"Uyan"
"Uuu-ya-nnn"
Zihnim yavaş yavaş karanlıktan aydınlığa çekiliyordu.
Zihnimin derinliklerindeki sesler uyanmamı istiyordu.
Neredeydim?
Kimdim ve en önemlisi neydim?
Karanlık çok yoğundu sanki hiç ışığa çıkamayacakmışım gibi ama bir şekilde biliyordum en karanlık gecede küçük bir yıldız ay kadar parlak olacak ve size yol gösterecektir.
"Uyan artık taşıyıcı."
"Kimsin?"
"Bizi tanıyorsun taşıyıcı biz seniz şimdi karanlığı dağıt ve bizi bu durumdan kurtar çok geç olmadan."
"Nasıl?"
"Sa-deee-ceee u-yya-nn."
Bir anda şimşek çakmış ve kara gece aydınlanmıştı.
Gözlerim açılmış kendime gelmiştim.Hareket etmek istediğimde ise bir sandalyeye bağlı olduğu anlamıştım.
Son olanlar beynimde dönüyor neler olduğunu nerede olduğumu çözmeye çalışıyordum.
Neler olmuştu yaşamın gazabı dünyayı sarsmış Ed'i kurtarmış ve her zaman olduğu gibi güçten düşmüştüm ve bir mağarada inzivaya çekilmiştim sonrası.
Bu zindana nasıl gelmiştim yada getirilmiştim tılsımlarım işe yaramamış mıydı?
Bileklerimi ayaklarımı hatta boynumu bile demir sandalyeye bağlamışlardı.
Ölüm ve yaşam zihnimin gerilerinde seslerini duyurmaya çalışıyorlar gibiydi onları net duyamıyordum.
Büyüm beni terk etmiş gibiydi hiç bir şey yapamıyordum neler oluyordu.Hiç bir şey anlayamıyordum kaç saattir buradaydım yada ayılalı ne kadar zaman olmuştu beynim sanki işlevini yitirmişti hiç bir şey düşünemiyordum.
İşime yarayabilecek hiçbir şey yoktu etrafta demir bir kapı penceresiz gri duvarlar boş bir oda ve üstünde oturduğum demir sandalye. Güçlerimi etkisiz hala getirmek içinse tavana ve yere çizilmiş pentagram.
Beklemeliyim neler döndüğünü çözmeli sonrasında harekete geçmeliyim kim yada ne olduklarını öğrenmeliyim.
Kapının arkasından gelen seslere bakılırsa çok beklemem gerekmeyecek.
Demir kapı gıcırtıyla aralandığında içeri ışık girmiş ve etrafı daha iyi seçe bilmiştim ve görmeyi beklemediğim yüzle karşı karşıya gelmiştim.
Neler oluyordu burada.
"Harry."
Saçları her zamanki gibi dağınık siyahlar içinde gözleri donuk bir şekilde karşımda dikiliyordu.
"Burada neler oluyor.""Merhaba taşıyıcı."
"Taşıyıcı?"
Kafam karışıyordu taşıyıcı ben çocukken ruhların bana seslenme şekilleriydi o zamanlar beni sevmez ve benimle işbirliği yapmazlardı ta ki onların saygınlığını kazanana kadar bu şekilde seslenmişlerdi bana.
"Evet lucian taşıyıcı sen."
"Bu ne demek oluyor neden ben buradayım ve sen."
Ne söylediğimi kendim bile anlamıyordum şu anda lanet olsun karşımdaki Harry di her sabah bakıştığım derslerde izlediğim gülüşlerini zihnime kazıdığım adamdı.
"Ah üzgünüm aslında daha bekleyecektim sen bana iyice aşık olduktan sonra harekete geçecektim fakat elime bir fırsat geçince değerlendirmek istedim.""Harry ne saçmalıyorsun."
"Pentagramlar iyi iş çıkarıyorlar baksana sudan çıkmış balık gibisin lucian bilgeliğinden geriye gelişmemiş bir beyin kaldı desene çok yazık.""Sen kimsin ve ne istiyorsun?"
"Ah üzgünüm kendimi tanıtmayı unuttum ben Harry lakyuz, Ignel lakyuz'un gayrı meşru oğlu karanlık meclisin beşinci ayağım."Şimdi raylar yerine oturmuş beynimde tehlike çanları çalan tren hareket etmeye başlamıştı o meclisin bütün kararlarını alan beş kişiden birisiydi pentagramın beşinci ayağı gizliliğin karanlığın sahibi denilen kişi karşımdaydı.
"Ne istiyorsun."
"Seni istiyoruz lucian bu kadar basit meclis toplandıktan sonra seni sen yapan her şeyi yok edip bizim yapacağız işte o zaman seninle çok eğleneceğiz.""Hıh öylemi Harry lakyuz bunu görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum."
"Bundan kaçışın yok lucian ailen nerede olduğunu bilmiyor ve seni bulamayacaklar bir kaç saat içerisinde bütün meclis üyeleri gelmiş olacak ve sen benim kuklamdan başka bir şey olmayacaksın."
"Bunun olmasına izin vereceğimi sana düşündüren ne senin meclisin beni zapt edebilecek mi lakyuz?"
"Kendine çok güveniyorsun küçük çocuk fakat seni yok edecek şey bu güvenin seninle daha çok eğlenmek isterdim fakat yapacak işlerim var."Kapının gürültüyle kapanması ışığın kaybolması ve omuzlarımın yer çekimine yenik düşmesi aynı saniyelerde gerçekleşti.
Ben bunu nasıl görememiştim o kadar açık bir şeydi ki onun cazibesine kapılmış görmem gerekenleri görmemiştim zihnine giremem, ortadan kaybolmaları, garip gelen kokusu aslında düzgün düşünsem her şey çok açık gözüküyordu.
İşte şimdi annemin dediği şeye hak veriyordum.
"Aşk lucian bir büyüden daha güçlüdür oğlum ne kadar güçlü olursan ol aşk insanı güçsüzleştirir ve kör eder onunla savaşamazsın önündeki karanlık çukuru görmez olur düşersin ve düştükçe bu seni mutlu eder oğlum.""Aşk zehirlerin ve büyülerin en güçlüsü bir bilgeyi bile aldatabilir."
Şu anda o karanlık kuyunun dibine çakılmış bir enkaza dönmüştüm sadece gözüm açılmıştı ve bu benim için yeterliydi karşımda kimler var ne kadar sürem var öğrenmem gereken şeyleri öğrenmiştim şimdi harekete geçme zamanıydı aşk açımı sonrada yaşardım.
Sivri köpek dişimi alt dudağıma geçirip kanamasını sağladım bana kan lazımda bol bol.
Ağzımı doldurana kadar kanayan dudağımı emdim kan tadı metalik ve sıcaktı.
Ağzımdaki bütün kanı ayağımın altındaki pentagrama püskürttüm.
Evet evet biliyorum güçlerimi engellediler ne yapabilirim ki bana hazır bir pentagram bırakmışlar kullanmazsam olmaz değil mi çağırma büyüsü için güce ihtiyacım yok anılarım hala benimle.
"Totum altera agrneni elema ogumente olyo agri."
2x"Çağrıma kulak ver ulyard kanımı senin için döktüm sana sesleniyorum.
"Ulyard yeminini hatırlamanı ve sesime kulak vermeni emrediyorum ortaya çık çağrıma kulak ver efendin seni çağırıyor."Yer kabardı lavlar odanın içine akmaya başladı yanık insan eti kokusu ve insan çığlıkları odaya dolmaya başladı dünya karardı ve benim evcil hayvanım çağrıma yanıt verip dünyaya ayak bastı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm ve Yaşam ( Gay)
FantasiFantastik bir dünya: Büyücüler, kurt adamlar, melezler, druidler ve bir çoğu... Her türlü yaratığın bir arada olduğu bir dünya... Ve bu dünyada iki erkek; biri evrenin bilgesi, diğeri zihnini evrenden gizleyebilen karanlık bir büyücü... Bir araya ge...