Kim o?

125 8 10
                                    




Bu geçen gece gördüğüm o çocuktu. Oda mı burada okuyordu..

''Pardon?'' Dedim bir şey demesini bekler gibi bakarak,

''Ne pardon?'' Dedi çekici bir gülümsemeyle

''İzin aldın mı oturmak için?''

''Burası açık bir alan prenses izine ihtiyacım yok'' Dedi bilmiş bilmiş. Sesimi çıkartmadan o yokmuş gibi kulaklığımı kulağıma takıp sakin bir müzik açtım. Çaktırmadan gözümün ucuyla ona bakıyordum o ise istifini bozmadan hala orada utanmaz utanmaz oturuyordu. Birden kulaklığımı çekip kulağına taktı.

''Heeey!''

''Güzel şarkıymış adı ne?'' Dedi gülümseyerek.

''Bak bu izin almadan yaptığın ikinci hareket''

''Sakıncası var mı?'' Dedi gülümseyerek. İtiraf ediyorum gözleri çok güzeldi.

''Tek şarkı'' Dedim sert gözükmeye çalışarak. Oda 'Tek şarkı' diyerek dediğimi tekrar etti.

Şarkı bitene kadar ikimizde gözlerimizi kapamış arkamıza yaslanmıştık. İsmini söylememişti. Bende söylememiştim. Merakta etmemiştim. Bu şarkıdan sonra gidecek, aynı okulda olsak bile bir daha onu görmeyecektim o yüzden gerek yoktu.

Şarkı bittiğinde ''Ben gitsem iyi olur''

''Güzel şarkıydı'' Dedi ben ise sadece gülümsemekle yetinip oradan ayrıldım.

Son dersime de girmiştim. Ve evin yolunu çoktan tutmuştum. Eve vardığımda ise annem beni kapıda karşıladı. Bu aralar evdekilerle aynı yerde yaşamamıza rağmen resmen hiç birbirimizi görmüyorduk. Onu çok özlediğimi fark edip gülümseyerek yanına gittim ve sımsıkı sarıldım.

''Nasıl geçti günün'' Dedi yumuşak bir sesle

''Güzel geçti anne, senin günün nasıl geçti babam nerde?''

Başını çevirdi konuyu değiştirmeye çalışıyordu. Hemen anlamıştım benden bir şeyler saklıyordu.

''Anne? Babam nerde?''

''Kavga ettik''

''Yine mi?''

''Bu seferki farklı kızım, gerçekten büyük kavga ettik. O sinirle evden gitmesini söyledim oda gitti. Kaç saattir haber bekliyorum, yumuşar gelir diye oturdum yolunu gözlüyorum. Gelen giden yok.''

Annem ağlarken sıkı sıkı ona sarıldım. Bu aralar sık tartışıyorlardı. Nedenini bilmiyordum. Babamın da pişman olup geri döneceğini düşünüyordum. Ama saat gece yarısı olduğunda annem babamı beklerken uyuyakalmıştı. Bende onu kaldırıp kolunu omzuma atmış ve odasına çıkartmıştım ki babam şarkı söyleye söyleye içeri girdi. Koşarak aşağı indiğimde babam bir sağa bir sola yalpalanıyordu. Hemen koltuğunun altına girdiğim gibi onu koltuğa oturttum.

''Baba bu halin ne? Niye içtin? Neden kimse bana bir şey anlatmıyor!'' Delirmeme o anda ramak kalmıştı annemle babamın arasının böyle olması canımı yakıyordu ama elimden bir şeyde gelmiyordu.

O gece ayrı yatmışlardı. Ertesi sabah kahvaltıda da kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Sadece birkaç kez ortam gerginlikten çıksın diye yaptığım şirinliklere aynı anda güldüklerini yakaladım ama ötesi yoktu. Belki baş başa bırakırsam daha iyi olacağını düşündüm.

''Eee, afiyet olsun size ben çok yedim mmmh!'' Dedim karnımı okşarken.

Oradan hızla ayrılıp Burçağı aradım. Bugün cumaydı ve dersim geç saatteydi.

Gecenin Mavisi |TANITIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin