Wattpad'de ilk şizofreni hastalığını tamamen konu alan hikaye.
97 puanla FLİGRAN2016 2.si!
TANINACAĞIM YARIŞMA KAZANANI!
İNVİSUS2016 1.Sİ!
Arkadaş insan için her zaman sırdaş ve yoldaştır. Ama parayla tutulan bir arkadaş sizin hayatınızı baştan aşa...
Vural karakterini değiştirdim. Bana göre bu karakter daha iyi siz ne düşünürsünüz bilmiyorum.
İşte yeni Vural;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Akıl Oyunları adlı filmde hayatı beyaz perdeye aktarılan Nobel ödüllü matematikçi John Nash ve eşi Alicia bindikleri taksinin kaza yapması sonucu Nash eşini kaybetmişti. Ünlü matematikçi 45 sene şizofreni hastalığıyla mücadele etmişti. Herşeye rağmen kendinden vazgeçmeyen Nash, 1994 yılında oyun teorisiyle Nobel Ekonomi ödülünü kazanmıştı.
Hayat mücadeleden ibaretti sadece. Üstesinden gelinmeyecek hiçbir durum yoktu, her şeyin her zaman bir çözümü vardı. İnsanoğlu inansa, ortada çözülmemiş bir durum yoktu ancak birçok insan bazı sorunlara sadece çözüm odaklıydı.
Şizofreni hastası olanlar her zaman toplum tarafından dışlanılmıştır. Hâlbuki şizofreni hastalarının en çok ihtiyacı olan şey doğru arkadaşlıktır. Evet, şizofreni kalıcı bir hastalıktır ancak çözümsüz değildir.
Gülsu şanslıydı, onun gibi birçok şizofreni hastası onun kadar iyi arkadaşlara sahip olamıyordu.
Uzman doktorlar tarafından kontrol altında tutulduğu sürece şizofreni hastalığı yenilebilir bir durumdur. Vücudu terk etmez ancak hasta iç dünyasından dışa yönelmeye başlar.
" Olmuyor oğlum, buna bir çözüm bulmam lazım. " dedi Gülsüm Hanım sıkıntısını Emre'ye paylaşarak. Gece yarısı on ikiydi ve Emre ile Gülsüm Hanım karşılıklı kahve içerken Gülsu'nun hastalığı ve maddi durumları hakkında konuşuyorlardı.
" Bir çaresi elbet var Gülsüm Abla, ben elimden gelenin fazlasını yapacağım. İnan bana. " dedi Emre Gülsüm Hanım'ın yarasına merhem olmak umuduyla. Emre Gülsüm Hanım'a yardım etmek istiyordu ancak Gülsüm Hanım Emre'ye yeterince yük olduğunu düşündüğünden ondan yardım istemiyordu.
" Bunu kabul etmeyeceğimi biliyorsun Emre, teklifte bile bulunma. " diye uyardı Gülsüm Hanım. Emre sıkıntıyla iç çekip eliyle yüzünü sıvazladı, " Peki ne düşünüyorsun? Bir işe falan mı gireceksin? " dedi Emre merakla. Emre her türlü yardım etmek istiyordu Gülsüm Hanım'a ancak Gülsüm Hanım Emre'nin yeterince yardım ettiğini düşünüyordu. Gülsu ile arkadaş kalması bile Gülsüm Hanım için mutluluk kaynağıydı.
" Düşünmedim değil aslında. " diye mırıldandı Gülsüm Hanım. Bir işe girip çalışmak ve kendine ek gelir sağlamak ona mantıklı geliyordu. " Turan'ın maaşı Gülsu'nun ilaçlarına gidiyor. " diye söylendi kendi kendine. Eşinin kendi üzerine kalan maaşı Gülsu'nun ilaçlarını karşılamaya yetiyordu ancak yaşadıkları evin de ihtiyaçları vardı.
" Bu şizofreni hastaları için devlet belli bir ücret ödüyor, ona başvuru yapmadın mı? " dedi Emre yaptığı birkaç araştırma sonucu edindiği bilgiye göre. " Bak Gülsüm Abla, seni az çok anlayabiliyorum, Gülsu'nun bu hastalığını kabullenemiyorsun ancak bu acı bir gerçek. " dedi Emre üzgün sesiyle. Gülsüm Hanım'a bu cümleleri sarf etmek istemezdi ancak devletin Gülsu'ya vereceği para Gülsüm Hanım'ın işine yarayabilirdi.
