Öncelikle, şuna bir açıklık getirmek istiyorum. Okuduğunuz üzere önceki bölümde Gülsu'nun kurduğu birkaç cümlede anlatım bozukluğu var. Benden kaynaklı birşey değil, açıklamasını yaptığım gibi şizofreni hastalarının birçoğunun söyledikleri kelimeleri bizler anlayamıyoruz. O yüzden Gülsu'nun kurduğu bazı cümleler bozuk olabilir.
Hikayeyi daha gerçekçi kılacak şey Gülsu'nun bozuk cümleleri olacaktır. Elimden geldiğince cümlelere açıklık getirmeye çalışacağım ama lütfen Gülsu'nun kurduğu anlamsız cümlelere takılmayın.
İyi okumalar dilerim.
Her gün doğan güneşle beraber başlanan yeni güne Gülsu mutlu başlamıştı. Gülsüm Hanım her zamanki gibi sıkıntılı ve umutlu olsa da, umutsuzluk da bedeninde bir yerlerde pusuda bekliyordu.
Gülsüm Hanım kararsızlık içerisinde Gülsu'ya vereceği cevabı düşünürken, Tuğçe sabırsızlıkla kapının ardında bekliyor ve Gülsu'ya bakıyordu. Gülsüm Hanım bu olaya bir el atmak amacıyla Gülsu'nun yanına geçip Tuğçe'ye içeriye geçmesi için işaret verdi. " Bahsettiğim misafir bu yavrum. " dedi Gülsu'ya doğru. Gülsu tepki vermeden oturma odasına geçip koltuğa oturdu. Gülsüm Hanım Tuğçe'ye tereddütle gülümseyip içeri geçmesini işaret etti yeniden.
Tuğçe eve girip yüzündeki gülümsemeyle Gülsu'nun yanına ilerledi ve oturdu. Gülsu Tuğçe'ye bakıp önüne döndü ve televizyon izlemeye devam etti. Gülsüm Hanım kızların yanına gidip, " Kahvaltı hazırlayacağım. Siz oturup kaynaşın. " dedikten sonra gülümseyerek mutfağa ilerledi. Tuğçe kısa süre sonra Gülsu'ya dönüp gülümsedi.
" Ben Tuğçe. " deyip elini uzattı Gülsu'ya yüzündeki gülümsemeyle. Gülsu Tuğçe'nin eline bakıp eski pozisyonuna döndü. Eve gelen misafirden hoşlanmazdı ve annesi eve yeni birini getirmişti. Tuğçe Gülsu'nun hareketine karşılık elini geri çekti ve ayağa kalktı. Şu an Gülsu ile muhabbet kurmak ona doğru gelmemişti. En iyisi Gülsüm Hanım'ın yanına gidip tüyo koparmaktı.
" Mutfak nerede Gülsu? " diye sordu Gülsu'nun karşısına geçip. Gülsu karşısında duran Tuğçe'ye bakıp bakışlarını tekrar televizyona çevirdi. Tuğçe Gülsu'nun onu takmadığını görünce televizyonu kapatacak şekilde önüne geçip Gülsu'ya tekrar sordu aynı soruyu. " Gülsu, mutfak nerede? "
Gülsu sinirle gözlerini kısıp bakışlarıyla televizyonu gösterdi. Önceden not defterine yazdığı 'Nefret Ettiğim Hareketler' listesinde televizyon izlerken birinin onun önüne geçmesi ve televizyon keyfini bölmesi vardı. O listeyi hâlâ tutuyordu ve Tuğçe bu listedeki bir maddeyi uyguluyordu.
Tuğçe Gülsu'nun televizyonu gösterdiğini anlayıp arkasını döndü ve magazin haberine bakıp tekrar Gülsu'ya döndü. Her ne kadar Gülsu ona şu an sert bir şekilde bakıyor olsa da o bu bakışları önemsemeyip televizyonun karşısında durmaya devam etti.
Gülsu'nun sinirleri artmaya başlamış, Tuğçe'ye her an dalacakmış gibi bakıyordu. Tuğçe ise o bakışları önemsemediğini hareket etmeyerek belli ediyordu.
" Çık şuradan! " diye tısladı Gülsu. Tuğçe omuz silkip, " Mutfağın nerede olduğunu söyleyene kadar çıkmayacağım. " dedi. Gülsu olduğu yerden kalkıp Tuğçe'nin karşısında durdu ve eliyle dış kapının olduğu yeri gösterdi. " Çık git! " diye bağırdı. Tuğçe, Gülsu'nun bu sert çıkışına kaşlarını çatıp ellerini beline koydu ve mahalle kadınları gibi kavga havasına büründü. " Sadece mutfağın nerede olduğunu söyle ve çıkayım. "
Tuğçe'nin bu tavrı iyi değildi. Gülsu hırçın bir hale büründüğü zaman ne yaptığı belli olmuyordu.
Gülsüm Hanım bağırma sesi duyduğu anda korkuyla elindeki tabağı masaya fırlatır bir şekilde bırakıp oturma odasına ilerledi. Gülsu'nun hırçın bakışları ve Tuğçe'nin meydan okuyucu duruşuyla olaya el atmak için araya girdi. " Gülsu, kızım sen otur. Tuğçe benimle gel istersen sen. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Çare Arkadaşım
Phiêu lưuWattpad'de ilk şizofreni hastalığını tamamen konu alan hikaye. 97 puanla FLİGRAN2016 2.si! TANINACAĞIM YARIŞMA KAZANANI! İNVİSUS2016 1.Sİ! Arkadaş insan için her zaman sırdaş ve yoldaştır. Ama parayla tutulan bir arkadaş sizin hayatınızı baştan aşa...