Yaşamın gazabı

346 24 15
                                    

işte o an zihnimin derinliklerinden bir çığlık yükseldi.
"Ölüyor buna asla izin veremem."
"Bi-zzihimmm ooo-la-naaa dooo-kuun  Du."
Aynı anda iki ses fakat bu sefer yaşamın öfkesi ölümün kinden baskındı öyle bir öfkeydi ki kanım derimin altında fokurdadığını hissediyordum.

Bunu ikinci hissedişiydi ve ilkinde çok zor durulmuştu fakat bu sefer durulmasına gerek yoktu savaştayız sonuçta.
Zihnimin kapılarını açıp yaşamı sahneye çağırdım bunu beklercesine altın kuru alfabeleri etrafımızda dönmeye başladı.
Ağacın dalından süzülerek Ed'in yanına indik tam önümüzde ise Ed'i öldüren kurt vardı.
Bizi gördüğü an saldırdı fakat yaşam oralı bile olmadı parmağını kurda doğru uzattı ve Ed'e doğru eğildi.
Kurda ne mi oldu?
Ayakları toprağa gömülüp kök saldı ağzından, gözlerinden, kulaklarından hatta karnından ve sırtından dallar çıkıp onu ruhu olan bir ağaç yaptı sonsuza kadar ruhu hapis kaldı.

Kuru alfabesi edin yanına çöktüğümüzde etrafını sarmaya başladı, yaşam elini ölüler diyarına uzattı ölü ruh yaşamın çağrısına kulak verdi geri bedenine dönmeyi kabul etti.
Ed'in garip bir açı ile kırılmış boynu kütürdeterek eski haline aldı 1 dakika 12 saniye sonra ise nefes almaya ve gözlerine açmaya başladı.
Yaşamın kardeşimle işi bitmişti sırada öfkesini dindirmeye ailemize zarar veren herkes gazabına uğrayacaktı.

Yerden kalktı zaman yavaşladı kuru alfabeleri  walf klanının etrafını sardı.
Yaşamın gücü inanılmazdı her şeyi yeniden dizayn etme gücü vardı etrafta çığlıklar duyulmaya başladı bütün ormanı çığlıklar kapladı.
Walf klanı artık ormana karışmıştı bazıları ağaçlara dönüşmüş bazıları parçalanıp vahşi orman hayvanlarına dönüşmüştü tek ortak yanları hepsinin ruhları acı içinde kıvranıyorlardı.
Ölü kurtlar bir anda çürümüş toprağa karışmıştı bizim klanımızdan tek bir kayıp bile yoktu yaralılar ise çoktan iyileşmeye başlamıştı bile.

Bu kadarı yeterliydi zihnimin kapılarını kapatmış yaşamı vücudumun kontrolünü geri almıştım.

Bedenim yorulmuştu buradan bir an önce uzaklaşmalıydım yaşamı serbest bırakmanın bir yan etkisi vardı.
Yaşam iyileştirdiği sürece zararsız bedenime hiç bir etkisi yoktur çok az yorulurum fakat o sinirlenip bunu sağlayan kişileri cezalandırırsa vücudum bir süre kontrolü kaybedip kendini tamamen savunmasız bırakır.
Gözlerimi kapatıp kendimi korunaklı bir mağaraya  ışınlandım girişini ise tamamen efsunla kapattım. Ne birisi girebilir ne birisi çıkabilir bu günler için yarattığım bir efsun türüydü bu.

Ve kendimi karanlığa bıraktım.
Yaşamın bakış açısı:
Uyuyordum fakat zihnim olanların farkındaydı.
O iğrenç sürü evimize gelmişti ve bize savaş ilan ediyorlardı onları korumam gerekmiyordu benim için bile suçluydular bu yüzden cezayı hak ediyorlardı.

Bizim soyumuza Uren diyorlar cennetin bilge tasarımcıları cenneti ve dünyayı bizler tasarladık ve yarattık istediğimiz her canlıya, ölmüş olana hükmedebiliriz bir taş parçası aslana dönüşebilir bir aslan ise bir taşa.

Ölüler yaşayabilir salıkla, en sağlıklı yaşayanlar ise çürüyüp karışır toprağa.

Bu insan oğlu bizimle birlikte doğdu onunla birlikte yaratıldım aslında yanımdaki cani yaratıkla bu bedene zihne hapsoldum sonsuza kadar.

"Ölüyor asla izin veremem"
Lucien'ın kardeşi ölüyor bu affedilemez o bizim o bizimle bağlı bizi hisseder biz onu hissederiz acısı derimin altında geziniyor kanım kaynıyor sinirleniyorum ve gazabımdan kimsenin kaçmasına izin vermeyeceğim.

Lucien kapıları açtı işte benim sıram.
Kuru alfabesi etrafımızı sardı önceliğim ölü ruhu geri bedenine çağırmaktı.

Ölmüştü artık ruhu bedenden ayrılmış ölüler diyarına yelken açmıştı fakat benim çağrıma elbet kulak kabartacaktı.

Bana engel olmaya çalışan bir kişi bile yaşayamayacaktı bize saldırmaya çalışan kurt gibi ya bütün içi dışı parçalanarak kemikleri toz olarak ağaca dönüşecekler yada pis vahşi hayvanlara hepsinin ruhu hapsolup sonsuz acı çekecekler.

Yere eğilip kaybımıza baktım boynu garip bir şekilde kırılmış sarı gözleri donuklaşmış kürkünün parlaklığı kaybolmuştu.
Ölüler diyarına elime uzattım ölü ruhu huzuruma çağırdım.
"Daha senin sıran gelmedi yaşamın yeni başladı şimdi geri dön vücudunu canlandır."
Önümdeki beden iyileşmeye başlamış bir kaç saniye sonrada gözlerini açmıştı.
Sırada ise kanımdaki gazabı akıtmaktı.
Ayağa kalkıp ellerimi havaya açtım yaratma yazıtları bütün kurtları sarıp acılar içinde bambaşka akılsız canlılar yarattı.
Mağara lucien bakış açısı:
Ne zamandır baygınım yada neler olup bitiyor hiç bir bilgim yok zihnim çok karanlık sanki uzay boşluğunda sürükleniyorum.

Bedenimin durumu nasıl yada efsunu mu geçebilecek bir kişi oldu mu?
Her gün genç bir bilge,büyücü ve iki ruh taşıyorum bu vücutta.

Sadece yaşam bayılma mı sağlayabildi bu zamana kadar ve bu bizim için çok kötü bir olay, evimde kalsaydım kesin babam kellemi almanın bir yolunu arayacaktı o yüzden ortadan kaybolmak en iyisi.

Düşüncelerim bulanıklaşıyor zihnim daha çok kararıyor son hissettiğin şey ise garip bir sıcaklık.

Ölüm ve Yaşam ( Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin