odasına doğru ilerledi. İçeri girdiğinde Ann'e ait eşyaların orda olmadığını gördü. Geri gelmeye niyeti yok diye düşündü. Yatağın üzerindeki not dikkatini çekti. Yatağın üzerine oturdu ve zarfı dikkatle açtı. Signor Bayard Chappel'e.
Sevgili Signor Chappel,
Sizi ve kendimi korumak için İtalya'dan ayrılmak durumdayım. Bu hepimiz için daha güvenli. Bana verdiğiniz ev ve arkadaşlığınız için son derece minnettarım. Sizi son kez görmeyi çok isterdim ama olaylar benim kontrolümün dışında gelişti. Lütfen beni bağışlayın. Sizi çok sevdiğimi ve herşey için teşekkür ettiğimi bilmenizi istedim. Eğer beni soran birileri olursa beni tanımadığınızı söyleyin ve beni merak etmeyin. Babamla birlikteyim. Yine görüşmek üzere, sevgilerimle.
Annabel Johnson
Signor Chappel gözyaşlarına hakim olamamıştı. Yaşlı kırışık yüzünden gözyaşları çenesine akıyordu. Tanrı ona bir kız çocuğu vermişti ve onu kendi kızını kaybettiği gibi tekrar kaybediyordu. O odadan saatlerce çıkmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ormandaki Kızıllık
Mystery / ThrillerAnnabel adında bir genç kız ailesi tarafından yetiştirme yurduna terk edilir. Orada gördüğü zulme ve işkenceye dayanamayarak yakın dostu Perseus ile on üç yaşında yurttan firar ederler. Macera,tutku,heyecan ve erotizm tek hikayede.