Parti

145 14 9
                                    







Vücudumun her yerinde korkuyu hissedebiliyordum. Babam buraya geliyordu ve gerçekten ne yapacağımızı bilmiyordum. Bir hışımla kapıyı kapadım ve ikimizde odadan çıktık. Fakat hala odanın kapısının önünde durduğumuzu fark edip, karşı tarafa koştuk ve lavaboya girdik. Bunları heyecandan nasıl yaptığımızı gerçekten bilmiyordum. Babamın bizi yakalaması an meselesiyken iş yorgunluğuyla merdivenleri yavaş yavaş çıkması bizim için büyük bir şanstı.

Burçak büyük bir rahatlamayla oh çekti fakat kapının hala açık olduğunu ve anahtarın nerede olduğunu bilmediğimizi unutuyordu. Babam nihayet yukarı çıktığında lavaboya girmek istemişti tam kapıyı açacakken ben ondan önce davranıp kapıyı açtım;

''Baba ne zaman geldin sen? Bizde Burçakla yetiştirmem gereken yazıları hallettik makyajımızı siliyorduk.'' Neden açıklama yapmıştım ki şimdi? Ağzını bile açmamıştı, çok dikkat çekici olduğumu fark edip kendimi sakinleştirdim.

Yorgunlukla cevap verdi ''Şimdi geldim kızım'' saatine baktı ve epey geç olduğunu anlayınca ''Gidin yatın, geç oldu okulunuz var.''

Burçak kibarlıkla ''Dersimiz 10'da sıkıntı yok. Ama haklısınız hemen yatağa dönüyoruz gerçekten geç olmuş'' Deyip beni kolumdan tuttuğu gibi odaya sürükledi.

''Ne yapacağız şimdi?''

''Ne mi yapacağız, her şey boka sardı Burçak nasıl bulacağız şimdi o anahtarı?''

''Bana mı soruyorsun? Ben mi kaybettim yani?''

''Beni oraya sokmaya ikna eden sendin!''

''Seni zorla sokmadım ben oraya girmeseydin?'' Gerçekten çok bencil ve düşüncesizce davrandığını düşünüyordum. Benim aklımı çelmeseydi eğer, oraya girmek 11 senedir aklıma gelmediyse şimdide gelmezdi. Tartışmanın ikimize de faydası olmayacaktı. Sakinleşip konuştum..

''Affedersin. Tartışmayı keselim, babamın yattığından emin olunca telefonlarımızın ışığıyla oraya girer ve buluruz anahtarı olur mu?'' Onaylarcasına başını salladığında babamın uyumasını bekledik. Çokta uzun sürmedi, gidip yattığından emin olduğumuzda da odanın oraya geldik. Burçakta bende oldukça sessiz ve temkinli davranmaya özen gösteriyorduk. İkimizde telefonlarımızın ışığını açıp odada anahtarı aramak için pervane olmuştuk.

Burçak ''Buldum!'' Diye inledi heyecanla. Elinden kaptım ve dışarı çıkmak için bir hamle yaptım. Hizmetlilerden biri uyanık olacak ki Burçağın sesini duymasıyla bu tarafa doğru gelmeye başladı. ''Saklan çabuk''

''Nereye saklanayım hiçbir yeri göremiyorum!'' Dedi sinirli bir şekilde.

Bende aynı şekilde sinirle ''Bilmiyorum gir bir yere!'' Diye irdeledim. Kapıyı çok dikkatli ve sessiz bir şekilde kapatıp Burçağın girdiği büyük yatağın altına bende girdim. Kapı açıldı ama kimin girdiğini göremiyordum. Işığı açtı ve etrafa bakındı. Görebildiğim tek şey içeri giren kişinin yeşil terlikleriydi. Daha sonra ışığı ve kapıyı kapayıp çıktı. Biraz bekleyip bizde hızla peşinden çıktık ve kapıyı sonunda kilitleyebildik. 

''Anahtarı nasıl yerine koyacaksın Gece?'' Şuan buradan kurtulduğum için o kadar rahattım ki, bu yüzden anahtarı yerine koymak benim için o kadar zor gelmiyordu. ''Şimdi uyumalıyız sabah babam işe gidecek,  annemde spora kalkacak anlayacağın bizden önce kalkmış olacaklar bende odalarına girip anahtarı rahatlıkla yerine koyacağım.''

Oradan çıkmanın verdiği rahatlıkla uyumuştuk. Sabahta aynen dediğim gibi olmuş, odalarına girip anahtarı yerine geri koymuştum. Orada ne olduğunu düzgünce görememiştim ama artık gerçekten de merak etmiyordum.

Gecenin Mavisi |TANITIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin