Druid

954 59 16
                                    

"Ne yani seni de mi C ye attılar?"

"Niye bu kadar şaşırdın ki onu anlamadım."

"Yok, yani şaşırmamın sebebi notlarının yüksek olduğunu düşünmüştüm. A'ya filan gidersin diye düşünmüştüm."

Utandığı için gözlerini yere dikmişti ve sağ eliyle ensesini kaşıyordu. Böyle çocuksu hareketler yapmaya devam ederse ona nasıl dayanacağımı bilmiyordum. Onu şu anda kucağıma alıp okuldan kaçırasım geliyordu ama bunu yapamazdım. Erkeklere ilgi duyuyor mu, duymuyor mu bilmiyordum. Zihnine giremiyordum.

Sadece küçük kesitler görebiliyordum. Bunlarda da hiçbir bilgi elde edemiyordum."
"Aslında önüme koydukları sınav çok saçma ve kolaydı ama ben sadece 20 soru yaptım. Ed C'de olduğu için C'ye gitmek istiyordum."
"Ha, şimdi anladım."
"Evet, ama biraz daha oyalanırsak geç kalacağız."
"Tamam, hadi gidelim."

Sınıfa vardığımızda biraz tedirgindim. Her yerden zihin titreşimi alıyordum. Ölüm ve Yaşam onlara ulaşmak istiyordu. Daha zil çalmadığı için koridorlar boştu ama gergin olduğum için de Ölüm ve Yaşam'ı kontrol edemiyordum. Bu benim için biraz zor olacak gibiydi.

Zil çaldığında sınıfın kapısı açılmıştı ve öğretmen dışarı çıktı. Harry gördüğünde onunla konuşmak istediğini söyleyip bir kenara çekti. Ben de derin bir nefes alıp kapıdan çıkanlara aldırmadan içeri daldım. Etrafa bakındığımda en arkada oturan Ed'i görmüştüm. Ed beni görmemişti. Birisiyle konuşuyordu.  Tanıdık bir siması vardı. Evet, bu oydu, Liza.

Benim eski okuldan arkadaşımdı. Koyu kahve tonlarındaki dalgalı saçları, açık kahverengi gözleri, kumral tenli ve1,60 boylarında çok güzel bir kızdı. Ed ile ruhani yolla bağlı olduğumuzdan büyü olmadan onu bazı şeylere teşvik edebiliyordum. Bu seferki bana doğru bakmasıydı. Kafasını bana doğru çevirince susması için işaret yaptım ve Liza'ya doğru sessizce yürümeye başlamıştım. Tam arkasına geldiğimde belinden sarılıp bir anda kendime çevirdim. İlk önce benim kim olduğumu fark edememişti ama şaşkınlığı geçince çığlığı koparmıştı.

"Luciennnnnnnnn, s-sen burada ne arıyorsun?"

"Hmm... Bir bakalım. Öncelikle bu okula kayıt yaptırdım ve sınıfım burası."

"Ne? Sen ciddi misin?"

"Evet, Liz. Ne oldu, beni istemiyor musun?"

"Saçmalama be, seni istemez olur muyum?" Deyip sarılmıştı, ben de ona sarılmıştım. Bir süre sonra ayrıldığımızda biraz piçlik yapayım dedim. Aklını karıştırmak istiyordum.

"Hem sen istemesen de gidemem zaten ikizim bu sınıfta." Deyip Ed'e göz kırpmıştım. O da işaretimi anlamış vrkonuşmaya dahil olmamıştı. O daha sonrada devreye girecekti.

"Ne? Ne ikizi ya? Senin ikizin yoktu ki, oğlum. Neyin kafasını yaşıyorsun sen bakıyım? Ne kullandın?"

"Birincisi, Liz. Hiçbir şey kullanmıyorum; ikincisi, bundan 5 ay öncesine kadar ben de bilmiyordum ama meğersem varmış."

"Nasıl ya? Kafam karıştı, dur bir dakika. Kim bu ikizin, ben tanıyor muyum?"

"Evet, Liz. Hem de çok yakından. Tanımaman imkansız, bu sınıftan kendisi."

Ed'e baktığımda gülmemek için dudaklarını kemirdiğini görmüştüm. Bakmama gerek de yoktu zaten. Kendi dudaklarımın yanmasından hissediyordum. Geri zekalı biraz daha bastırırsa kendi dudağında delik açacaktı. Onun gözlerinin içine bakarak zihnine;  dudaklarını kemirmeyi bırak, benim de canımı acıtıyorsun, diye bir konuşma göndermiştim. Göz teması kurduğumuz sürece zihin yoluyla konuşabiliyorduk. Bunu 3,5 yaşında öğrenmiştik. Birbirimize sormamız gereken önemli bilgilerde bunu kullanırdık. Tabii bu büyüdükçe benim ona ulaşmak için kullandığım bir yola dönüşmüştü.

Ölüm ve Yaşam ( Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin