Sabah uyandığımda biraz şaşırmıştım. Deliksiz bir şekilde uyumuştum. Abim hala yanımdaydı ama bir kişi daha vardı yanımda. Bu Ed'di. Efsunlar haber vermemişti çünkü hepsi abim tarafından kırılmıştı. Bunun bir önemi yoktu. Kötü bir niyetle gelinseydi bile odamın her yerinde büyüler vardı. Efsunlar kırılırdı ama büyüler daha sağlamdı. O yüzden sadece odama yapmıştım. Üç kardeş sarmaş dolaş yatıyorduk. Ed'e baktığımda birbirlerine çok benzediklerini gördüm; sarı saçları, kalıplı vücutlar, güneşte esmerleşmiş sarı bir ten. Onlarla sadece göz renklerimiz aynıydı. Ela. Melezlerin gözleri ela olurdu. Kurda dönüştüğümüzde sarıya dönerdi gözlerimiz; büyü kullandığımızda büyümüzün şekline göre değişirdi göz rengimiz.
Her zaman ki gibi erken uyanmıştım ama bu sefer mutsuz olarak değil, çok mutlu olarak. 8 yıl sonra abime sarılabilmiş ve onun kollarında uyuyabilmiştim. Biliyorum, bunlar her şeyi bilen birisi için çok çocuksu ya da saçma olabilir ama ben ne kadar bilge statüsünde olsam da hala içimde ailemden gelecek küçük bir sevgi kırıntısını bekleyen bir çocuk var.
Bugün yine okul vardı okullardan nefret etmeme rağmen bu seferlik okula gitmeyi istiyorum çünkü hayatımda ilk defa birisinin ne geçmişini ne geleceğinden kesitleri ne de aklını okuyabildiğim birisi var;
Harry. Onun kim olduğunu çok merak ediyorum ya da ne olduğunu. Bir büyücü zihnini bana kapatmaya çalışsa da bunu başarması çok zordur. Bunu başarsa bile geçmişini ve geleceğini hiç bir büyü yardımı ile gizleyemez. Başka bir varlık olabilir mi? Melek, şeytan ya da mitolojik bir varlık. İnsan olmadığından eminim. Ne kadar aklını okuyamasam da vücudundaki aurayı hissedebiliyorum. Onda ters giden bir şeyler var.
Harry hakkında düşüncelerime o kadar çok dalmıştım ki üstüme Ed atladığında az kalsın onu kızartıyordum.
"Beni korkuttun Ed!"
Kafasını yere eğmiş kıkırdıyordu."Üzgünüm ama sana seslendim. Bu kadar dalacak ve kalbini hızlandıracak ne düşünüyordun ki.
Senin yüzünden uyandım."
Ed söylemeden önce kalbimin hızlandığını bile fark etmemiştim. Bu çocuğu düşünmek beni aptallaştırıyor ve dikkatimi dağıtıyordu.
"Yok, yok bir şey. Hem uyanman iyi oldu; okula geç kalıcaz."
Bana sorgulayan gözlerle bakıyordu. Ruhlarımız birbirine bağlı olduğu için genelde beni hissediyordu. Bunu kapatamadığım için ikinci nefret edişimdi. Birincisi ilk av günümdü. Abimin geyiği yediği ve benim bir çiftlik hayvanı gibi damgalandığım gündü çünkü: babam beni damgaladığında Ed benim çektiğim acıyı bu bağ yüzünden bire bir hissetmiş ve bir anda gelen acı yüzünden çıldıracak seviyeye gelmişti. Benim çektiğim acının aynısını ama daha ağırını yaşamıştı kardeşim. Ne de olsa ruh bedenden daha kırılgan bir yapıydı.
Ed'in sarsması ile kendime geldim.
"Hey neyin var senin bugün, dalıp duruyorsun, iyi misin?"
"İyiyim. Sadece odana gidip hazırlan tamam mı?"
Yine iğneleyen gözlerle bakıyordu.
"Ed hadi."Sesim itiraz kabul etmeyen cinstendi. O da itiraz etmeye kalkışmadı zaten. Yataktan kalkıp odadan çıktı. Abim hala uyuyordu. Onu uyandırmak istemiyordum. Uykusu her zaman ağırdır ama her kurdun olduğu gibi tehlike sezileri de kuvvetlidir. Öyle bir durumda hemen kendine gelecektir.
Yavaş bir şekilde yataktan kalkıp dolabıma ilerledim. Okulumuz serbestti. Bu benim için iyi bir şeydi. Her zamanki gibi siyah uzun kollu sweat, altına siyah dar paça kot seçtim. Genelde siyah ve beyaz renklerini tercih ediyorum. Hep uzun kollu giymemin tek sebebi ise sağ ve sol taraflarımdaki değişik dövme figürlerinden kaynaklanıyor. Bunlar ölüm ve yaşamın vücuduma yansımaları diyebilirim. Sol tarafımdaki korkunç dövmeler ve sağ tarafımdaki cenneti anlatan figürler birbirlerine o kadar zıt ve uyum içindeler ki insanlar bunları gördüklerinde hem büyüleniyor hem de korkuyorlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm ve Yaşam ( Gay)
FantasyFantastik bir dünya: Büyücüler, kurt adamlar, melezler, druidler ve bir çoğu... Her türlü yaratığın bir arada olduğu bir dünya... Ve bu dünyada iki erkek; biri evrenin bilgesi, diğeri zihnini evrenden gizleyebilen karanlık bir büyücü... Bir araya ge...