Gözlerimi hemen gözlerinden çektim ve yoluma devam ettim. Bir an için belki de ben öyle hissettiğimi sanmıştım. Önemli değildi.
''Gece sen ne diyorsun bu işe?'' Doğukan düşüncelerimi bozup kolunu boynuma dolamıştı.
''He? Ne işi?''
Aysin Doğukan'ın koluna gülerek vurup ''Ohoo, uçmuş bu ne o yoksa sende mi takıldın inanılmaz yakışıklı ve uzun boylu yeni asistana'' Asistan kelimesini vurgulamak için ellerini tırnak işareti yaparak söylemişti.
''Ne alakası var Aysin? Saçmalama hem nesine takılıcam?'' Dediğini yalanlamaya çalışarak çıkıştım oda elini 'tamam bir şey demedim, sakin' manasında havaya kaldırdı.
Doğukan başını bana döndürerek sordu "Bu akşam için yemeğe çıkma fikri sundum ve herkes kabul etti bir tek Ege burada değil ona da telefonla haber veririm.''
''Ders için 2 gün sonrasına birkaç yetiştirmem gereken yazı var, yazdıktan sonra birde hepsini dosya haline getirmem gerekecek, yani biraz zor. Siz gidin'' Burçak hemen atladı ''Ya gel işte ben yardımcı olurum sana gerekirse sabahlar yaparız lütfen...'' Bana hep aynısını yapıyordu masum masum dudağını büzüyor, meraklı bir şekilde 'lütfen kabul et' dercesine bakışlar atıyordu. En yakın arkadaşımdı ve ona karşı hassas olduğumu bildiği için beni hep bu noktamdan vuruyordu. ''Pekala ama bak dediğin gibi yardımcı olacaksın yoksa imkansız bitmez hiç biri, hem çokta geç kalkmak yok bugünden başlamak istiyorum.''
''Hıhı, söz'' Deyip yüzüme gülümsemişti. Bir kafeye oturduk ve bir şeyler atıştırmaya başladık. Biz beş kişiden oluşan bir arkadaş grubuyuz. Aysin ve Ege birbirleriyle çok atışırlar fakat gruptaki herkes biliyor ki birbirlerinden deli gibi hoşlanıyorlar. Yine de birbirlerinden hoşlandıklarını kendilerine bile itiraf edemiyorlar. Doğukan grubumuzun sert erkeğidir ama bize karşı değil genellikle dışarıya karşı böyledir. Dövmeleri ve piercingleriyle kötü çocuk masum kız hikayelerindeki o herkesin çekici bulduğu erkeklere birebir benzer. Burçağı zaten biliyorsunuz tam bir moda delisi aynı zamanda da tüm erkekleri peşinden koşturacak cazibeye sahip bir parti kızıdır.
Kafeden çıktıktan sonra son dersimize girecektik, gerçekten çok sıkıcı bir gündü. Bu ders tam olarak 1 saat sürecekti ama hoca kafasına göre isterse uzatabilirdi 'umarım uzatmazdı'
.........
Tahminim doğru çıktı ve ders tam 30 dakika uzadı! Bir an bugün hiç bitmeyecek sanmıştım. Burçağı evine bıraktıktan sonra bende nihayet evdeydim ve birkaç saat dinlenmeye hakkım vardı. Akşam ise hep beraber yemeğe çıkacaktık. Elimi yüzümü yıkadım ve üstüme rahat bir şeyler geçirip saçımı da tepeden salaş bir topuz yaptım. Nerdeyse her gün düzenli bir şekilde günlük tutardım ve birkaç gündür yazmaya vakit bulamıyordum bu yüzden yatağıma oturup güzel günlüğümün kapağını açtım.
''Sevgili sırdaşım,
Birkaç gündür yazmaya gerçekten vakit bulamıyorum ve yazamamak beni huzursuz ediyor. Şimdi bulduğum ilk fırsatta sana yazmaya karar kıldım. Bugün çok garip bir şey yaşadım. Gestaponun yeni bir asistanı var adı Arda. Bunun nesi garip değil mi? Garip tarafı bu değil, sanki onu tanıyor gibiyim evet hiç konuşmadım sadece bir kere göz göze gelmemize rağmen o gözler yabancı birinin gözleri gibi gelmedi. Umarım bu hislerimden kurtulurum çünkü bu gerçekten çok rahatsız edici!''
Yazmayı bitirdiğim zaman günlüğümü çekmeceme koymak için biraz dikeldim. Günlüğü tek elimle tuttuğum için sıkı tutamamış olacağım ki elimden düştü ve içinden bir fotoğraf dışarı fırladı. Eğilip günlüğü bir elime fotoğrafı da diğer elime aldım. Bu fotoğrafa bakmayalı 11 yıl olmuştu. Ağzımdan sadece bir kelime çıkabildi ''Yalancı'' ve ardından resmi buruşturup çöpe attım. O gelmemişti, söz vermişti ama gelmemişti. Aradan 11 yıl geçmişti şimdi gelse bile onu tanıyamayacaktım. Bugün çok fazla şey düşündüğüm aklıma gelince biraz düşüncelerimden uzaklaşıp uyumaya karar verdim. Uykumda olacak ki başımı yastığıma yasladığımda gözlerimin yer çekimine karşı gelirmişçesine uyguladığı tepkiden vazgeçip uykuma ayak uydurarak kapandığını hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi |TANITIM
Novela JuvenilHer gün yaptığım gibi kumsala gittim. Burayı seviyordum çünkü kimse yoktu ve sessizdi. Orası benim için ayrı bir yerdi, özeldi. O deniz kokusunu içime çekmek, o muhteşem havayı solumak... Sanki benim için yaratılmış bir yerdi. Aslında orası bir yand...